Selam,
Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. Bu bölüm çok ihtiyacım var.
Bölüm başlığı hikayenin adını şekillendiren şarkı, Cem Adrian- Kayıp (Gazapizm ile düet versiyonu)
Umarım seversiniz
On iki durak, duraktan bahçe kapısına dokuz dakika, bahçe kapısından merdivenlere yaklaşık yirmi adım, Alaz'ın odasına çıkan kırktan fazla basamak ve Alaz'ın kapısını açıp attığı tek adım... Attığı adımların birinde bile Asi'nin öfkesi ya da soru işareti azalmamıştı. Yol geldiği diğer zamanlara göre o kadar uzamıştı ki Asi, Alaz'ı defalarca aramış, yanıt alamadıkça kendini bir kabusun içinde olduğuna inandırmıştı. Asi gidecekti, gidecekti, gidecekti, yol bitmeyecekti ve sonra nefes nefese uyanacaktı. Keşke öyle olsaydı. Öyle olsaydı daha nefesi rayına oturmadan yine Alaz'ı arar, 'Alaz çok kötü bir rüya gördüm. Güya sen beni aldatıyordun ama ben bir türlü senden hesap sormaya gelemiyordum.' derdi. Alaz da Asi'nin bilinçaltının senaryo yazarlığına hayran kalırdı.
Her şey gerçekti. Yol bitmişti, Asi varmıştı, Alaz karşısındaydı.
Elindeki telefonu Alaz'ın üzerinde gömlek ve pantolonla yattığı koltuğa attı Asi. "Alaz bunlar ne?"
Asi büyük manşetlerle yazdığı gibi Soysalan'ların küçük velihatının kardeşinin kırkı çıkmadan çapkınlık turuna çıkmadığını biliyordu. Ya da başka bir gazetede yazdığı gibi Soysalan'ların iki numarasının yas tutma sürecinin çapkınlık olmadığını biliyordu. Başka bir internet sitesinde olduğu gibi Alaz'ın teselliyi alkolde bulup kızlarla dağıtmayacağını biliyordu. Bu yüzden yalnızca bu saçmalığın nasıl bir karışıklık sonucu ortaya çıkmış olabileceğini merak ediyordu.
Alaz sağ elinin ayasını şakağına dayayarak yerinden doğrulmaya çalıştı. Kafasını yerden kaldırmadı. Asi'nin yüzüne bakmadı, bakamadı. Asi telaşla Alaz'ın yanında aldı soluğu, tek dizi üzerine eğildi yüz hizasına gelebilmek için. Alaz'ı kardeşleriyle ortak acılarına bırakmak istemişti bir haftanın sonunda ama Alaz tek başına mı dağılmıştı? Asi yanında olamamış mıydı bu kez dağılırken?
"Alaz?" Ellerini genç adamın çenesine yerleştirdi gözlerini bulmaya çalışırken. "Alaz iyi misin, ne oldu?"
Beklemediği bir şey oldu. Kabusunda bile görse Alaz'a söyleyemeyeceği kadar saçma bir şey oldu. Odada başka bir nefes daha vardı. Alaz'ın banyosundan çıkmış Asi'nin görüş alanına girmişti. Hoş giyimli, sarışın, güzel bir kız... Asi ayağa kalkmaya çalışırken yere dayalı dizi taşıyamadı kızı. Sendeleyip düştü olduğu yere. Alaz refleksle uzandı Asi'ye ama tüm Soysalan malikanesini dolduran bir bağırış koptu Asi'den. "DOKUNMA!"
Alaz, Asi odaya girdiğinden beri ilk defa baktı kızın gözlerine. Altı sene tanışıklık, iki yılı beraberlik... Asi'nin gözlerindeki her neyse ilk defa görüyordu. Asi, Alaz'a baktıkça Alaz'ın her bir hücresi hayal kırıklığı olarak şekillenip yere bırakıyordu kendini. Asi'ye uzanan elleriyle donup kalmıştı ama ruhu yerde kocaman bir yığın hayal kırıklığıydı. Buradan dönüşü hiçbir zaman olamayacaktı Alaz'ın. Bitmişti her şey. Alaz bundan sonraki hayatını sürüngen bir hayal kırıklığı olarak geçirecekti. Göze almamış mıydı zaten bunu?
Asi ayağa kalkarken Alaz da elleriyle kızın bedenini takip ederek kalktı. Sanki Asi tekrar sendelese tutacakmış gibi, sanki Asi buna izin verecekmiş gibi.
"Alaz..."
Alaz acaba son kez mi duyuyordu Asi'den adını? Artık arsızlığın son perdesi olamalıydı bu. Şu durumda Asi'nin ağzından çıkacak 'Alaz' kelimesinin peşine düşemezdi, düşmemeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Çocuklar
FanficYaman, Asi ve Cesur Zafer'in elinden kurtulduktan birkaç ay sonra Yaman ailesini bulsaydı nasıl olurdu. Çok uzatmadan Aslaz ve biraz da Yamlaz based bir kurgu olacaktır.