Selam, güzel yorumlarınız için teşekkür ederim.
Bölüm başlığı Cem Adrian-Biz Senle
Umarım seversiniz.
"Telesekreter servisine hoş geldiniz. Dört adet yeni sesli mesajınız var. Dinlemek için dokuza basınız."
9.
"ALAZ HANGİ CEHENNEMDESİN SEN? ÇABUK EVE GEL."
"ALAZ, NEREDESİN BİLMİYORUM AMA O BABAN OLACAK HERİFİ KORUYORSAN BİTTİN SEN."
"ALAZ NEREDESİN SEN YA? YAMAN BURADA BABAMA BOK ATMAK İÇİN NELER UYDURUYOR HABERİN VAR MI?"
"ALAZ, ÇABUK O SERHAN DENEN ŞEREFSİZİN EVİNİN KONUMUNU AT BANA. Anneee dur sen. ALAZ, BAK SEN BİLİYORSAN VE BABANI KORUYORSAN...... Yapma kardeşim. Gel eve."
"Sesli mesajların tümünü dinlediniz. Telesekreter servisini kullandığınız için teşekkür ed-"
En yakın arkadaşına yıllarca yalan söyleyen bir kadın tarafından çocuklarının ortasına atılan bir bombaydı Alaz'ın en huzurlu uykusunun sabahını cehenneme çeviren. Yıllar boyu unutulacak kadar iyi saklanmış bir sır, kimsenin tanımak dahi istemeyeceği adama aşık olan Şebnem sayesinde ortaya çıkmıştı. Tabi ki bu kahramanı tehdidin ulaşması gereken Serhan'dan başkası bilmiyordu.
Tıp fakültesi öğrencisi olan Yaman'ın önüne serpiştirdiği ekmek kırıntılarıyla annesine çocuğunun yokluğunda kullandırtılan ilaçları gün yüzüne çıkartmıştı kadın. Serhan, Neslihan'dan boşandığından beri verdiği sözleri tutsaydı aşık, hırslı ve öfkeli kadının entrikalarına maruz kalmayacaktı.
İnsan babasının bir şey ile suçlandığını öğrenince ne yapar? Kim beş yaşında değilse 'benim babam kusursuz biri' diyebilir ki? Alaz gibi nasıl bir şey yapmış olabileceği üzerine yol boyu senaryolar yazmaz en azından. Ne kadar acıdır 'benim babam söylediklerinizin ya da söyleyeceklerinizin hiçbirini yapmaz' diyememek ve yine ne kadar acıdır babanızın yaptıklarını sizden saklayamamasına rağmen sizin görememeniz.
"Oğlum, annen biraz yorgun hadi sen Çağla ile oyna."
"Oğlum, baktım şimdi annen uyuyor, sonra sorarız size kitap okuyabilecek mi diye."
"Oğlum, annen kendini pek iyi hissetmiyor galiba, öğretmeninle biz sonra konuşuruz, sen Feride'yle eve gel."
"Oğlum, annen karne gününe gelecekti ama unuttu galiba. Benim de işim çıktı."
"Oğlum kardeşin neden ağlıyor? Baksana"
"Oğlum doğum gününüzü bir gün gecikmeli kutlarız olur mu? Anneniz de hazırlıklarını bitirir."
"Oğlum, anneniz biraz halsizmiş. Biz sizinle çıkalım."
Galiba anneler çok üzgün olunca uzun süre uyuyordu. Alaz'ın da dört yaşındayken çok üzgün olduğu zamanlar oluyordu ve uykusundayken hiç üzgün olmuyordu. Demek ki annesi o yüzden uyuyordu.
Galiba anneler çok uzun zaman üzülünce ilaç kullanmak zorunda kalıyordu ve kahraman babasının verdiği ilaçlar uyku yapıyordu. Alaz da hasta olduğu zaman Feride şurup içirince hemen uyuyordu.
Galiba babalar bir sebepten annelerini ilaçlarla çocuklarından koparabiliyorlardı ve Alaz bunu on sekiz yaşında öğreniyordu.
Niye çağırmışlardı ki Alaz'ı? Eve gelince ne yapabilmişti Alaz? Yaman'a 'sen ne saçmalıyorsun lan?' diyebilmiş miydi? Annesinin yüzüne bakabilmiş miydi? Çağla'yı tüm söylenenlerin doğru olabileceğine inandırabilmiş miydi? Dedesine 'tüm bunlar olurken sen neredeydin?' diyebilmiş miydi? Ne işe yaramıştı Alaz? Bunca sene olduğu gibi hiçbir halta yaramamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Çocuklar
FanfictionYaman, Asi ve Cesur Zafer'in elinden kurtulduktan birkaç ay sonra Yaman ailesini bulsaydı nasıl olurdu. Çok uzatmadan Aslaz ve biraz da Yamlaz based bir kurgu olacaktır.