12- Bozabilir mi kahpe yazgıyı kalbim?

988 53 156
                                    

Selam,

Bölüm başında çok sıkmak istemiyorum. Lütfen bölüm sonu açıklama kısmında beni yine bulun:)

Özel istek üzerine bir hatırlatma daha: Kayıp Çocuklar evreni Alaz Soysalan'ı gerçek değildir. Lütfen dışarıda, sosyal medyada, orada, burada aramayanız. He benim beynimin içinde ne yapıyor bilmiyorum.

TW: Bölümün son partı Ece ile ilgili. Dizideki gibi tetikleyici bir unsur yok fakat etkileneceğini düşünenlerin okumaması tavsiye edilir. 

Bölüm başlığı Cem Adrian- Zincir



Dışarıdan bakılsa sırtını yatağa yaslamış 1.80 boylarında iki gençti odanın ortasındakiler. Fakat ikisi de dört- beş yaşlarında çocuktu son yarım saattir. İkisinden biri yerde oyuncak kamyonlar olsa kardeşiyle sürdüğünü bile hayal etmişti. Olsa sürerdi. Hangisi? Alaz değil.

Alaz sabah babasıyla anılarını kaybetmişti, akşam ağabeyiyle yaşayamadıklarının hayalini. Alaz ağabeyiyle parke zeminde kamyon sürseydi Asi bir gece, bir canavarın eline düşüyordu. Alaz ağabeyiyle tek kale maç yapsaydı Asi yemek bulmakta zorlanıyordu. Alaz ağabeyiyle ödev yapsaydı Asi zorba bir çocuktan kafasına taş yiyordu. Annesinin ilaçlarla uyutulmadığı bir dünyada Asi daha çok kimsesiz kalıyordu. Bu yüzden yaşayamadığı ihtimalleri son yarım saattir düşünemiyordu Alaz. Hiçbir şey düşünemiyordu.

Alaz keşke düşünebilseydi de daha çok konuşsaydı Yaman'la. Yaman kafasındaki soru işaretleriyle ve kayıp yıllardaki ağabeyliğinin hayaliyle oturuyor olmazdı. Sadece bir şeyler bildiğini anlamıştı Alaz'ın kurduğu cümlelerden. Belki Asi'den duymuştu. Belki de kendi fanusundan çıkmayı başarıp bir sokak çocuğunun hayatı hakkında herkesin tahmin edebileceği şeyleri düşünmüştü ya da sadece büyümüştü kardeşi. Keşke kötülükleri birinci, ikinci, üçüncü, hiçbir ağızdan duymayıp sadece büyümüş olsaydı ama Alaz galiba dinlemişti. Sahi ne demişti art arda konuşabildiği sıra?

"Teşekkür ederim. Kendini de onu da koruyup gelebildiğin için teşekkür ederim....Ben söylememem gereken şeyler söyledim yıllar önce...

Keşke geberip gitseydin ...

Ben demek istemedim... Ben öyle demek istemedim aslında....

...geberip gitseydin kaybolduğun çöplükte.

Düşünemedim hiç.

Keşke hiç girmeseydin lan hayatımıza.

Nasıl bir hayat yaşamış olabileceğini, nelerden kurtulmuş olabileceğini düşünemedim."

Yaman böyle bir konuşma yapıyor olsa 'Affet, özür dilerim' gibi kelimeleri seçerek sonlandırırdı. Alaz'ın durum ne olursa olsun bu kelimeleri kullanmayı tercih etmediğini mi, yoksa anlamsız olacağını düşündüğü için mi kullanmadığını bilemedi. Hala bir bilmece gibiydi kardeşi. Onunla büyümek ne kadar keyifli olurdu kim bilir. Kesin ilkokulda bile başına bela ettiği çocuklar olurdu. Her çocuk gibi ağabeyine sığınmazdı da 'ben hallederim' derdi ama Yaman gidip hemen kardeşini korurdu. Alaz'ın hayalleri silinirken Yaman'ınkiler her zamankinden daha çok filizleniyordu sanki.

"Alaz ben sabah fazla üstüne geldim."

Cesur'la konuştuklarının aksine açıklamak istemişti kendini Yaman. Bunun üzerine yine kafası çalışmaya başladı Alaz'ın. Zamanında söylememesi gereken ama ağzından dökülen sözler ilk aklına gelenler oldu. Annesine bağırdığı zamanlar peşi sıra geldi. Bunları süzüp öyle cevap verdi. "Babasının oğlu demişsindir tabii. Önemli değil."

Kayıp ÇocuklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin