14- Masalın Son Şarkısı Kısım- 2: Kalbim paramparça ama sana topladım geldim

1K 44 129
                                    

Selam, yazdığım en uzun bölüm final bölümümüz oldu. İçim biraz buruk evet ama yarım bırakmayıp bitirebildiğim için de mutluyum. Teşekkür faslı yerine teşekkür ettiğim isimlere castta yer vermek istedim. Umarım kimse 'cringe' bulmaz, ben çok sevdim. Bölüm sonunda beni yine bulun ve yine yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

Bölüm başlığı Cem Adrian- Ben geldim şarkısından

Umarım seversiniz.




"Asi!"

Özlemden mi, bulundukları durumun vehametinden mi, yoksa zorla getirildiği yerde Alaz'ı canlı bulmanın heyecanından mı bilemedi Asi ama ilk yaptığı Alaz'ın boynuna atlayıp gözyaşlarını serbest bırakmak oldu.

"Alaz, Alaz buradasın!"

Alaz nedenini, nasılını sorgulamayı düşünemedi bile. Nasıl yapmışsa yapmıştı ve Asi'yi başından beri korumaya çalıştığı karanlığa kendisi çekmişti. Ne işi vardı burada Asi'nin? Tam bu saatlerde bavulunda bir eksik var mı kontrol etmesi gerekmiyor muydu? Alaz'ın şu an okşadığı saçların kokusu yalnız hayalinde gezinmeliydi ama Asi kendi banyosundan çıktığı zamankiler kadar gerçekti.

Aklına ilk telefonda söyleyemediği her şeyi sıralamak geldi ama gözlerini açıp gömüldüğü boyundan kafasını kaldırınca kimin, odanın neresinde olduğunu hatırladı. Asi içeri itildiğinde kapının arkasında kalan adamı hala görmemiş olmalıydı. Her şeyi, tüm aptallıkları biraz sonra yaşanacak şey gerçekleşmesin diye yapmıştı Alaz ama eline yüzüne bulaştırmıştı. Bir gün Asi'nin onu biraz daha az sevdiği ve peşinden gelmediği bir dünya dileyeceğini nereden bilebilirdi ki.

Nereye kadar engelleyebilir bilmiyordu ama nefes almasını zorlaştıracak kadar sarıldı Asi'ye. Ne kadar sürdürebilir bilmiyordu ama gözlerini açtırmayacak kadar kızın kafasını bastırdı boynuna. Ne kadar etkili olur bilmiyordu ama onu sakin tutmasını umduğu cümleleri hızla sıralamaya başladı kulağına.

"Asi, Asi güzelim dinle beni. Çıkacağız buradan. Asi, sakin ol tamam mı?" Bu herif en azından çekip gitse olmaz mıydı?

Asi, Alaz'ın güçlü biri olduğunu ilk defa bu kadar hissediyordu. Sanki hiç bırakmayacakmış gibi, canını acıtacak kadar, her zamankinden büyük hissettirdiği kollarıyla sarıyordu kızı.

"Asi, özür dilerim. Ben engel olamadım." Keşke Asi saçları da okşanırken bunları masal dinler gibi dinleyip uyusaydı kollarında. Karşısındaki lanet herif de çekip gitseydi.

"Asi, birazdan.. birazdan korkma tamam mı?"

Asi'nin can güvenliğini sağlamak için kendini de öldürtmemeliydi artık ama adam daha ilk emrini vermek için boğazını temizlediğinde Alaz'ın her bir zerresi öldürülmeyi göze alacak kadar öldürmek istiyordu. Böyle bir isteği karşısında kim olursa olsun yeşertemez sanıyordu Alaz ama şimdi, hayatta ilk defa acı çekerek ölmesini istediği biri vardı.

Adamın boğaz temizleme ve ufak kafa hareketiyle birlikte Alaz, Mithat tarafından çekip alındı Asi'nin kollarından. Asi'nin kolları arasından çıkmayı engelleyemese de bir saniye durdurmadı sözcüklerini.

"BIRAK LAN BENİ! BIRAK! Asi bana bak güzelim. Asi yalvarırım yalnızca bana bak tamam mı?"

Asi kavuşmalarını bölen müdahalenin şokuyla birkaç adım kadar Alaz'ın çekildiği yere doğru sürüklendi. Alaz'ın dediği gibi bakışlarını çekmedi ondan. Nerdeyse iki hafta sonra sesini duymuştu, boynuna sarılmıştı. Nerede olduğunu bilmiyordu ama önemi yoktu. Canlı kalmayı başardıktan sonra daha fazlasını alacaktı bu gece genç adamdan. Hesap soracaktı, dinleyecekti, gerekirse bağıracaktı ve belki affedecekti.

Kayıp ÇocuklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin