9

12 2 48
                                    

Pelinin ölümünden sonra

Ayaz

Artık renkler o kadar kırmızı, pembe, turuncu gelmiyor bana. Sanki her yer siyah beyaz olmuştu. Onu tanıyalı sadece 4 gün olmuştu ve ben galiba ona çok bağlanmıştım. Pelin kendini kolayca bağlayabiliyor. Sevdiriyor. Ama birine bağlanmak o kadar kötü bir şey ki. Onu illaki bir gün kaybediceksin ve onu kaybettiğinde asla tutunamıyıcaksın.

Onu gerçekten artık anlıyorum. Ece öldüğünde o da mı bunları yaşamıştı. Oysaki yanında olduğunu söylemek hiç bir işe yaramıyormuş.

Pelini sadece dört gün tanımıştım ama o intihar edicek bir kız değildi. Buna emindim. Bana da söz vermişti. Her şey için dik durması gerekiyordu. Neden kendini öldürmeye çalıştı. Kendine acı çektirmek istedi. Neden peki. Başka yolu olmalıydı. Onun hayalleri sadece bir zehirle tuzla buz olmamalıydı. Ben pelini seviyordum. Ve o öylece hislerimi bir toprağa gömdü.

Onun için zordu biliyordum. Her gece rahatsız bir şekilde uyumak, arkadaş acısı, ihanetle, güven sorunu ve şiddet. Hayat onun üzerine oynuyordu. Ölmesi için ona bir mesaj veriyordu sanki. Dayanamadı ve pes etti.

Acı bir şekilde intihar etti. Ve artık her şey bozuk. Eksik...

Gökyüzü gökkuşağısız, güneşsiz, yağmursuz. Yemekler acısız, tuzsuz, şekersiz. Defter kalemsiz meyve suyu meyvesizdi.

Doğan

Onu gerçekten seviyordum. Onunla oyun oynamak istemezdim. Ben sadece suçluyum. Başka bir şey diyemiyorum. Suçluyum ve o kadar pişmanım ki. Kendimi affedirememek o kadar kötü bir şey ki.

Sanki artık dipsiz bir kuyu da gibiyim. Özür dilemek için çok geç artık. Her gün ziyaret etsem de özür dilesemde neye yarardı.

Boğazım acıyordu. Bir yumru vardı. Çok acıyordu. Onun gidişi bizi bu kadar acıtmışken o giderken hiç acımamış mıydı?

Melodi

Ölümü tabikide beni çok üzmüştü. Onun ölmesini asla istemezdim. Bir kazaydı ama. Bilerek olmamıştı. Belki onu orda bırakıp kaçmak yerine yardımcı olsaydım, onun orda erimesine izin vermeseydim her şey çok daha iyi olabilirdi.

Onu orda kıvranan, eriyen bedeni ile yalnız bıraktım. Üstelik onunla bir yaşanmışlığım varken. Sanki önceden onu hiç tanımamıştım, ondan hep nefret etmiştim. Ona o şekilde davranmak asla istemezdim.

Pelini ben her zaman sevdim. O kadar tatlı, samimi, şirin ve güzel bir kızdı ki. Onu kıskanmayan yoktu. Ama ben onu ne kadar çok kıskansam da asla kıskançlık için onu acıtmadım. Ben sadece bana ne denilirse onu yaptım.

Sürekli beni uyardı. Gitme dedi. Güvendi. Suçluyum. Hemde çok fazla suçluyum. Birinin güvenini yıktım. Üstelik bir kere de değildi. O beni sürekli uyardı. Tamam benimle arkadaş olmak istemiyorsan o zaman en azından Eylül'ün kuyruğu olma dedi. İstiyordum. Onunla arkadaş olmak istiyordum. Eylül beni öyle bir şeyle tehtid etti ki hayatımın kararmasından korktum ve bende pelinin hayatını karartdım.

Çok pişmanım. Özür dilerim. Senin için tek isteğim gittiğin yerde huzurlu ve mutlu olman...

Eylül

Pelinin ölümü hiç işime yaramadı. Zaten zerre umrumda olmadı. Ama lanet olsun ki tüm dünya onu çok seviyor. Bir numara her zaman onlar için Pelin. Yaw kız öldü öldü. Artık onun yerini doldursanıza ne yas günleriymiş be.

İNTİKAMIM ÖLÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin