12

10 2 62
                                    


Pelinin ölümü Ayaza artık çok yük vermişti. Gidişi ona acıdan çok ölümü de getirmişti sanki. Bunca yıl kendisine sormak istediği fakat çekindiği o soruyu sordu kendisine. O şuan ne olmasını istiyordu.

Kesinlikle pelinin yanında olmak istiyordu. Onsuz dünya yoksa burda olmanın bir anlamı yoktu. O da böyle düşündü. Düşündü ve de yaptı.

Aslında kendisine arada kızıyordu. Doğrusu arada değil her saniye. Çünkü o bir yanlış yapmıştı ve Pelin bunu öğrenirse onu asla affetmezdi. Onun yanına gitmek kötü bir fikir bile olabilirdi. Ama bir şekilde onun yüzünü görmek bile onu mutl edebilirdi.

Onun için çok zordu. Sevdiği kadın intihar etmişti. Dayanamadı ve o da Pelin gibi kendisini zehirleyerek öldürdü. Son cümlesi ise

'geliyorum sevdiğim, nolur beni affet'

Olmuştu. Gözlerini ise sonsuzluğa yummuştu...

🗽

Pelin bu duruma da bir bahane bulmuştu. Ayaz ı gerçekçi bir şekilde görmesi, duyması ve de hissetmesinin bir bahanesi vardı onun için.

Pelin bu durumu ölmeden önce edindiği bir hastalıktan dolayı olduğunu söyleyerek açıkladı.

Pelin ölmeden önce çok fazla darbe almış beyninde hasarlar oluşmuştu. Eve belki kız kardeşi onu kurtarmayı başarmıştı ama beyninden aldığı darbeler geçilmesi imkansızdı.

Beyninden aldığı darbeler de akılsal bir travma ortaya çıkardı. Durumunun vahim olmadığını düşünüyordu ve de doktorların uyarılarını dikkate almıyordu. Fakat öğrendiği son şey ile durumunun vahim olduğunu anladı.

Artık doktoruna görünmesi gerekti. Az bir vakti kalmıştı. Herkesin işini bitirmesi için az kalmıştı.

🗽

Doktoruna görünmek için yola çıktı. Doktor Fisun onu aramış ve konuşmamız gerek demişti. Yanına gittikten sonra orda bulunan koltuğa oturdu.

Doktor Fisun pelinin gözlerine baktığında huzunleniyordu. Çünkü pelinde bir gelecek görmüyordu. Yaşaması, normal bir insan gibi hayata tutunması imkansızdı. Ona bir mucize lazımdı.

"Hoşgeldin"

Samimi ve sakin sesi ilk adımı Fisun attı. Sesi insanları sakinleştirmeye yetiyordu. Bence mesleği ona en uygun olanıydı.

"Hoşbuldum."

Dedi Pelin de aynı ses tonu ile.

"Neden görüşmek istediğimi az da olsa tahmin etmişsindir."

"Evet."

Dedi ve telaş ile parmaklarıyla oynamaya başladı. Stres olduğunda genelde böyle yapardı.

"Seninle uzunca konuşalım isterim. Öncelikle beni dinlemelisin. Şizofreni hastalığı her insanda farklı semptomlar gösterir. Aniden hastalıkla karşılaşabilir ya da bir süreç içerisinde kalabilirsin. Ya belirti ile anlaşılır ya da direk başlarsın. Sen yüzde beşlik orana sahip olan insanlardan birisin. Sen belirti ile ilerliyorsun. Yavaş yavaş belirtilerin görülecek. En son ise bir deli olarak hayatına devam edeceksin. Bu senin için çok zor olucak. Ama diğerlerine göre bir şansın var. Onların yaşamaya vakti yoktu ama senin zamanın var ve bunu kullanmalısın. Bana danışmaya devam etmelisin yoksa zamanın daha da kısalır."

Ağlıyordu. Biliyordu her şeyi. Bu ona çok acı veriyordu. Resmen bir deli olmaya başlamıştı. Ne haplar, ne psikoloklar bir çare bulabilirlerdi. Tek çare zamandı. Ama zaman onun için o kadar dar geliyordu ki. Titreyerek konuştu.

İNTİKAMIM ÖLÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin