3.0

238 27 15
                                    

...

Oturmaktan nefret edecek kadar çok oturmuştum burada, sonumun nasıl olacağını bilmiyordum veya bir sonum olacak mıydı.

Gözlerimi gökyüzünde eşsizce parlayan yıldızlara çevirdim, bu berrak gökyüzüne alışıktım, seviyordum da, insan sevdiği şeylerden kolay kolay vazgeçemiyordu.

"Mevsim, biliyorum yoruldun ama biraz daha yürüyeceğiz."

İşte benim en büyük vazgeçemeyişim buydu, görmezden geldikçe kendini hatırlatıyordu.

Ayağa kalkıp yürümesini bekledim, hiç mecalim yoktu aslında, sadece oturup ölümü beklemek istiyordum ama buna bile izin vermiyordu.

"Mevsim.. bak istersen seni taşıyabilirim."

"Gerek yok."

Israr etmemesi için yüzüne dik dik baktığımda, omuzlarını düşürerek önümden yürüdü, her iki adımda bir arkasını dönüp beni kontrol ediyordu, fakat kaçmaya gücüm olmadığını anlamıyordu, son gücümü birkaç saat önce kullanmış ve sakatlanmıştım, arkasını tekrar döndüğünde bıkkınca ona baktım.

"Kaçmayacağım, önüne dön."

"İnanır mısın şuan çok ikna oldum."

"Nereye gideceğimizi söylemeyi düşünüyor musun?"

Cevap vermeden önüne döndüğünde sinirle sırtına bir yumruk geçirdim ve hiç düşünmeden kendimi yere bıraktım.

"Allah aşkına sık kafama sende kurtul bende kurtulayım."

Bıkkın bir nefes bırakarak arkasını döndüğünde, yerde olduğumu fark etmesi birkaç saniyesini almıştı, tek dizini kırıp önümde diz çöktüğünde yüzündeki gerginliği ve siniri görmüştüm, bakışları fazlasıyla sertti ve bu biraz garip gelmişti, buna rağmen istifimi bozmadan ona bakmaya devam ettim.

"Bak, sana hiçbir şekilde zarar vermeyecek ve buna izin vermeyeceğim şunu söyleyip durmaktan vazgeç en sonunda kendi kafama sıkıp gideceğim, delirttin ulan beni!"

"Akıllı mısın ki sen?"

"Hayda!"

Ona aldırmadan iyice oturduğum yere yayıldım saatlerdir yürüyordum ve hiç takatim kalmamıştı, beni burdan hiçbir güç kaldırmazdı, başımı yan yatırıp yere bakarken birden havalandığımı hissettim, başımı hızla kaldırdığımda hareketlenmişti.

"Ne yapıyorsun?"

"Yürüyemiyorsun."

Kısa cevabına karşın sustum, beni taşıması bana rahatlık sağlıyor olabilirdi ama yumuşamak istemiyordum.

"Bırak, kendim yürüyebilirim."

"Gördük."

"Bırakmazsan atlarım Poyraz, yada gerçek ismin her neyse."

Yerinde durduğunda kollarından sıyrılıp yere atladım ve canımın acısına aldırmadan doğrulup oturdum.

"Ben daha fazla yol almak istemiyorum, sen git ben burada kalacağım."

MevsimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin