8~Mektup

28 5 2
                                    

Eve gittiğimde eski eşyaları karıştırdım biraz. Onu özlediğimde yapardım. Eski fotoğraflaramıza bakarım. Sadece bakarım. Kafamın içinde o anlar aklıma gelir. Son defa yaptığımız şeyler, eğlendiğimiz günler.

Siyah tozlu sandığın içini biraz daha karıştırdım. Önüme daha önce görmediğim kağıt düştü. Mektuba benziyor. Bu ne zamandan beri burada? Nasıl fark etmedim acaba?

Eski fotoğrafların arasına sıkışmış bir mektup. Belki boş bir kağıttır. İçinde hiç bir şey yazmıyor olabilir.

Daha çok meraklanmadan kağıdı yavaşça açtım. Yamuk katlandığı için orantısız duruyordu.

"Selam, nasıl başlasam bilemiyorum"
diye başlayan uzun bir yazı. Bu, bu Beomgyu'nun yazısı.

Okumalımıyım emin değilim. Bunu okumam için yazdığı kesin. Ne zaman, ne için yazdı bunu?

"Öncelikle özür dilemek iyi olur. Belki sen bunu okurken bir daha hiç görüşemeyeceğimiz bir yola gireceğiz.

Seninle olduğum zamanlar, mutlu olduğumuz anlar, güldüğümüz, ağladığımız her an benim için çok önemli.

Hiç karşılaşmadan ömrümüz biterse beni beklemeden hayatını yaşamaya devam et ve mutlu ol.

Sana güzel bir veda etmek isterdim ama bunu yapamıyorum maalesef.

Seninle tanıştığım için çok şanslıyım. Beni acımasızca yakan bu cehennem ateşinden kurtardın. Yaralarıma ilaç oldun.

Hiç ayrılmamaya söz vermiştik fakat ben sözümü tutamıyorum kusura bakma sevgilim. Seni yalnızlığa bırakmak istemezdim. Özür dilerim.

Biliyorum hayallerimiz vardı. Beraber kurduğumuz hayaller gerçekten de hayâl olarak kaldı.

Herşey iyi olduğunda beni çekip sıkıca sarıl. Buna ihtiyacım var. Sana ihtiyacım var.

Bir gün kader bizi buluşturana kadar birbirimizi bekleyelim."

Bu neydi şimdi? Neler olduğunu anlamıyorum.

Tek sorun bu da değil. Beomgyu ne anlatmaya çalışıyor? Ona ne oldu? Ne gibi bir kaza geçirdi?

Bekle bu bir kaza değil kasıtlı olarak yapılan bir şey. Babası sorunlu biriydi o adam ne yaptı? Bizi öğrenmiş olma ihtimali var mı?

Telaşla elime telefonu alıp Beomgyu'yu aradım. Olan biten şey için şuan endişelenmek çok saçma biliyorum. Ama gerçekten ona ne olduğunu merak ediyorum.

Hiç birşey hatırlamayan birine geçmişte olanları nasıl sorabilirim ki?

Bg:Efendim Taehyun bir sorun mu var?

Th:Özür dilerim.

Bg:Taehyun? İyi misin?

Th:Hiç bir fikrim yoktu.

Bg:Neyden? Ne demeye çalışıyorsun?

Th:Beomgyu sana ne oldu? Neden bir mektup bırakıp gittin? Kim yaptı?

Ona ne olduğunu bilmeden onu suçladım. Bu duygu yüzünden kalbim sızlıyor.

Bg:Nerdesin?

Th:Evde.

Bg:Bekle, geliyorum.

Tekefon kapandıktan sonra kulağımda sesi yankılandı. O hiçbir şey hatırlamıyor ne diye arayıp ona sordum ki? Artık saçmalamaya başladım. Çocuk gibi davranıyorum.

Bir dakika şuan geldi farkındalık ama Beomgyu buraya mı geliyor? O neden?

Aceleyle paltomu alıp kapıyı çekip çıktım. Birkaç saat önce geldiğimiz yoldan hızla yürüdüm. Bir yandan da aklımda hala o mektup vardı.

Bir iki adım daha sonra Beomgyu'nun silüeti ortaya çıktı. Adımlarımı hızlandırıp yanına vardım. Sıkıca sarıldım. O bunu istemişti. O zamanlar zorlanmıştı ama ben fark etmedim.

Bg:Tae-

Th:Özür dilerim.

Bg:Neden sürekli özür diliyorsun? Bir şey mi oldu?

Th:Bana ihtiyacın varken benim aklım bir karış havadaydı farketmeden ellerimden kayıp gidiyormuşsun.

Bg:Kabus mu gördün?

Beomgyu kollarımdan tutup bana doğru baktı.

Bg:Hadi bir yere oturalım ve konuşalım olur mu?

Th:Bu saatte gelmene gerek yoktu.

Bg:Seni merak ettiğim için geldim. Hem ay ışığında dertleşmek güzeldir.

Th:Bunu hep derdin.

Bg:Öyle mi?

Beomgyu parlayan gözlerle bana bakıyordu. Hala aynı gözler ama farklı hisler demiştim bir aralar ama şuan öyle değil. Aynı gözler aynı hisler. O değişti, duyguları da değişti.

One  Dream | TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin