Siyah ve beyaz

15 5 0
                                    


   Üçlü, Melek'in annesinin eski evinden ayrılıp hastaneye döndüğünde, akşamüstünün huzurlu sessizliği her yeri sarmıştı. Hastanenin koridorları, günün yorgunluğuyla sakinleşmiş, ziyaretçi ve hastaların fısıltıları neredeyse duyulmaz olmuştu. Masal'ın annesi, Melek ve Masal ile birlikte hastane odasına geri döndü. Odaya girdiklerinde, Melek'in yüzünde hafif bir tebessüm belirdi. Yolculuk ve buldukları anılar, onun içindeki bazı boşlukları doldurmuş gibi görünüyordu.

Melek, yatağına oturup yanındaki Masal ve annesine bakarak hafif bir iç çekti. "Teşekkür ederim, gerçekten," dedi Melek, gözleri dolu dolu. "Annemin anılarına dokunabilmek, onunla yeniden bağ kurabilmek... Bu benim için çok değerliydi." Masal'ın annesi, nazikçe Melek'in elini tuttu. "Annenin seninle gurur duyduğunu biliyorum, Melek. O seni izliyor ve yanında olduğunu hissettiriyor," dedi, gözlerinde bir anne şefkatiyle. Masal da Melek'e sarılarak, "Sen güçlü birisin, Melek. Bu hatıralar sana güç verecek," dedi. Melek, arkadaşının sıcaklığını hissederek, "Evet, hissediyorum. Hem annemin hem de sizin desteğinizle daha güçlü hissediyorum," dedi.

Saatler ilerledikçe, günün yorgunluğu Melek'in göz kapaklarına ağırlık vermeye başladı. Gözlerini kapattığında, annesinin kokusu ve sesini hatırladı. Derin bir nefes alarak, uykuya daldı. Rüyasında, kendisini annesiyle birlikte bir çiçek bahçesinde buldu. Annesi, her zamanki gibi zarif ve sakin görünüyordu. Melek'e gülümseyerek yaklaştı. "Sana bıraktığım şeyleri bulmuşsun, Melek," dedi annesi, gözlerinde gurur ve sevgiyle. Melek, annesinin yanına koşarak ona sarıldı. "Evet, anne. Kutunu ve içindekileri buldum. Mektuplarını okudum, madalyonu gördüm," dedi, gözlerinden akan yaşlarla.

Annesi, Melek'in saçlarını okşayarak, "Bu eşyalar, benim sana olan sevgimin ve seninle olan bağımın simgeleri. Her zaman seninle olacağım, bunu unutma," dedi. Melek, annesinin gözlerine bakarak, "Seni çok özlüyorum, anne. Sensiz olmak çok zor," dedi Annesi, Melek'i kollarının arasına alarak, "Biliyorum, canım. Ama sen güçlü bir kızsın. Hayatın zorluklarına karşı direneceksin ve her zaman kalbinde benim sevgimi taşıyacaksın. Unutma, her zaman seninle olacağım," dedi. Melek, annesinin sözlerini derinlemesine hissederek, onun kokusunu içine çekti. Bu an, onun için her şey demekti. Annesinin sıcaklığı ve sözleri, Melek'in içindeki boşlukları dolduruyordu. Rüyada bile olsa, annesiyle bu anı paylaşmak, ona güç veriyordu.

Annesi, Melek'in yüzünü ellerinin arasına alarak, "Her zaman hatırla, Melek. Sen benim en değerli hazinemsin. Bu dünyada ne olursa olsun, kalbinde benim sevgimi taşımaya devam et," dedi ve Melek'in alnına hafif bir öpücük kondurdu. Melek, bu sözlerin verdiği huzurla, rüyasında annesine sımsıkı sarıldı. Annesiyle paylaştığı bu an, onun için bir umut ve güç kaynağıydı. Rüyasından uyanmadan önce, annesinin son sözlerini duydu. "Seni seviyorum, Melek. Hep seninle olacağım."

Gözlerini açtığında, Melek'in yüzünde huzur dolu bir gülümseme vardı. Rüyasında annesiyle olan o anı, gerçek gibi hissettirmişti. Onun sevgisi ve destekleyici sözleri, Melek'in içini ısıtmıştı. Bu hislerin verdiği özgüvenle Melek ayağa kalkdı ve dolabın üzerinde duran resim albümünü eline alarak göz gezdirdi. Sayfalar arasında dolaşırken, annesinin sevgi dolu gülümsemesiyle poz verdiği fotoğraflarla karşılaştı. Ancak, dikkatini çeken bir resim vardı: Diğerlerinden farklı olan, siyah beyaz bir fotoğraf. Bu resim, diğerlerine göre daha belirsiz ve gizemliydi. Melek, resmin neden siyah beyaz olduğunu düşündü. Belki de bu fotoğraf, geçmişe ait önemli bir anıyı yansıtıyordu ve siyah beyaz tonlar, o anın zamansızlığını ve derinliğini vurguluyordu. Melek, resmin bulanık detaylarını inceledi ve içindeki gizemi çözmeye çalıştı. Belki de bu fotoğraf, annesinin bıraktığı ipuçlarının anahtarıydı ve Melek, onun gizemli mesajını anlamak için bu fotoğrafı daha yakından incelemeye karar verdi.

Melek, resme yakından baktı. Fotoğrafın bulanık detayları arasında, annesinin huzurlu bir şekilde oturduğu sandalyede, elinde bir kitapla olduğu bir sahne vardı. Fotoğrafın atmosferi, sessizliğin ve huzurun hakim olduğu bir ortamı yansıtıyordu. Arka planda, odayı aydınlatan bir lambanın ışığı hafifçe beliriyordu, odanın duvarlarını ve mobilyalarını yumuşak bir şekilde aydınlatarak ortamın sıcaklığını artırıyordu. Her şey, bir tablonun içinde yer alan bir sahneyi andırıyordu, adeta zamanda donmuş gibi duruyordu. Melek, bu siyah beyaz fotoğrafın atmosferinde kaybolurken, içinde merak uyandıran bir gizem hissetti. Bu fotoğrafın, annesinin yaşamında ne kadar önemli bir anıyı temsil ettiğini merak etti ve bu gizemi çözmek için kararlı bir şekilde harekete geçmeye karar verdi.

Kırık DüşlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin