Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayınız lütfen.
GECE
Sabahın erken saatlerinde gözlerimi açmak zorunda kalmıştım ve istemsizce uykum vardı. Ve yorgundum. Aslan yine benden önce uyanmış ve kolları arasında uykumun açılmasını bekliyordu.
"Ne zaman uyandın." Diye mırıldandığımda.
"Yarım saat oluyor."
"Bu yarım saatte ne yapıyordun yavru ceylanım."
"Seni izliyordum yavrum. Bu güzel kadın yarın sabahtan sonra kollarımda uyanacak ve ben nasıl bir sene beklediğimi sorguluyordum. Neden uzak durduğumu. Bu mis kokunu" derken burnunu saçlarıma dayadı ve içine çekti. " Almadan nasıl durabildiğimi." Saçlarımı öptü "Nasıl öpmeden durduğumu sorguluyorum."
Her bir kelimesi içime işlerken duramadım ve "Sana bayılıyorum adam." diyerek kollarının arasında dönüp yüzlerimizi yakınlaştırdım.. "Seni seviyorum ve giden zaman hiç umurumda değil. Önemli olan şuan bu halde olmamız. Önemli olan bana hissettirdiklerin. Sen benim başıma gelen en güzel ve özel olansın." Der demez dudaklarımızı birleştirdim.
Kısa ama etkili bir öpüşmenin ardından geriye çekildim. Gözlerime bakarken gülümsemesi ve gözlerinin içine yansıması bile beni benden geçirdi. Bir birimizi sevdiğimiz sürece giden zaman için üzülmek yerine telafi edebilirdik.
"Seni seviyorum minik. " Derken başımı göğsüne çekerek sarıldı.
*
Kahvaltı için sevgi annenin yanına geldikten sonra güzelce karnımı doyurdum ve kuaföre doğru yol aldık. Kuaförün önünde beni bekleyen kızları görünce sırıtarak el salladım ve Aslan'a doğru döndüm.
"Sakın gecikeyim deme. Seni bekliyorum yavrum." Diyerek sarıldım.
"Saatinde kapındayım güzelim. Acıkırsan filan ara hemen beni. Canın bir şey çeker filan düşünme bile hemen ara." Diyerek tembih edince geriye çekildim ve eğildiği için rahatlıkla yanağına öpücüğümü kondurup.
"Akşam için hazır olsan iyi olur yüzbaşım. " Dediğimde geri çekildi ve sırıtarak bana baktı.
"Ben her zaman hazırım."
"Biliyorum."
Sevgi annemin yanına adımlarken göz kırpıp ilerledim. Kuaförden içeriye girer girmez hepimiz yerimizi aldık ve kendimizi hazırlığın akışına bıraktık. Kayra her zamanki gibi sonradan geldiği için yarım saat gecikmişti. Gülerek içeriye girdiğinde. Hemen yanıma geldi ve başımda dikildi.
"Yine geciktin." Dedim kaşlarımı çatarak.
"Bu sefer benim suçum değildi." Derken ellerini göğsünde topladı ve sırıtmaya başladı.
"Senin suçun değil de ,kimin suçu?" Dediğimde bana doğru eğildi.
"Kartal'ın suçuydu." Diye fısıldadı.
"Nasıl?" Dedim hayretle. Kızların meraklı bakışlarından kaçarak odak noktamı Kayra yaptım.
"Sabahın köründe adresimi nasıl bulduysa kapıma dayanmıştı. " Deyip geriye çekildi ve devamını anlatmadan yanımdan gitti.
Ulan beni merakta koyarak nereye gidiyorsun Kayra. Çatlarım.
Bütün merakım ile beni baş başa bırakarak gittikten sonra boş koltuklardan birine oturup saçına fön çektirmeye başladı. Bense kuaförün uyarısı ile önüme dönmek zorunda kaldım. Yoksa bakışlarım ile Kayra'yı ikiye böle bilirdim. Beni merakta bırakarak rahatça oturmasına inanamıyorum.
