"Neden çağırmış seni?" Derse girmemle bana soru yönelten sıra arkadaşıma olaydan yakından uzaktan alakası olmamasına rağmen "Devamsızlık." Diye kısa bir yanıt verdim. Hocama yavşıyorum ikaz etmek istemiş diyemedim...Aslında bakarsak adamın kendisi de devlet görevlisi olmasına rağmen başka bir devlet görevlisine yapılan bu tavrın üstünü örtmesi hoş bir tavır değildi. Yine de bu durum işime geldiğinden sesimi çıkartmadım zira kötü davranışta bulunan kişi bendim.
Allah'tan babam okula yüklü bir bağış yapmıştı,zengin olmasak hâlim ne olurdu...
Adam bana "Senin gibi parlak bir öğrencinin böyle davranışlarda bulunması hoş değil Ilgazcım." Diyip yollamıştı resmen... Üstelik yavşak herif ne yapıyorsan yap okul dışında yap demişti.
Emir hoca... Kendisi 23 yasinda olan matematik hocamızdı. Aramızda 3 yaş vardı ve bu bence ideal ilişki yaşı olabilirdi. Yaptığım başka biri tarafından uygunsuz veya sapıklık olarak algılansa da ondan çokça etkileniyordum. Okulun kapanmasına 1 ay kalmıştı ve dayanamamış yazma kararı almıştım. (Bu kararı almamda pantolonu çokça etkili olmuştu.)
12.sınıf olup okula 2 yıl geç başlamamım sebebi annemin benim çocuğumu okulda ömrünü çürüttecekse biraz geç çürütsün diye geç yazdırmasındandı. Bana hava hoştu eğer annem böyle düşünmemiş olmasaydı şu an Emircimle konuşmuyor olurduk.
Zil çaldığında sınıfta bir kıpırtı olmadı zira kitaptan başını kaldıracak insan yoktu. Dersimizin Matematik olduğu aklıma gelince istemsizce sırıttım.
-
Yüzü beni gördüğü gibi kıpkırmızı oldu,sinirli olduğunu 2 metre öteden anlayabilirsiniz. Aslında oldukça sıradan görünüşlü bir adam; 1.75 kadar boy, kahverengi gözler, kahverengi saçlar, beyaz ten ile karşınızdan gelse ahım şahım dikkat çekecek bir tipi yoktu. İlk görüşte kıvırcık saçları dikkat çekiyordu onun dışında dikkat çeken bir özelliği bile yoktu.
Yâni kısaca ondan neden hoşlandığımı bilmiyorum.
Gözüme tatlı gelmesi belki benim ondan etkilenmemden belki de gerçekten
Tatlı olmasından kaynaklıydı. Bana sinirlice bakarken yanakları kızarmıştı,hasas bir teni var gibi görünüyordu. Acaba yatakta diye başlayan düşüncelerımı susturmaya çalışarak arsızca sırıttım."Müdürün odasına gittin mi?" Sinirli hâli çok sevimli.
"Evet hocam problemimi sizinle halletmemi söyledi." Eğer sınıfta olmasaydık,bir öpücük atabilirdim.
"Dersten sonra konuşalım." Her ne kadar sinirli olsa da kendini sakinleştirmeye çalışan tavrı ayrı bir hoş geliyordu.
Açıkça belirtmem gerekirse yaptığı her tavır bende değişik bir etki bırakıyor.Ardından tahtadan kitabı açtı ve yılın son konusunu anlatmaya başladı. Bana bakmamaya çalıştığının farkındaydım zira tembel bir öğrenci sayılmam. (Oldukça çalışkan olduğumu bile söyleyebilirim.) O da öğrencileriyle ayrı ayrı ilgilenmeyi seven,konu anlatırken göz teması kuran bir öğretmendi.
Lanet olsun ki yine bu pantolonu giymişti. Sinirle dudağımı dişlesemde dolgun kalçasını süzmeden edemedim. 100 den fazla ergene ders anlatıyordu ve bu oldukça sinir bozucuydu.
Anlattığı konuyu daha önce özel ders hocamdan dinlediğim için o anlatırken sadece dudaklarına bakıyordum. Keşke öpebilsem.
Zil çaldığında sonunda gözleri beni buldu. Gözüyle yürü der gibi işaret ettiğinde hay hay der gibi sırıtarak koridora çıktım.
"Ilgaz ne yapmaya çalışıyorsun?" Saf ayağına yatmaya karar verdim.
"Hocam dersi dinliyordum."
"Bana bir daha o şekilde mesajlar atma,senin öğretmeninim farkındasın değil mi?"
"Aramızda sadece 3 yaş var." Sonradan vicdan azabı çekmesin diye bu bilgiyi vermekte gerekli gördüm.
Alaycı bir şekilde güldü. "Bu senin öğretmenim olduğumu değiştirmiyor."
"1 ay sonra öğretmenim olmayacaksın." Sözlü bizli ifadeyi atmıştım. Bence gelecekte ki kocama siz diye hitap etmeme gerek yoktu.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun! Ayrıca müdüre ne dedin sen, nasıl bıraktı seni?!"
"Aşkımı anlattım,ikna oldu." Belki onu daha çok sinirlendirien onu hiç ciddiye almıyor oluşumdu.
"Siktir git! Saygılı ol biraz." Küfürüyle bir kaç öğrencinin bize bakmasina sebep olduğu için sona doğru biraz sesi kısılmıştı.
"Benim özellikle size saygım ve sevgim(!) sonsuz hocam." Bana şok olmuş bir şekilde bakarken benden bu tavrı beklemediği çok açık ortadaydı zira hep onun gözde öğrencilerinden biri olmuştum.
"Ilgaz gözüm seni görmesin." Belki de benimle baş olmayacağını anladığı için sinirli bir şekilde arkasına dönüp hızlı hızlı giderken arkasından "Hocam pantolonunuz leke olmuş!" Diye bağırmıştım.
O lanet pantolonu giymesindi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pantolon Meselesi BxB
Lãng mạnIlgaz Taşkın: hocam bugün pantolonunuz çok dardı Rica ediyorum bir daha giymeyin Görüldü Matçı yazıyor...