"Sus Allah aşkına sus!"
"Sana mı diyorum gerizekalı. Ilgaz'a sesleniyorum." Adımı duymamla gözlerim bir kaç saniye Mete-Görkem ikilisinde oyalansada kısa sürdü. Önümdeki test kitabımla meşguldüm. Sınava az kalmıştı ve her ne kadar kabule etmek istemesemde biraz saldım.
Bu ders Emir'imin dersi var, bugünkü ilk dersi olduğu için sabah görememiştim. Grupta benim ne kadar azgın(!) bir insan olduğum konuşulduğundan beri yüz yüze görüşme şansımız da olmamıştı. Grupta olan konuşmalar gerçekleşirken ben dedem kötüleştiği için köye gitmekle meşguldüm.
Ve artık bir telefonum yok. Yolda ben olayları anlamaya çalışırken babam bir kaç kere bana seslenmiş. Ben o sırada Emir'i olayları açıklamakla meşgul olduğum için duymamıştım. Benim mükemmel babamda telefonu elimden aldığı gibi camdan dışarı atmıştı. Sınava kadar telefonsuz olmamın daha iyi olduğunu da üstünü çize çize vurgulamıştı.
Dün gece eve geldiğimizde tabletimden istagrama girip Emir'e yazmak istesemde o an bir şey dank etmişti. Biz Emir'le takipleşmiyorduk amk! İstagramı 1 yıldır aktif kullanan biri olmadığım için bunu daha önce düşünmemiştim. Üstelik hesabını arasam da bulama-
mıştım. Yâni Emir bana büyük ihtimalle şu an kızgındı."Çözemedin herhalde, bakayım mı?" Diye soran Mete'ye olumsuz anlamda kafa salladım.
"Bakayım bakayım." Diye kitabı ters çevirmeye çalışınca kitabi tutarak "Hayır." Dedim.
"Amına koyayım yarım saatir soruya bakıyorsun." Hayır Emir'i düşünüyorum.
"Sana mı kaldı. Çözeceğim,git işine!" Mete ile çok yakın sayılmazdık. Kendisini daha çok rakip olarak tanımlayabilirim. Geçen denemede benden daha yüksek net yaptığı için yaklaşık yarım saatir yanımdaydı. Beyninin içinden ben buna nasıl hava atarım diye düşündüğüne o kadar eminim ki...
Görkem'de yanımızdan ayrıldığı gibi bana sataşacak zaman bulmuştu.
"Denemede sana koyduğum için dimi bu tavrın?" Allah'ım sen sabır ver.
"Ha Mete ondan. Rahat bırak beni artık."
"Billiyor musun? Hayatımda kimseye bu kadar koymamıştım."
"O kelimeyi Hamza hoca sana yasaklamadı mı?" Yüzü iğrenir gibi buruştu. Mete'nin tipine baktığınızda 'çok tatlı çocuk' derdiniz. Ama sinir bozuculukla tatlılığı eş değerdi.
"Bok yesin o." Diye homurdandı. Hamza hoca herkesin içinde onu rencide etmişti. Bu olağan bir durumdu,Hamza hocanın iğneleyici laflarından kaçamazdınız. Ama bu ilk defa Mete'nin başına geldiği için alındığını düşünüyorum çünkü daha önce hiç Hamza hocanın laflarına maruz kalmamıştı. Yine de umrunda değilmiş gibi gösteriyordu.
___________________________________________
"Soyunma odasına gelmeyecek misin şimdi?" Diye sessizce mırıldandığımda ters ters "Oraya da kimleri götürdüysen artık." Dedi. Soru bahane özür şahane.
Soruyu çözen elinin üstünü okşadığımda elimi sinek kovar gibi kovdu. "Dün neredeydin?" Diye sorduğunda yüzümde hafif bir gülümseme oluştu. 10 dakikadır sadece soru çözüp sorularıma yanıt vermemişti.
"Dedem fenalaştı. Gece geldik." Cümlemi tamamlamamla eli durdu. Bakışları bana döndüğünde buradan yürümeye karar verdim.
"Durumu nasıl?"
"Biraz moralim bozuk. Konuşabilsek iyi olurdu." Yalan söylemişte sayılmam,o bana kırgın bakınca moralim Bozuluyordu hem Emir'le ne zaman konuşsak iyi olurdu. Sonuçta dedemin durumu iyiydi ama buna cevap vermemiştim.
Bakışları yüzümü tararken gözlerimi kaçırdım. "Sen git, geliyorum birazdan." Gülümsememi bastırmaya çalıştım.
___________________________________________
"Hayır eskilerinle ilgilenmiyorum ama biz tuvalette az kalsın sevişiyorduk ya!? Sende eski sevgililerin (!) ile her gün tuvaletteymişsin ya!" Diye trip atar gibi konuştuğunda burnunu öptüm.
Trip atar gibi konuşmuyordu. Trip atıyordu. Şu an ona bu kadar yakın olmamın sebebi de duvarla arama sıkıştırmıs olmamdı. Yoksa katiyen izin vermezdi.
"Abartmışlar onlar." Cidden orada konuştukları gibi bir durum yoktu ortada. Yâni biraz yavşak olsamda her gün tuvalette biriyle fingirdeşmiyordum.(!)
"Moralim bozuk diye beni buraya çağırdın. Hiç moralin bozuk gibi de değil!"
"Sen geldin ya bir iyileştim. Psikolojime iyi geliyorsun." Vallahi yalan değil.
"Sende benimkini bozuyorsun." Dudakları çok güzeldi.
Bakışlarımı dudaklarından zorla çektim. Bu tavrım umarım kötü hissettirmiyordur. Önce gönlünü alayım sonra öpüşürdük bence.
"Senden öncekilerin bir önemi yok." Kelimeleri biraz bastırarak söylemiştim.
Bir kaç saniye sessizlik oldu. Ardından "İyi dudağıma bakıp duruyorsun öp artık" dedi. Öpüşmeye en az benim kadar daha istekli olmasına karşın kocaman gülümsedim. Çok tatlıydı.
Gülümsememe bakarken "Bir daha beni habersiz bırakma." Dedi.
Ona zaten olanları açıkladığım için sadece "Bırakmam." Dedim.
Sonunda öpüşmeye başladığımızda uzun zamandır bunu yaşamamış gibiydim. Her dakika özlüyordum resmen. Belki de özlemden olsa gerek kapının açılma sesini bile duymamıştık.
Oysa kitlediğimize emindim.
"Ananı..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pantolon Meselesi BxB
RomanceIlgaz Taşkın: hocam bugün pantolonunuz çok dardı Rica ediyorum bir daha giymeyin Görüldü Matçı yazıyor...