Ben Onun Masumluğunu Aldım

712 30 0
                                    

Yazarın Anlatımıyla

Herkes Yusuf'u tanıyordu. Melih gelmeden önce yetimhane müdürü onlara Yusuf'u anlatmış ve bir resmini göstermişti. Bu yüzden hepsi onun kim olduğunu anlamıştı.

Atlas, Melih'i götürdükten sonra Ahmet Bey sinirle

"Sen kim oluyosun da benim evime elini kolunu sallaya sallaya geliyorsun lan ?"

"Kim miyim ? Ben senin oğlunun babasıyım. Yani o öyle biliyor. Ben senin düşmanınım Ahmet. O çok ölene kadar bu düşmanlık bitmeyecek."

"O çocuk ölene kadar bitmeyecek ne lan ? Sen kimi tehdit ediyorsun ? Melih'in saçının tek bir teline zarar gelirse seni öldürürüz." (Burak)

"Saçının tek bir teline zarar gelirse öldürürüz müş müş. Onun saçının teline değil vücudunun her zerresine zarar geldi. Aaa yoksa canınız Melih'iniz size anlatmadı mı ?"

"Neyi anlatmadı ?" (Nihal)

"Benim ona yaptıklarımı tabii ki. Neden sokağa attığımı hiç söylemedi mi ? Ne olduğunu da sonrasında sokağa atıldığını hiç anlatmadı mı ? Ah çok şaşırdım. Demek Melih halâ kendini ifade edemiyor." 

"Doğru düzgün anlta Yusuf. Melih'e ne yaptın ?" (Mert)

"Ona dokundum. Sadece 7 yaşındaydı. Çok küçüktü. Ve bir o kadar da masumdu. Ama ben onun masumluğunu aldım. 2 hafta. Tam 2 hafta boyunca ona dokundum. Sonra onu kış ayının en soğuk gecesinde sokağa attım. Bana yalvardı. Beni bırakma diye yalvardı. Titriyordu. Ama ben onu almadım."

Yusuf bunları söylerken çok normal bir şeymiş gibi gülüyordu. Herkes şok olmuş bir şekilde ona bakıyordu.

"Sen benim oğluma nasıl kıydın ? Ona nasıl dokundun ? Buna nasıl vicdanın el verdi ?" (Nihal)

Nihal bunları dedikten sonra yere dizlerinin üstüne düşmüştü. O düşünce Nazlı, Selin ve Efsel hemen Nihal'ın yanına gelmiş onu sakinleştirmeye çalışıyorlardı.

"Yakalayın lan bu piçi ! Sonra da bodruma götürün." (Ahmet)

Ahöet bunu dedikten sonra hemen Nihal'in yanına gelmişti. Melih'in yanına gitmeleri gerekiyordu ama önce kendilerini toparlamaları lazımdı.

Melih'in Anlatımıyla

Atlas abim beni oradan uzaklaştırarak eve getirmişti. Eve girdikten sonra bir koltuğa oturmuştum ve dizlerimi kendime çekerek kafamı dizlerime gömmüştüm. Abim o sırada bana su getirmek için mutfağa gitmişti.

Birkça dakika sonra abim elinde bir bardak suyla gelmişti. Ellerim o kadar çok titriyordu ki bardağı tutarsam bardak direkt yere düşücekti. Abimde bunu anlayınca suyu bana kendi içirdi.

Bardağı bırakmak için kalktığı sırada onun kolunu tuttum ve

"Gitme. Yanımda kal."

Sesim o kadar aciz çıkmıştı ki ben bile üzülmüştüm kendime.

"Tamam Melih gitmiyorum. Korkmana gerek yok."

Bunları derken bardağı sehpaya bırakmış ve tekrar yanıma oturmuştu. Onun kolunu halâ bırakmıyordum.

"Melih korkuyorsun. Biliyorum ama artık olanları anlatman lazım. O adamın sana neler yaptığını anlatman lazım."

"O adam... o adam beni taciz etti."

Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı. Abim ise bana karşımda şok içinde bakıyordu. Şokunu atlattıktan sonra hemen bana sarılarak saçlarımı okşamaya başladı.

"Ben-ben bir şey yapmadım. Yemin ederşm ben bir şey yapmadım. Sadece ondan çikolata istemiştim. O bana vericeğini söyleyince hemen onu takip ettim. İlk defa çikolata yiycektim. Heyecanlanmıştım. Bilseydim istemezdim. Ne yapar ne eder onu engellerdim ama bilmiyordum. O beni bri odaya götürdü. Sonra bana dokunamaya başladı. Dudaklarını boynumda, vücudumda, kollarımda, kasıklarımda her yerimde hissettim. Ama onu durduramadım. O bana dokunmasın diye camla kendimi parçaladım. Yine de dokundu. Sadece 7 yaşındaydım. Ben bunu hakedicek ne yaptım ?"

"Melih abicim sen bunu hal etmedin. Sakın kendini suçlama. Her şeyin suçlusu o adam. O adamı hayatının sonuna kadar hapislerde çürümesini sağlıycam. Bu onun yaptıklarını silemez ama sana daha güzel anılar yaşatıcaz. Bütün kötü anılarını unutturucaz."

Abim bana bunları söylüyordu ama ben çoğunu anlamamıştım. Sadece ağlıyordum onun kollarının arasında.

Sonrası bir film şeridi gibi geçmişti. Diğerleri eve gelince benim ağladığımı görmüş ve ben sakinleşene kadar yanıma yaklaşmamışlardı. Ben biraz sakinleştikten sonra odaya giderken bayılmıştım. Hastaneye götürmemişlerdi ama eve doktor çağırmışlardı.

Dokor benim yorgunluktan bayıldığımı kendime daha iyi bakmam gerektiğini söylemişti. Şimdi ise yatakta gözüm kapalı bir şekilde yatıyordum. Yanımda annem ve yengelerim vardı. Hepsi uyanıyım diye başımda bekliyorlardı. Ama ben kimseyle konuşmak hatta kimseyi görmek istemiyordum.
















GeRçEk AiLeM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin