Jeongin aldığı son mesajla sızlayan kasıklarıyla sızlanarak dış kapıya doğru yürümeye başladı. İçinden Seungmin'e söverken bir yandan da onun ne kader iştah açıcı olduğunu düşünüyordu.
Jeongin'in eli kapının kulpunu aşağı indirdiği an Seungmin beklediğinden daha hızlı davranıp nasıl olduğunu anlamadığı bir şekilde dudaklarına yapışmıştı.
Üzerinde her gün giydiği takım elbiselerinden birisi vardı ve her zamanki gibi gece sonunda kravatı çıkarılıp muhtemelen arabanın arka koltuğuna atılmıştı. Siyah gömleğinin kol kısımları hafifçe yukarı doğru kıvrılmış, saçları dağılmıştı.
Jeongin onu merdivenlere doğru sürükleyen Seungmin'in arkasında kalan kapıyı kalan son akıl kırıntısıyla kapatmıştı.
Seungmin'in baskın öpüşleri ve üzerine yaptığı baskısı merdivenlere yönlendirdiğinde onu durdurdu Jeongin. "Orası değil." ardından onu elinden tutup hızlıca az önce çıktığı odays sürükledi.
O hızlı adımlarla yürürken açılan beli, onun her hareketini izleyen Seungmin için görsel bir şölendi adeta. Dilini dudaklarında gezdirip Jeongin'in onu sürüklemesine izin verdi.
Işığı açık odaya girdiklerinde Jeongin'in yapmaya teşebbüs ettiği şey ışığı kapatmak olmuştu ama Seungmin onun priz üzerindeki parmaklarını kendi parmaklarıyla durdurmuştu. "Açık kalsın."
Jeongin usulca başını salladı. Ayakları kendinden habersiz geriye doğru gitmeye başlamıştı yine. Seungmin deminki hızına ters olacak bir yavaşlıkta onu yatağa doğru iterken gözlerinin temasını bir saniye bile kesmemişti.
Dirseklerinin arkasına değen sertlikle Jeongin'in daha fazla gidecek yeri kalmamıştı ve bir dudaklık mesafede durduğu Seungmin'in omuzlarına tutunmuştu. Başı şu an kesinlikle sadece sarhoşluğun getirdiği mayhoşlukla dönmüyordu.
Seungmin'in elleri bordo tişörtün açık bıraktığı tende gezinirken Jeongin'i zaten zorlayan sertliği daha da tetiklenmişti.
"Üzerindeki çok yakışmış." diye fısıldadı Seungmin Jeongin'in kulağına yaklaşarak. "Biraz sonra yeri boylayacak olması ne yazık." aslında ilk başta üzerinden çıkarmasını hiç istememişti ama başkasına ait bir parçanın aralarında olmasına gerek yoktu. Seungmin ona yenisini alırdı.
Jeongin daha fazla dayanamayarak dudaklarını birleştirdiğinde öne atılmasıyla kasıkları Seungmin'in bacaklarına çarpmıştı. Ağzının içine doğru bir inleme bırakmasıyla Seungmin onun sessiz olması için alt dudağını ısırdı. Hyunjin onun sesini duyabilirdi.
"Ses çıkarma." dedi dudaklarının arasındaki ayrılmamaya yemin etmiş gibi asılı duran sıvı hareketlenirken. Jeongin başını salladı hemen.
Seungmin bir anda onu hızlıca yatağa oturtup arkasını döndüğünde Jeongin şaşkınlıkla ona bakıyordu. Seungmin kapıyı kapatıp üzerindeki anahtarla kilitlediğinde Jeongin ona göz devirdi. "Hyunjin ellinci rüyasını görüyor." bir anda yarım bırakılmak hiç hoşuna gitmemişti.
Seungmin yine aynı hızlı adımlarla karşısına dikildiğinde Jeongin kafasını yukarı kaldırıp ona bakıyorduç "Umrumda değil. Her an uyanabilir." Jeongin tekrar göz devirdi. "Gerçekten bir libido killersın."
Seungmin ona sırıtarak üzerine biraz eğildi ve sağ elini bir hayli sertleşmiş olan bacak arasına sertçe bastırdı. "Öyle miyim?" Jeongin kalçasını kaldırarak ona daha çok bastırdı kendini. "Öylesin." dedi tüm vücudu titrediği için kekeleyerek.
"Bana muhtaç şu halinle bile inadından vazgeçmiyorsun." elini eşofmanın bel lastiğine getirip diğer eliyle Jeongin'in kafasını yukarı kaldırıp gözlerini birleştirdi. "Çok konuşuyorsun Seungmin." dedi Jeongin baygın gözleriyle ona bakarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fainted love 𑁤 seungin ✓
Fanfiction"Anladın mı? Biz bir hiçiz." [angst değil, texting, düzyazı]