♥ON DOKUZ♥

1.6K 106 80
                                    

Cüneyd, kütüphanede geç vakte kadar işleri ile ilgileniyordu lakin aklı, o olaydan sonra epey tadı kaçan sevdiğindeydi. Kapı çaldığında gelmeleri için seslendi. Gelen Bahadır'dı.

Bahadır, başı önüne eğik girdi içeriye. Bir nefes alıp mahçup bir şekilde başladı konuşmaya.

" Efendim, bugünkü mesele için gerçekten çok üzgünüm. Siz bana güvenmiştiniz lakin ben..."

Cüneyd kitabını kapatırken derin bir nefes alarak böldü lafını.

" Sana güvenmiştim, evet. Lakin o dakika Meryem hanımı kimse tutamazdı. Kusuru olan sen değilsin bu noktada, elinden hiçbir şey gelmezdi ki gelmedi de çünkü."

" Ben yine de özür dilerim. Hakkınızı helal edin."

" Helal olsun Bahadır, tasalanma."

" Üstüme vazife değil, lakin bir şey daha sorabilir miyim?"

Cüneyd merakla ne soracağını beklerken kaşlarını çattı.

" Siz... Artık aştınız mı bazı şeyleri?"

Hastalığını kastediyordu. Cüneyd tebessüm etti.

" Sevgi iyileştirir Bahadır."

Bahadır onun bu haline sevindi.

" Çok geçmiş olsun o vakit. Sizi böyle mutlu gördükçe yaptığımız her iş daha hayırlı, daha bereketli oluyor vallahi."

Cüneyd gülümsediğinde Bahadır başıyla selamlayıp çıktı odadan. Cüneyd de çıkması gerektiğine kanaat getirdi. Toparlandı ve çıktı kütüphaneden. Evine doğru ilerledi usul usul. Sevdiğini üzgün görmemeyi diledi pek mümkün olmadığını bilerek.

Cüneyd, yatak odasının kapısını açtı yavaşça. Zeynep yatağın bir ucunda, sırtı dönük yatıyordu. Üzerini değiştirdi, sonra yavaşça yatağa girdi. Sırtüstü yattı, nefesini verdi. Sessizlik çöktüğünde işitmeye başladı o seri burun çekişlerini. Hızla Zeynep'e döndü. Yatakta ona yaklaştı ve arkasından sıkı sıkı sarıldı ona.

Zeynep, bedenine sarılan kollarla daha fazla tutamadı kendini. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığında omzunda hissetti öpücüklerini. Daha sonra saçında. Ardından sevdiğinin sesini işitti.

" Şşş, yapma böyle. Özür dilerim."

Zeynep yattığı yerden ona döndü. Bedenini de çevirdiğinde iyice sarıldı sevdiği.

" Neden?"

" Annenin gelişini engelleyemedim, sen de mutsuzsun."

" Cüneyd, annemi bilmiyormuş gibi... Kim tutabilirdi ki onu o halde?"

" Olsun, yine de..."

Zeynep lafini böldü ve sordu ağlayarak.

" Cüneyd, ben ne yapacağım? Bir yerde sen varsın, bir yerde annem. Benden resmen bir tercih istiyor ama ben bunu yapamam Cüneyd. Onun için seni bırakmam, senin için onu. Her konuşmamızda da diyorum ona ama asla anlayış göstermiyor ya. Ben çok sıkıldım bu ikilemde kalmaktan artık. Seni sevsin istiyorum, oğlum desin istiyorum. Güvensin, ikimize de güvensin istiyorum. Benim için bile yapamıyor bunu."

Cüneyd sıkıntıyla nefes verip saçlarını öptü sevdiğinin.

" Şimdi düşünme bunları, sabah konuşursun annenle."

Zeynep başını iki yana salladı.

" İstemiyorum."

" Zeynep..."

Cüneyd, yatakta doğrulup sırtını başlığa yasladı. Zeynep'e seslendi.

" Gel buraya."

Kolunu açtığında Zeynep yavaşça doğrulup yanına yanaştı. Göğsüne yatarken Cüneyd de kolunu ona sardı. Bu yakınlık yeterli değildi Cüneyd için. Sardığı kolunu yavaşça kızın koltuk altına doğru getirdi. Diğeri ile de onun bacaklarına yöneldi ve bir çırpıda kucağına oturttu sevdiğini. Zeynep şaşkınca ona bakarken Cüneyd dudağına bir öpücük kondurdu. Sonra konuştu.

♥GözBebeğim♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin