Kırarcasına yumruklanan kapı sesine irkilerek açtı gözlerini. Zeynep, gözlerini etrafta gezdirirken omzundaki sıcaklığı hissederek sağına döndü. Cüneyd, alnını onun omzuna yaslamış ve sağ kolunu da ona sarmıştı. Cüneyd başını kaldırdığında göz göze geldiler. Cüneyd nefesini içine çekerek konuştu.
" Zeynep... Ben..."
Sonra yeniden duyulan kapı sesi ile ikisi de doğruldu. Cüneyd örtüyü üzerinden atarken sinirle söylendi.
" Kim bu densiz bu saatte!"
Zeynep de hızla ayağa kalktı. Saçını rastgele bir topuz yapıp evde kullandığı tülbentlerden birini idare edecek şekilde bağladı. Cüneyd odadan çıkarken o da peşinden ilerledi. Birlikte kapıya ilerlediklerinde Cüneyd açmadan önce dönüp Zeynep'e baktı. Sonra kapıyı açtı. Kapıyı Cüneyd tutuyordu, lakin hemen arkasında Zeynep vardı. Cüneyd, normalde Zeynep'i bile indirmezdi olan biteni anlamadan lakin bu defa uyku mahmurluğunun kurbanı olmuştu.
Kapıyı açtığında Zeynep bir adım öne çıktı.
" Baba..."
Lakin hızla içeri adımlayan Naim'in ilk yaptığı şey kızıyla konuşmak değil, ona onu yere serecek bir tokat atmak olmuştu.
" Rezil seni!"
Naim bir adım daha atacakken yerdeki kızına, ensesinden tutulup geriye çekilmesiyle sendeledi. Kapıdan dışarıya atıldığında dengesini kaybetti lakin çabuk toparladı.
" Damat, çekil aradan! Bu kızımla benim aramdaki bir mesele!"
Cüneyd birkaç adım attı ona doğru.
" Kendine gel Naim Efendi! Sen kimsin Mürşid refikasına, bir hanımanneye, bir kadına el kaldırıyorsun!"
" Damat, sana aradan çekil dedim!"
Cüneyd tam cevap verecekken uzaktan bir bağırtı koptu.
" Naim Efendi!"
Yanlarına koşarak varan Bahadır ve Arif hızla Cüneyd'in önüne geçerken Naim şaşkın ama sınırlı bir şekilde konuştu.
" Ne oluyor be, siz nereden çıktınız?"
Arif, işi Cüneyd'e bırakmadan konuştu onu küçümsercesine.
" Sen artık bu dergahın bendesi değilsin Naim Efendi, hatırlatırım. Bak sonra 'vay efendim fâniler şöyle fenalar, böyle fenalar' kabul etmem, ona göre!"
Cüneyd, çok daha büyük tepkiler vermek istiyordu. Naim'e daha önce ömründe yemediği dayağı atmak, onu cezalandırmak istiyordu. Lakin önceliği farklıydı.
" Arif Efendi, Bahadır Efendi götürün şu münafığı! Kapatın çilehaneye, cezasını bizzat ben keseceğim!"
Arif ve Bahadır, Naim'i iki kolundan tutup sürüklerken Naim bir şeyler bağırıyordu lakin Cüneyd hiçbirini duymadı. Arkasını dönüp evine girdi ve hızla kapıyı kapattı. Zeynep, düştüğü yerde yoktu. Kalkmış, üst kata çıkmıştı. Cüneyd istemsizce kızın ismini zikrederken çoktan merdivenleri tırmanmıştı bile.
(yani şey Zeynepi polisler aldıktan sonra eşyalarının toplandığı sahne)
Direkt odaya girdiğinde Zeynep'i aynanın karşısında ağlarken buldu. Bu görüntü canını çok yakmıştı. Hızla yanına adımladı. Fısıldar tonda konuştu.
" Zeynep..."
Başını eğdi Zeynep. Cüneyd, Zeynep'in bileğini tuttu hafifçe. Zeynep yaşlı gözlerle döndüğünde Cüneyd'e, Cüneyd gördüğü şeyi aklına kazıdı ki olur da Naim'e bir an bile olsa acırsa veya hafif bir cezayla kovarsa aklına sevdiği kadının patlamış dudağı gelsin. Onun dokunmaya, öpmeye kıyamadığı; zarar verme ihtimaline karşı her türlü önlemi aldığı, zarar gelmesin diye uzaklaşmayı düşündüğü kadına hiç düşünmeden zarar vermişti. Cüneyd elini kızın çenesine koydu, içi acıyarak değdirdi başparmağını kızın dudağına. Zeynep acıyla yüzünü buruştururken Cüneyd de onunla aynı acıyı hissetti. Sonra parmağını kızın yanağına koydu bu defa. Narince okşadı kızı iyi hissettirmek istercesine. Zeynep bakışlarını yeniden yere eğdiğinde diğer elini de koydu kızın çenesine. Sonra kapattı gözlerini. Yasladı alnını kızın alnına. Cüneyd, sesli bir şekilde nefes verirken Zeynep'in ağzından bir hıçkırık kaçtı. Cüneyd gözleri kapalı fısıldadı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
♥GözBebeğim♥
Fiksi RemajaKızıl Goncalar dizisi çifti Cüneyd ve Zeynep'in beynimi salmayan kurgusu. Hayal ürünüdür, ciddiye almaya lüzum yoktur.