Hikayenin güzel gittiğini düşünenler yorumlarda belirtirse çok mutlu olurum.
Kaptanım: Selin nerede kaldın?
Kaptanım: İki saat doldu!
Kaptanım: Hayır saatin dolması mesele değil de başına bir şey mi geldi diye endişe ediyorum çünkü sen dakik olmaya çabalayan birisin.
Kaptanım: En azından mesajıma geri dönüş yapsan... Çünkü zile kaç kez bastım, geri dönüş yapmadın!
Kaptanım: Mesajıma geri dönüş yapmazsan eve girmek zorunda kalacağım!
Kaptanım: Güzelimmm, lütfen bir şey söyler misin?
Kaptanım: Madem bir şey yazmıyorsun bende eve giriyorum!
Kaptanım: Bak geliyorum diyorum!
Kaptanım: Sen bilirsin güzelim, benden günah gitti! Geliyorum.
Selim, telefonundan mesajı gönderir göndermez ön tarafta bulunan balkonların ilk katından başlayıp Selin'in bulunduğu kata doğru tırmanmaya başladı. Gemide çok uzun süre yaşadığı için tırmanmak onun uzmanlık alanıydı bu yüzden tırmanırken hiçbir zorluk yaşamadı. Adeta basit bir iş gibiydi onun için...
Selin'in olduğu kata geldiğinde hemen balkonun içine atlayıp kendini güvence altına aldı.
Balkon kapısı açık olmadığı için Selin'i ilk gördüğü pencerenin oraya uzanmaya çalıştı.
Pencereye tam anlamıyla uzandığında gördüğü manzara karşısında dengesini kaybetti.
Odasında yüksek sesli bir müzikle üstünü giymeye çalışan bir Selin'i görmek hiç beklemediği bir şeydi.
Hemen kendini balkona doğru yöneltip geldiği yoldan geri inmek durumunda kaldı.
Selin'in iyi olduğuna çok sevindi lakin Selim artık iyi değildi.