20.Bölüm

32 10 11
                                    

Hikayenin güzel gittiğini düşünenler yorumlarda belirtirse çok mutlu olurum.

Selin: Kesin geleceği zamanı çok uzundur! Senin uzun zaman sonra gelmen gibi...

Selim: O kadar sabredeceğimi sanmıyorum Güzelim!

Selin: Yakında diyorsun yani!

Selim: Yakında diyorum!

Selin: Unutma bak!

Selim: Unutmam, unutanın...

Selin: Aynen, ondan!

Selim: Bir şey sorabilir miyim?

Selin: Tabiki, merak ettiğin o soru da ne acaba?

Selim: Hâlâ denizkabuğuna konuşuyor musun?

Selin: Küçükken ki iletişimimizden mi bahsediyorsun?

Selim: Evet! Hani biz küçük olduğumuz için ailelerimiz bize telefon almamıştı.

Selin: Bizde sahil kenarında bulduğumuz bir çift deniz kabuğunu telefon yapmıştık!

Selim: Evet, her o denizkabuğuna fisıldadığında benimle konuşuyor olacaktın.

Selin: Hiçbir zaman oraya fısıldamaktan vazgeçmedim çünkü bütün dertlerimi oraya döküp kaldırabilecek bir tek orası vardı. Peki, sen? Sen fisıldamayı bıraktın mı?

Selim: Ben hiç fısıldamadım!

Selin: Anladım, çocuklukta kalan saçma bir şey olduğunu düşünüyor olmalısın!

Selim: Hayır, asla öyle düşünmedim, düşünmüyorum ve düşünmeyeceğim!

Selin: Peki o zaman neden bıraktın fisıldamayı?

Selim: Çünkü ne zaman denizkabuğunu elime alsam senin o tatlı sesin kulaklarıma doluyordu! Bende o ses hiç kesilmesin istedim. Eğer konuşursam sesini bir daha duyamayıp unutmaktan korktum!

Kaptan'dan Aşk'a  ( Texting ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin