Estelle Renato ve Orion Blackwood ;)
Solstitium Balosuna sadece saatler kalmıştı. Aşağıdaki bahçede bir kenara oturmuş ve kendime sakin bir köşe bulmuş bunu düşünüyordum. Önümdeki siyah ve beyaz güller, bir arada bu düşünceli halime eşlik ediyordu. Burayı sevmiştim. Sakin, huzurlu ve en önemlisi kalabalığın telaşından uzaktı.
Bu katılacağım ilk balo olacaktı. Bu diyarın diğer sakinleri, başka krallar ve kraliçeler ile tanışacaktım. Bu gerilmeme neden olsa da içimdeki heves ve heyecan daha ağır basıyordu. Elimden geldiğince sadece olumlu duygularımı hissetmeye çalışıyordum.
Negatif hislerin bana hiçbir faydası olmayacaktı. Astrophel ile konuştuklarımızın ardından tekrar hiç o konuda konuşmamıştık. Her zamanki gibi yine birileri önüme birbirine karışık bilmecelerle dolu bir yapboz atıp hiçliğe karışmıştı.
Ama artık aklımı bunlarla meşgul etmeyecektim. Eğer başkaları bana açıklama zahmetine girmiyorsa hatta beni bu zahmete değer bile görmüyorlarsa bir oyuncak gibi benimle oynamalarına izin vermeyecektim. Eğer onlar bu konuda uğraşmıyorlarsa ben de kendimi yormayacaktım.
İçimde yükselen öfke istemeden parmak uçlarımdan küçük alev kıvılcımları çıkmasına neden oldu. Güçlerim üzerinde yavaş yavaş bilgi sahibi olmaya başlasam da kontrol etmek ve yönlendirmek zaman alıyordu. Teoride basit görünen şeyler pratikte göründüğü kadar çabuk işe yaramıyordu.
" Burada ne yapıyorsun, küçük yıldız? "
Aniden duyduğum kadife sesi ve ensemde hissettiğim sıcak nefesi ile korkudan neredeyse havaya sıçradım. Sesi, huzurlu ve sessiz ortamımı bozup mahvetmişti. Bu sesi nerede olsa tanırdım. Aylarca rüyalarımda gezen, aklıma girip zihnimde yankılanarak delirdiğimi düşünmeme neden olan, bu diyara gelmeme neden olan -Daha doğrusu beni kandırıp zorla bu diyara sürükleyen- sesin sahibi Orion Blackwood'dan başkası olamazdı.
Alaycı sesinden yüzüne bakmasam bile o aptalca sırıtışının yüzünde olduğunu anlayabiliyordum. Sesi buram buram bela kokuyordu. Aklı başında her insan onu duyduğu anda arkasına bile bakmadan kaçardı. Ancak şansa bak ki ben hiçbir zaman aklı başında biri olmamıştım ve tabii ki bela yine beni bulmaktan vazgeçmemişti.
Telaşla ayağa kalktığımda parmak uçlarımdaki alevler Orion'a sıçradı. Bir saniyelik dehşete düşmemin ardından onun bir insan olmadığını kendime hatırlattım. O bir drayadalisti. Dahası o ateş grubuna mensup bir drayadalisti. Ateşin ona zarar vereceğini pek sanmıyordum.
Orion önce biraz afallasa da hızlı bir refleksle alev kıvılcımlarımı yakaladı. Koyu turuncu ve kırmızının tonlarındaki alevimi kendi açık turuncu alevi ile birleştirdi.
Alevlerin hepsinin aynı olduğunu düşünürdüm eskiden. Bu ton farkı acaba güçlerimiz arasındaki farkı da mı simgeliyordu? Bu konuda öğrenmem gereken o kadar çok şey vardı ki. Şu anda ise bunun için kesinlikle hiç iyi bir zaman değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kozmos Yıldızı
FantasiEstelle çocukken şizofreni teşhisi konulan 17 yaşında bir kızdır. Herkes tarafından dışlanırken hastalığı ile mücadele etmektedir. Artık her şeyin sonuna geldiğini düşündüğü bir anda aslında sonun sadece başlangıç olduğunu fark eder. Öğre...