İlahi Bakış Açısı
"Seungmin, gideceğimiz yer sıradan bir yer değil. Daha özenli giyin." Annesi, yine o boğucu kelimeleri sıralamıştı. Lafını asla esirgemiyordu.
"Zaten sıradan değil, özenli giyindim. Bu sefer ne kusuru var, normal işte?" O yargılayıcı bakışlar, üzerinde yavaş yavaş geziniyordu.
Bulunacak bir kusur, söylenecek yeni bir aşağılayıcı söz arıyordu. Bu sefer hangisiydi? Saçı, bedeni, yüzü, giysileri... Hangisiydi?
"Peki anne, gidip üstümü değiştireceğim." Ve her seferinde böyle oluyordu, yıkılmış bir özgüven ile gidip üstünü değiştiriyordu.
Babasını pek görmüyordu, işi dolayısıyla eve geç geliyordu. Sabahları erken çıkınca hiç görüşemiyorlardı. Annesinin yaptığı baskılardan, babası asla haberdar değildi.
Seungmin, söylemiyordu. Gördüğü baskıları bazen haklı buluyor, bazen de geçti gitti diye düşünüp geçiştiriyordu. Ailesi onu küçüklüğünden beri saçma sapan baskılar ile manipüle ediyor, bir yerden sonra kendini suçlamaya başlıyordu.
Daha doğrusu, annesi ona baskı kuruyordu. Kendini annesinin kuklası gibi hissediyor, annesinin isteğine uygun bir hayat yaşayacağını düşünüyordu. Birden telefonuna gelen mesaj, otuz iki diş gülümseyip kıkırdayarak hızlıca mesaj yazmasına sebep olmuştu.
Minjun & Seungmin
WhatsApp KonuşmasıMin'im🌟
Seni özledim, buluşalım 🙋🏻♂️Seung'um🌠
Of
Annemlerle bir yere gitmem lazım
Yarın buluşsakkk????Min'im🌟
Özür dilerim seung...
Oldukça yoğunum sen de biliyorsun
Başka bir günümü sana ayırsam?Seung'um🌠
O 'başka bir gün' bir ay sonrayı buluyor ama|
O 'başka b|Peki olur
Sen ne zaman müsait olursan o zaman buluşalımBir saatin bile mi yok? Yarım saat de olur, ya da on dakika... Beş dakika bile yeter bana|
Bir saatin bile mi y|Min'im🌟
Seung hadi ama sevgilim
Moralini bozma ya
Buluşuruz elbetSeung'um🌠
Min, annemler ile konuşacağım
İzin alabilir miyim bilmiyorum ancak onlarla gitmek istemediğimi söyleyeceğimMin'im🌟
Tamam olur
(Görüldü)Minjun & Seungmin
WhatsApp Konuşması SonuSeungmin, gergince odasından ayrıldı. Annesi ona kızacak, asla izin vermeyecekti. Bundan adı gibi emin bir şekilde salona doğru ilerledi, bir yandan alt dudağını dişleri arasına almış gergince kemiriyordu.
Koltukta oturan annesi, işittiği adım sesleri ile başını kaldırıp oğluna baktı. Kaşlarını çatıp lafa girdi.
"Giyecek şey mi bulamadın, üstünü değiştirmemişsin?" Seungmin, başını eğdi.
"Anne, ben gelmesem olur mu?" Annesi, telefonu yanına bırakıp kollarını kavuşturdu.
"Niye?" Seungmin, ona yöneltilen soru ile omuz silkti.
"Bilmem, yani yorgunum biraz." Annesi, şakaklarını ovdu. Sonrasında, ayağa kalkıp oğluna doğru adımladı.
Ona kısaca sarılıp çekilince gülümsedi. Seungmin, annesinin bu hareketi ile kaşlarını çatmıştı. Annesi tabii ki de aşırı katı ve sevgiden yoksun birisi değildi, ancak durduk yere böyle sarılan birisi de değildi.
"Peki oğlum, sen yat dinlen. Biz gideriz abin ile." Annesi bu sözlerinin ardından, diğer oğluna seslendi.
"Minho! Hadi gel çıkıyoruz!" Abisi, odadan bir şeyler bağırmış ve geldiğini belirtmişti.
Kısa süre sonra abisi ve annesi evden ayrılmış, Seungmin tek kalmıştı. Önemli bir yemeğe gidiyorlardı, gece yarısından sonra geleceklerdi. Vakti boldu. Hızlıca telefonunu almış ve tam sevgilisine mesaj yazacakken gördüğü mesaj ile irkildi.
"Seungmin, yapamadığımızı fark ettim. Bitirmek bizim için en doğru seçim olacaktır. Bundan sonraki hayatında, sana başarılar dilerim. Seni Seviyorum."
"Ne?" Titreyen elleri ile tonlarca mesaj yazıyor, ancak hiçbirinin iletilemediğini görünce ağlayarak daha da fazlasını yazıyordu.
"Ne yani, engelledi mi?" Titreyen sesi ile kendi kendine konuşuyor, bu olanların nasıl başına geldiğini sorguluyordu.
O an aklına gelen tek şeyi yapacaktı, aklına gelen tek kişiye gidecekti. Tanıdık numaraya tıkladı, karşıdan gelen 'alo' sesi ile daha çok hıçkırarak ağlamaya başladı.
"Chan, daireme gelebilir misin? Lütfen..." Chan, ağlamayla karışan titrek ses ile korkuyla telefonu kapadı. Tek kelime etmeden kapattığı telefon ile, kendi dairesinden fırlayarak çıkması bir oldu.
Asansörü es geçip, merdivenleri hızlıca inmeye başladı. Zemin kata ulaşınca, gördüğü dairenin kapı ziline bastı. Kapı anında açıldı, kapının ardından yavaşça beliren Seungmin, daha şimdiden şişmiş göz altları ve kızarık gözleri ile Chan'a bakıyordu.
"Seungmin..." Chan hiçbir şey diyemiyordu. Zaten Seungmin, onun bir şey demesine fırsat bırakmadan ona koşup sarılmıştı.
Şu an ihtiyacı olan tek şey, onu anlayışla karşılayacak birisiydi. Arkasında duracak birisini istiyordu, ve bu konuda Chan dışında kimseye güvenemezdi.
Chan, ağır adımlarla evin içine ilerledi ve hıçkırarak ağlayan çocuğu rahatsız etmeden kapıyı kapattı. Chan, Seungmin'i kendinden ayırdı ve omuzlarından onu tutup gözlerine baktı.
"Sorun ne, Seungmin? Anlat hadi." Seungmin, yutkundu. Chan, onun gay olduğunu bilmiyordu. Rahatsızlık duyabilirdi, ondan uzaklaşabilirdi. Ama bunlar olursa, zaten onu cidden sevmiyor demekti.
"Sevgilim... Terk etti beni." Chan, kaşlarını çattı.
"Kız arkadaşın mı vardı?" Seungmin, başını önüne eğdi. Sessizce mırıldandı.
"Kız değil..." Chan, duyduğu şey ile çocuğa yeniden sarıldı. Sırtını sıvazlayıp ona güven vermeye çalışıyordu.
"Seungmin, yanında olacağım." Chan, onu yeniden kendinden ayırıp gözlerine baktı.
"Tamam mı?" Seungmin, sadece başını sallamakla yetindi.
Chan, sözünde duracaktı. Dediği gibi, yanında olacaktı.
-------
Selam selam
Bayağı uzun bir süre oldu yb atmayalı
Bunun için üzgünüm
Bölümleri daha seri bir şekilde yazmaya çalışacağımOy verip yorum yaparsanız mutlu olurum
![](https://img.wattpad.com/cover/370638453-288-k469231.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yorgun savaşçı | chanmin
Fanfiction!Askıda! "Yine yemek yememişsin, Seungmin." "Ve sen de yine uyumamışsın, Chris." Düz yazı ağırlıklı, texting + düz yazı