İçimi saran rahatsızlık hissiyatı ile yutkundum, her zamanki gibi uyuyamıyordum. Evren bir gün yüzüme gülüyor, diğer gün ise beni adeta yerden yere vuruyordu.
Tek başımaydım, yalnızdım. Geceleri oturup tavana bakmak, bazen balkonda sigara içip gök yüzünü seyretmek bana böyle hissettiriyordu. Elimi, sehpaya koyduğum pakete atıp içinden bir dal aldım, saat gecenin üçünde bana sadece bu iyi gelebilirdi.
Uzandığım koltukta doğruldum, ayağa kalkıp balkona ilerlerdim ve kapıyı açınca odaya firar eden esinti ile gülümsedim. Bahar aylarına girmiştik, yazın yaklaşması moralimi biraz bozsa da özlediğim yaz akşamları beni mutlu ediyordu.
Yaz akşamlarında dışarı çıkıp yürümek, benim için en huzur verici şeylerden birisiydi. Mutlu oluyordum, yalnız hissetmiyordum. Evet yalnız oluyordum, ancak yalnız hissetmiyordum. Yanı başımda beni mutlu eden bir şeyler var gibi geliyordu, birisi uykusuz geçen gecelerime ortak oluyor gibi hissediyordum.
Balkona çıktığımda hafif hafif vuran esinti ile ince hırkamın fermuarını biraz yukarıya çektim, paketten aldığım sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirip yaktıktan sonra çürümeye başlamış ciğerlerime biraz daha işkence ettim, kaslarımın biraz gevşemesi, düşüncelerimin kısa bir süre de olsa beni terk etmesi için yalnızca ödediğim küçük bir bedeldi.
"Küçük bir bedel..." Sessizce mırıldanıp gülümsedim, başımı kaldırıp gözlerimi kapattım.
Telefonumun titremesi ile, odağım cebimde duran telefona kaydı. Geceleri bana çok nadir mesaj gelirdi, bazen Seungmin uyuyamayıp yazardı, bazen de sabah erken uyandığında yazardı. Hâlâ okula gidiyordu. Onun okul için hazırlandığı saatte, ben uyumaya hazırlanıyordum ya da gece uyuduğum iki saatlik uykumdan uyanalı saatler olmuş oluyordu. Mesaj Seungmin'den gelmişti.
Seungmin & Chan
WhatsApp KonuşmasıSeungmin
Hata yaptım değil miChan
Hata?Seungmin
Yürüyelim miChan
Bekle geliyorumSeungmin
Üşüyorum çabuk gel
(Görüldü 03.22)
(Chan, mesajınıza bir ifade (🌟) bıraktı)Seungmin & Chan
WhatsApp Konuşması Sonu"Böyle olacağı belliydi!" İçtiğim sigarayı, söylene söylene küllüğe bastırıp söndürdüm.
Hırkamı çıkarıp onun yerine bir kapüşonlu sweatshirt giydim. Kalın bir hırkamı da yanıma alıp evden ayrıldım, merdivenleri sinirle iniyordum.
Bir şeyler olmuştu ve bunu Minjun yapmıştı. Apartmandan ayrılınca, gözlerimi çevrede gezindirmeye başladım. Hızla birbirini bulan gözlerimiz ile yutkundum, yıkılmış gibiydi. Geçen haftalardaki Seungmin'den eser kalmamıştı, sevgilisiyle barıştığı için mutlu olan Seungmin'den.
Çocuğun oturduğu banka doğru ilerledim, yanına varınca elimdeki hırkayı yavaşça omuzlarının üzerine bıraktım.
Hırkayı iki yanından tutup iyice içine gömüldü, saklanmak ister gibi bir hâli vardı. Sinirim kaybolmuştu, yerini buruk bir hissiyat almıştı.
"Saçlarını boyatmışsın." Ellerimi, sarı saçlara daldırıp elimin altındaki tutamları hafif hafif okşadım.
"Güzel olmuş mu?" Sesindeki burukluk ile mırıldandı. Sorusunun üzerine gülümseyip konuştum.
"Çok güzel olmuş." Ellerimi saçlarından çekip boş kalan yanına oturdum, başımı ona çevirip ister istemez belli olan endişem ile konuştum.
"Sorun ne? Minjun bir şey mi yaptı?" Seungmin, yutkunup bana döndü. Gözleri dolu dolu olmuştu, dokunsam zar zor tuttuğu yaşları hemen bırakacak gibiydi.
Dudağı titriyordu, arada bir şey diyecek gibi oluyor, sonrasında dudağını ısırıp susuyordu. İç çekip ellerimi omuzlarına yerleştirdim, buruk bir şekilde güldüm.
"Yanındayım Seungmin, ne zaman istersen o zaman anlat." Daha fazla dayanamayan çocuk, hızla boynuma atıldı.
Kollarını boynuma dolayıp başını omzuma gömdü. Bir elimi saçlarına attım, diğer kolumu ise ona sardım.
"Ağla, istediğin kadar ağla. Sorun yok, ben yanındayım." Sözlerimin üzerine daha fazla ağlamaya başlıyor, arada ağlamasına hıçkırık sesleri ekleniyordu.
Bir süre öylece kaldık, durmadan ağlıyordu. Bazen sesi kesiliyor, bazen yeniden ağlamaya başlıyordu.
En sonunda çekildi, gözlerini ovuşturup bakışlarını bana çıkardı.
"Sevgiye ve ilgiye muhtaç olmak... Biliyor musun bunlar çok acınası şeyler." Başını yana çevirip alt dudağını dişledi.
"Hiç sevmedi beni ve asıl acınası olan ise, ben de onu sevmedim. Sadece bana asla vermediği ilgiyi ve sevgiyi istedim." İlgisiz ve sevgisiz büyüyen bir çocuk... Facia.
"Chan ben değersiz miyim, sevgiye layık değil miyim?" Yutkunup ona ve dolu gözlerine baktım, bir bilseydi onu ne denli sevdiğimi... Eminim ki böyle konuşmazdı.
"Sevgiye ve ilgiye layık olmasan, şu an burada olur muydum? Değersiz olsan, bana kendini açmana izin verir miydim?" Seungmin, başını olumsuz anlamda iki yana salladı.
"İlişkimizin ilk zamanları çok güzeldi, değer gördüğümü hissediyordum. O ilgisi, sevgisi çok hoşuma gitmişti. Ama düşününce, bunlar dışında hiçbir şey beni ona çekmiyordu. Ailelerimiz çok yakındı, annem ona bayılıyordu." Seungmin, alayla güldü.
"Zaten o da ailesi istediği için sevgili olmuş benimle, tek bir mesajla anlattı bunu." Sarı saçlı çocuk, telefonunu açtı ve bana ekranı bana doğrulttu.
"Ailemin isteği üzerine sevgili olmamız gerekti, ancak buna daha fazla dayanamıyorum. Kendine dikkat et."
"Böyle olacağı belliydi..." Sözlerimin ardından bakışlarımı ekrandan çekip Seungmin'e çıkardım.
"Sarılabilir miyiz?" Gülümseyip kollarımı iki yana açtım.
Hızla kollarımın arasına gelip kollarını bana sardı, sonrasında mahçup bir şekilde konuşmaya başladı.
"O gün, onun yanında sana garip davrandım. Özür dilerim." Gülüp saçlarını karıştırdım.
"Problem yok."
----------
Selam selam
Bölümün sonları biraz baştan savma oldu
Ancak Wattpad erişim engeli yediği için VPN ile girmek zorunda kaldımBu yüzden sonlarını aceleyle yazdım, ki erişim engeli ben fici yazarken gelmiş sanırım o yüzden yaklaşık 400 kelime falan silindi baştan yazmak zorunda kaldım
Bu bölümün okunması bayağı düşük olur muhtemelen ama problem değil umarım hoşunuza gitmiştir
Oy verip yorum yaparsanız sevinirim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yorgun savaşçı | chanmin
Hayran Kurgu"Yine yemek yememişsin, Seungmin." "Ve sen de yine uyumamışsın, Chris." Düz yazı ağırlıklı, texting + düz yazı