Küçük ayrıntılar insan karakterini gösterir.
Louisa Mary Alcoot
Gökhan Türkmen : Bitmesin
Çıkmaz sokaklar, dar alanlar. Gariptir ki insanlar ikilimde kaldığında neler yaptıklarını sonrasının pişmanlığını yaşıyorlar. O zaman neden aklımızı dinleriz ki? Kalp bazen yolun en güzel sokağı değil mi?
O zaman kendimizi cennetin en güzel manzarasında görmeyiz mi? Akıl durduğunda, kalp işlermiş. Peki ya kalp durduğunda, akıl devreye girer mi? Zannetmem.
Şuan elimizde ki telefonun şaşkınlığını yaşıyorduk. Okul fena karışıcaktı. Velilere kadar gitmiştir şimdi. Müdür bu büyük kayıp olduğu zaman sanırsam fenalık geçirirdi.
"Arkadaşlar tek yapmamız gereken sakin olup iyi düşünmek. Yoksa daha kötü olur." Dedim, ki dediğimde de doğru söylüyordum. Eğer birimiz bir gaflete düşersek büyük olasılık bir deprem olurdu.
"Elena haklı şimdi bugün konuştuklarımızı unutmuyoruz. Daha dikkatli olucaz olaki bilen kişilerle bile konuşucaz" hepimiz İzanın dediğine kafamızı salladık.
"O zaman yarın bende toplanalım. Bizde kimse yok sonuçta daha rahat ederiz" Su evine davet ediyordu. Genellikle Su'da olurduk. Annesi çok çalışıyordu. Görüntülüde görüyorduk, babasını tanımıyordum. Ondan hiç bahsetmezdi.
Batın kolunu Su'ya attı."çok ısrar ettin gelelim madem. Kız sen çalışkan birine benziyorsun. Ne hünerler sergiliceksin?" Su ona güldü. Ojeli tırnaklarını ona gösterdi. "Bu eller marifetli evet ama sipariş verebilirim"
Batın yüzünü buruşturdu. "Ben yarın olmaya bilirim?" İzan,Güneşe kaşını kaldırdı. Nereye anlamına getirdi. "Ankara'ya gidicem siz bana anlatırsınız" Tunç yüzünü başka yere çevirdi. Sonra bir nefes aldı. Çok nadir sigara içerdi. Elini cebine atıp sigarasını çıkardı. Dudaklarını arasına alıp,çakmağı ile sigarasını ucunu alevlendirdi. Derin bir duman çıkartıp gecenin gökyüzüne üfledi. Su ile ona bakıyorduk.
Tunç bizimle göz göze geldiğinde beli belirsiz gülümseme yolladı. "Tamam o zaman yarın Su'da buluşuruz. Şimdi gidelim" Tunçun koluna girdim. Yürümeye başladım, o hala sigarasından derin dumanlar çekiyordu.
"Yapma bunu kendine nolur tunç" arkamızdan geliyorlardı. Su yetişip tunçun diğer koluna girdi. "Bir şey yapmıyorum ki ben olduğum gibiyim" Su kolunu daha sıkı tuttu. Olduğumuz yerde durduk etrafına baktı. Güneş ve Barın bir konuşmanın içerisindelerdi. İzan arada bize kaçamak bakışlar yolluyordu.
"Olduğun gibi Tunç değilsin sen. Eskiden böyle değildin sen şimdi noldu da birden değiştin. Yapma bunu kendine baksana maf oluyorsun. Hem onun sevgilisi var"
YOU ARE READING
AŞK LAZIM
Teen FictionBiz üç arkadaş. Sevgi,bağ ve daha fazlası. Biz üç dost. Kalp, acı, kader olan kısacası her şey. Biz üç aile. Birbirimize, güven, sadakat koruyucu olan gene her şey. Birbirimizden hiç ummadığımız anda olan hayatlar. En yokuşu, en ağırı, en mutlusu...