Hard Krump

95 14 11
                                    

Korkak mısın?

Dürüst ol ve söyle..

Korkaklığın sana "Hayır değilim" dedirtecek kadar şiddetli mi? Yoksa "Evet öyleyim" dedirtecek kadar bilinçli mi?

Korkmaktan dahi korkacak kadar cesaretsiz misin? Yoksa korkmadan "Korkağım" diyebilecek kadar cesur mu?

Cesaret sandığın şey, aslında korkaklığının sana peydahladığı bir yaşam mücadelesi mi yoksa hayatın önüne çıkaracağı her yolu, bilinmezlikten titreyen bacaklarınla yürüyeceğinin farkında olan benliğinin aptallığı mı? Kendin ile yüzleşmeye cesaretin var mı?

Aynaya bakıp "Ben buyum" demeye? Sevilmediğini kabullenmeye, mükemmel olmadığını farketmeye cesaretin var mı?
Yoksa kendiyle yüzleşmeye cesareti olmayıp yalnızca dünyaya mükemmel olduğunu inandırmaya çalışarak kendini tatmin eden milyonlarca korkaktan biri misin?

"Kendini sev" bu kelime ne çağrıştırıyor zihninde?
Sen mükemmelsin, kendini sev. Sen kusursuzsun, kendinle barış..?

Bu mudur zihninde çağrışan anlamlar? O zaman soruyorum..
Bu kendini sevmek midir? Kendini kandırmak mı?..

Hayır.

Sen mükemmel değilsin. Kusursuz değilsin. Herkes seni sevmek zorunda değil. İnsanların sevmediği huylara sahipsin. İnsanların beğenmediği noktalar var bedeninde. Çirkinsin, şişmansın, beceriksizsin, aptalsın, acımasızsın, kötüsün, yalnızsın.. bunlardan en az bir tanesini bulunduruyor fıtratın.

Şimdi bunları kabullenerek söyle..
Hala kendini seviyor musun?

İşte tüm bunlara rağmen "Ben benim, herkes kusursuz değil ve ben de kusursuz olmak zorunda değilim. Ben kilomu seviyorum, ben çirkinliğimi beğeniyorum, ben beceriksizliğimi düzeltecek bir enerjiye sahibim, ben acımasızlığımı iyleştirecek bir vicdana sahibim, ben yalnız bana özelim." Diyebilecek kadar cesur musun?

Sen her şeye rağmen seni sevebiliyor musun?..

Merak etme..
Yalnız değilsin.

Nitekim Park Jimin, diğer tüm milyonlarca genç gibi senden biri.

Gözleri, fazla garip. Sürekli şiş ve çift kapaklı olmaması bu şişliğini daha da beter bir hale getiriyor.
Dudakları, fazla kalın. Yanakları tombul ve yamuk dişleri bir de ufak bedenine katılan küçük elleri var. Boyu bir erkek bedenine göre fazla kısa. Anlının genişliği yumurta kafa denecek bir görünüme sahip.

Kaslı olmasına rağmen fazla çelimsiz, havalı olmadığı için sürekli tutunacak bir özellik arıyor kendine, ama kıvrak-esnek bedeninden fazlasını bulamıyor..

O, bir koreli erkekte bulunabilecek en kaba çirkinliğe sahip..
Aynaya bakmayı sevmiyor, ellerini kollarından dışarı çıkararak boyutu ile yüzleşmeyi sevmiyor, yumurta kafasını sürekli taktığı bir şapka ile kapatmaya çalışıyor.

Tüm bu utanç sebepleriyle yıkanmış bedenine rağmen neden öğretmenini dinledi? Neden buraya kadar geldi bilmiyordu..
Neyine güvenerek atıyordu ki bu adımı?

"Sıradaki! Park Jimin!"

Derin bir nefes aldı. Hazır mıydı? Bacakları titriyordu..
Geri dönmeliydi.
Öğretmeni onun dansını beğendi ve seçmelere katılması için ikna etti diye buraya kadar gelmişken şimdi "Neden öğretmenimi dinledim ki?"diyordu.

Onu çağırıyorlardı. Ne yapacaktı? Hangi hareketlerini sunacaktı? Gelmeden önce hepsini ayarlamış düzene sokmuştu. Sabah erken uyanmış uzun bir süre boyunca yapacağı hareketleri tekrar ederek bedenini esnetmişti. Ama şimdi?..

Sanki tüm bildiklerini unutmuş gibiydi. Bu sabah zorlukla esnettiği uzuvları şimdi kaskatı kesilmişti. Sanki adım atacak gücü bile yoktu. Şu an gerginlikten felç geçirmiş bile olabilirdi.

Anlından terler akıyor çağırıldığı odada onu beklediklerini bilmesine rağmen kılını bile kıpırdatamıyordu.

Derin bir nefes daha aldı. Yumruklarını sıkıp tekrar açtı. Kapı kolunu indirdi..

Sakin olması gerekiyordu. Kendine güvenmesi ve tüm bildiklerini korkmadan sergilemesi..
Elenme ihtimali olabilirdi. Ama şu an bunları düşünmek sadece onu daha kötü bir duruma sokacaktı. Güzel şeyler düşünmeliydi..

İçeri girip bir BigBang grubu üyesi olan Taeyang gibi hareketleriyle hayran bıraktıracaktı kendini.. öylesine mükemmel hareket edecekti ki, ayakta alkışlanacaktı. Ona bu şirkete girmesi için yalvaracaklardı. Evet.. evet bunları yapacaktı. Hepsini yapabilirdi.
Yapabilirdi değil mi?..

Kapı kilidi açıldı, yarı ter yarı parfüm kokusu ciğerlerine doldu. Ve Park Jimin o gün BigHit Entertainment için ilk adımını attı..

Aynı koku şimdi tekrar doldu ciğerlerine. Ama umursamadı. Bir kaç ay önce yaşadığı gerginliğin çoğunu atlatmıştı. Şimdi ise onu ilk defa dünyaya tanıtacak bu kameranın önünde tüm yeteneğini sergiliyordu.

Hareketler zordu. Fazla ağır detayları vardı. Ama o alışıktı. Bunun için gecesini gündüzüne katmış ve çelimsiz bedeniyle şimdi esnekliğinin hakkını verircesine sunuyordu dansını.

Bu ilk denemesi değildi. Lakin çok da tekrar yaprtığı söylenmezdi.
Buna ihtiyacı yoktu. Bir kaç aksaklık harici bir sorun yaşamadığı için bir kaç çekimin ardından en kusursuz şekilde sergiliyordu şu an hareketlerini. Şarkı bitti, son vuruşunu yaptı ve kollarını önünde birleştirip onu ilk defa dünyaya tanıtacak en mükemmel bakışını merceğe gönderdi.

"Kestik"

SÜRPRİZ!
Biliyorum fazla ani oldu dkdkkd sonunda geldi:)
Ben de şaşkınım millet bakmayın öyle..
Kısa ve biraz özensiz oldu ama idare edin şimdilik. Daha sonra gelir düzenlerim.. yani umarım:))
Her neyse ilk bölümümüzü 2 yılın ardından ( 2 yıl ne yuh antoya?!) yayınladık.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir, güzel yorumlarınızı bekliyorum. Bir sonraki bölümde (muhtemelen 2 yıl sonra dksks) görüşmek üzere. Şimdilik hoşça kalın, sizi seviyorum:)🌸

KATALİZÖRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin