Saat 04.37'idi.
Peki ben neden burdaydım?
Şuan, koskoca boş bir odada tek başıma oturuyorum.
Burası, annem ve babamın öldüğü yer.Oturduğum yerde kafamı yerden kaldırıdım.
Annemle babamın oturduğu çift kişilik koltuk. Oraya onlardan başka kimse oturmazdı. Annemle babam gerçekten birbirlerine çok aşıktı. Onları tartışırken bile görmezdim. Fakat bu koltuk işinden küçükken nefret ediyordum. Benide o kadar sevsinler istiyordum. Bu yüzden annem ve babam koltuklarının yanına benim içinde bir koltuk almıştı.Aklıma gelen anılar tebessüm etmemi sağlıyordu. Güzel günlerdi.
En azından, o güne kadar.
13/07/2012
"GÜNAYDIN ANNEEEEEE"
Annem heycanla bağırdığımda kıkırdamıştı.
"Günaydın güzel oğlum"
Annem bana hep güzel oğlum diyordu. Ama neden ki? Erkeklere yakışıklı denmezmiydi?
"Anneciğim"
Anneme seslendiğimde, yoğurduğu kurabiye hamurundan başını kaldırdı.
"Efendim annem" dedi.
"Şeyy.. ben erkeğim, ama sen bana hep güzel diyosun. Erkeklere yakışıklı denmez mi?" Utana sıkıla sorduğum soruya annem gülümsemişti.
"Benim güzel oğlum, sen hem bir kadın kadar güzel, hemde bir erkek kadar yakışıklısın. Sen çok farklı ve özel birisin. Bunu unutma tamam mı?
Ama, güzel kavramı bir cinsiyete ait değildir. Bunuda bil."Annemin sözleri mantıklı gelmişti. Annem beni güzel buluyor diye pipim gitmezdi.
Umarım yani."Hmm anladım anne"
Annem saçlarımı karıştırdı, ve babamım yanına gitmem için beni bahçeye yolladı.
Babam bahçede geçen hafta birlikte ektiğimiz domateslerle ilgileniyor, aynı zamandada diğer bitkilere su verip bakımlarını yapıyordu. Babam bahçeyle ilgilenmeyi pek severdi. O bir doğa prensi gibi. Daha önve arkadaşlarıma böyle söylediğimde babamın kız gibi olduğunu söylemişlerdi.
Bunun kızlıkla ne alakası vardı ki?
Babama seslenmek için bahçeye çıkacaktım ki babamda içeri giriyordu.
Karşılaşınca kocaman gülümseyip kollarımı, ulaşabildiğim için şükrettiğim beline sardım. Oda aynı şekilde kollarını sırtıma sardı. Kısa süre sarılıp birlikte annemin yanına gittik.
Kahvaltı hazırdı.
Hep beraber masaya oturup yemeğe başladık."Minhomda iyice yakışıklı olmuş. Kızlar peşini bırakmoyodur artık." Demiş ardında kısa bie kıkırdama sunmuştu bize babam.
Dedikleri beni çok utandırmıştı ama bişey dememiş, sadece utanmamı gizlemek için gülümsemişti.
Annemde kısaca gülüp saçlarımı okşamıştı. Babam ayaklanıp bana gülerek göz kırptıktan sonra tekrar bahçeye çıkmıştı. Bizde annemle birlikte masayı toplamıştık.
Ardından babamın yanına gitmiştim.
Fakat babam bahçede yoktu.
Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırıp biraz daha etrafa bakındım.En son olmadığına emin olduktan sonra arka bahçeye bakmaya karar verdim.
Bizim evde pek bir kural yoktu. Tek bir kural vardı. Arka bahçeye girme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Killer /hyunho
Fiksi PenggemarLee minho ünlü bir seri katildir fakat kimse onun adını bilmiyodur herkesin bildiği tek bir sey vardır '35' yaşamış en büyük seri katillerden biriydi o Sadece 2 hafta 93 kişi katletmiş 12 bankayı soymuş ve herseferinde izini kaybettirip kaçmıştı H...