2|| Ezikler ve Ezilenler

48 5 0
                                    


|| Ezikler ve Ezilenler ||

Boşluk beni tamamlayan en iyi yerlerden birisi olmuştu. Kendimi hep boşlukta öğrenmeye çalışırdım çünkü. Boşluk bana bir şeyleri hatırlatır ve beni olmam gerekene adapte etmeyi sağlardı.

Peki benim olmam gereken kişi neydi? Kimdi?

Bunu defalarca düşünmüştüm ve sonunda bir kararda anlaşmıştım. Benim olmam gereken kişi hissiz ve duygusuzdu. Kimseyi düşünmeyecektim bundan sonra. Hak edene hak ettiği şekilde davranacaktım.

"Mina Oz yarın başlayabilirsin. Bütün evraklar tamamlandı." Yeni okul ve bu kez müdire yerine bir müdür. Başımla onaylayıp odadan çıktım.

Artık bir Kardon Koleji öğrencisi olacaktım. Defne'nin ölümünden tam 40 gün geçmişti. 40 gün önce bu okulun çatısından hayatına son vermişti.

Ya da verdirilmişti.

O günden beri içimde hep bir kuşku vardı. Defne'nin intihar ettiğine inanmıyordum. O bunu yapacak birisi değildi keza yapsa bile bunu yüksekten atlayarak gerçekleştirmezdi. Asla.

Çünkü Defne'nin yükseklik korkusu vardı.

Teyzem Defne'den sonra adeta 40 günde yaşlanmıştı. Eniştem desen hiç olmadığı kadar sessizleşmişti. Ben kendimde miydim orası bile muammaydı.

Defne başlamadan önce koleje 4 yıllık bir para yatırmışlardı. Bu yüzden de teyzem beni Defne'nin yerine yazdırdı. Dört yılın sonunu ben tamamlayacaktım.

İstemedim, ama Defne'ye ne olduğunu birinci kaynaktan öğrenmem gerekti. O okula gitmeliydim ve Defne'nin yaşadıklarını bizzat görmeliydim.

İçimde bu okula ve insanlarına karşı öyle bir kinle doluydum ki bu yüzden kendimi kaybetmekten korkuyordum.

Ama hayır sorun çıkartmayacaktım. Sadece alınması gereken bir intikam varsa onu alacaktım.

Eve geldiğimde etraftaki sessizlik kimsenin olmadığına işaretti. Aslında bugün ikisi de çalışmıyordu. Günlerden pazardı çünkü. Neredeydiler peki?

Üst kata çıkıp teyzeme seslendim. Cevap yoktu. Belki de birazcık dışarıya hava almaya çıkmıştı.

Aşağı inecekken gözüme Defne'nin odası çarptı. 40 gündür bu odaya adım dahi atmamıştım.

İlk kez bu kadar cesaretsiz ve korkaktım. Aşağıya indim. O odaya bir müddet daha giremeyecektim.

- - -

Ve işte o beklenen gün.

Okul günü.

Diğer okuldan kurtulduğum için sevinmem gerekirdi ama zerre sevinmiyordum. Şu an burada Defne olsaydı ben yine o okulda okumaya razıydım.

Hava soğuktu o yüzden kabanımı giyindim. Kahvaltı yapmadan evden çıkmıştım. Pek kahvaltı alışkanlığım yoktu çünkü. Hem ses yaparak teyzemi de uyandırmak istemiyordum.

Hayatta hiçbir zaman çok mutlu olmamıştım. Bunda da gözüm yoktu fakat mutluluğu her daim aramıştım ve bulmuştum da.

Ta ki 40 gün öncesine kadar. O günden sonra mutluluk kapıyı çarpıp gitmişti. Haklıydı, artık yaşamımda ona yer yoktu çünkü.

Yine yağmur yağacaktı ve ben yine şemsiye almayı unutmuştum. Gerçi ıslanmayı zerre takmıyordum. Ben artık birçok şeyi takmıyordum. Hızlı adımlarla ilerleyerek 15 dakika da okula ulaşmıştım. Adımlarımı durdurdum ve bu devasa okula baktım. Dışı şahane içi pislik doluydu.

Küllere Boyanmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin