8|| Gecikmeli Korkular

19 5 0
                                    


| Gecikmeli Korkular |

Birçok kez kendimi aradığımda kayboldum. Birçok kez başkalarına küsecek yerde kendime küstüm. Kendime darıldım. Birçok kez kendi içime kapandım.

Ölmek istedim.

Yapamadım.

Dışarıdan ne şekil gözüktüğümün farkındaydım. Hayatını güllük gülistanlık yaşamış bir kızın gerçeklerle yüzleşip kendini bir an da salmış bir hâliydim.

Yanlıştı.

Benim hayatım dönem dönem bunları yaşamıştı zaten. Daha doğup 2 yaşına gelince bunlar başlamıştı. Hayat ailemi bu topraklardan silmiş ve diğer dünyaya taşımıştı.

Yetim ve öksüz bir bebektim. Çoğu şeyi ben zaten baştan kaybetmiştim.

Suyu hızlıca kapatıp çantama attım ve spor eşyalarımı alıp salondan çıktım. Dediklerini unutmam gerekirken aklımın bir köşesine yerleşmişti.

Çok mu salak gibi gülmüştüm?

Ayrıca ona neydi.

Mimiklerimi stabil tutup hızlıca sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Öğlen arasıydı. Çantamı dolabıma koyup yemekhaneye geçecektim.

Sınıf kapısını aralayıp içeriye göz gezdirdim. Kimse yoktu. Yine geç kalan kişi bendim. Hızlıca dolabıma ilerleyip çantamı koydum ve sıkıca kilitledim. Kilitlendiğinden emin olduktan sonra anahtarı cebime atıp sınıftan çıktım. Bugün hiç Aisha'yı görememiştim. Muhtemelen yemekhanedeydi.

Yemekhanenin kapısına yaklaştıkça sesler fazlalaşıyordu. Bundan ciddi ciddi nefret ediyordum. İçeriye girince muhtemelen çoğu kişi bir bana göz gezdirip tekrar yemeklerine döneceklerdi.

Şu hayatta en çok istediğim şey görünmez olabilmekti.

Kapıyı açtım ve kimseye bakmadan yemeklerin olduğu alana ilerledim. Vücudum karıncalanmıştı. Bunun sebebi üzerimde gezinen o itici gözlerdi.

Umursamadım. Keza acıkmış olmam daha ön plandaydı. Yemeklere göz gezdirdikten sonra tabağıma yiyeceğim kadar aldım. Şimdi arkamı dönmeliydim ve Aisha'yı bulmalıydım.

Bunu hızlı bir şekilde yapıp etrafıma bakındım. Gözlerim bir iki kez aynı tarafta gidip geldi. Aisha yoktu.

Ah hadi ama bu hiç iyi değildi.

Tekrar bakındım. Bu kez kendime ücra bir köşede yalnız oturabileceğim bir yer bulmaktı. Allah aşkına bu kalabalıkta öyle bir yer olur muydu hiç?

Daha fazla beklemeye lüzum görmeden boş bulduğum tekli bir yere hızlıca ilerlemeye başladım. Yanımdakilere bakmadan oraya oturdum.

Ben oturunca hepsinin gözleri beni bulmuştu. İnsanım Allah'ın cezaları insan, dememek için kendimi zor tutmuştum.

Onları görmezden gelerek besmelemi çektim ve çorbamı yemeye başladım. Ah cidden fena acıkmıştım.

İkinci kaşığımı alırken masadakilerin birlikte ayaklandığını fark ettim. Hepsi yanımdan hızlıca geçip gitmişti.

"Allah'ın özürlüleri ben size çok meraklıydım sanki" diye kendi kendime konuştum. Bunun en sevdiğim yanı duyan olsa bile beni anlamayacak olmalarıydı. İki dil bilmek o yüzden iyiydi.

İstediğim olmuş ve tek kalmıştım. Yemeğimi bu kez daha iştahlı yemeye başladım. Tam ekmeği ağzıma atmıştım ki masama hızla konulan tabak irkilmeme sebep olmuştu.

Küllere Boyanmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin