7|| İkilemde Kalmak

30 4 1
                                    

     
| İkilemde Kalmak |

Bir yandan sofrayı hazırlıyor diğer yandan da bir hafta önce çantamda karşılaşmış olduğum o notu düşünüyordum. Hâlâ o günden beri bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Kim, neden böyle bir şey yapmıştı? Birisi benimle oynuyordu.

Daha okula yeni gelmiştim üstelik, kim böyle bir şey yapmak istesin ki?

Kesinlikle birisi benimle fena oynuyordu.

Her ne kadar umursamamaya çalışsam da yazdıkları beynimi çok feci istila ediyordu. O her kimse işin içine Aisha'yı da katmıştı.

Lanet olsun kimdi bu?

Sofraya her şeyi koyduktan sonra oturup yemeye başladım. Teyzem ve eniştem iş için seyahate çıkmışlardı. Aslında buna alışıktım fakat ilk kez tek kalacaktık. Eskiden Defne ile birlikte kalırdık.

Burukça gülümsedim. Çok güzel günlerdi. Yitip giden, ardında derin yaralar bırakan o güzel günlerdi. Ağlayacağımı anlayınca geriye teptim ve yemeğime kaldığım yerden devam ettim.

Hızlıca yedikten sonra mutfağı toparlayıp odama geçtim. Bu sessizliğe hiçbir şekilde alışık değildim. Kendimi berbat bir yalnızlığın içinde hissediyordum. Saat akşam dokuzu geçiyordu.

Acaba uyuyabilir miydim?

Yatağa yattım ve gözlerimi kapattım. Uyumam gerekti. Uyumadığım her dakika bu iğrenç yalnızlığı daha fazla hissedecektim çünkü.

- - -

Alarmın sesi kulaklarımı doldurduğunda gözlerim hızlıca açılmıştı. İlk kez uykulu değildim. Uzun zaman üzerine kendimi dinç hissediyordum.

'Çünkü 9 da yattın akıllı' iç sesim olaya noktayı koymuştu.

Dün bir şekilde uyuyabilmiştim. Sanırım kaç zamanın üzerine birikmiş olan yorgunluğu dün erkenden uyuyarak üzerimden atmıştım. Kıyafet dolabını açıp elime gelenleri hızlıca giyindim.

Gözlerim altı hafif çökmüştü. Yüz kremimi oraya masaj yapar şekilde sürdüm.

Çokta umursadığım söylenemezdi.

Bugün ki derslerin olduğu kitapları hızlıca elime alıp siyah çantama koydum.

Siyah şalımı da başıma taktıktan sonra artık hazırdım.

Yatağımı gelişigüzel düzenledim ve odamdan çıkıp aşağıya indim.

Mutfağa dahi yönelmeden dışarıya doğru adımladım. Bu saatte kahvaltı yapmayı sevmiyordum. Dışarı da esen rüzgâr bedenimi titretmişti. Artık soğuklar adım adım gelip etrafa hakim olmaya başlamıştı.

Sıcağı severdim. Eğlendiğim zamanlar.

Fakat şu an soğuğu daha çok seviyordum. Benim gibi buz birine ancak soğuk iyi gelirdi.

Gülmek ve eğlenmekten uzak bir kızdım artık. Önceleri dış güzelliğimi de çok önemserdim. Bana birisi çok güzelsin diyince mutlu olur ve tebessüm ederdim.

Ağır salaktım.

Şu an düşününce o güzelliğinde o laflarında boş bir muhabbetten farksız olduğunu düşünüyordum. Öyle ki artık kendimi bile umursamıyordum.

Defne umursadı da ne oldu sanki?

Kendini yiyip bitirdi. En sonunda da başka pislikler için belki de kendi canından oldu.

Kulağımdaki müziğin sesini daha çok arttırdım. Düşüncelerim yine istemsiz alana doğru ilerliyordu. Güçlü kalmalıydım.

Yüzümde içimdekini belirtecek en ufak bir mimik dahi göstermemeliydim.

Küllere Boyanmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin