5|| Ödünç

40 4 0
                                    


|| Ödünç ||

Şansla aram hiçbir zaman iyi olmamıştı. Gerçi ben şansa inanmazdım. Şans benim için rakamsal ifadelerdi. Belli başlı şeylerde sadece var olabilirdi. Dediğim gibi bu benim için geçerli değildi. Çünkü ben hiçbir zaman 'bu konu da şanslıyım' diyen birisi olmamıştım.

"Etrafına iyi bak. Eğer bir gölge dahi görürsen hafif öksür." Şu an ne mi yapıyordum?

Söyledikleri aklıma o kadar iyi girmişti ki ben Bay Murret'ın kapısında nöbet tutarken o da içeri girip sorunun cevabını bulmaya çalışacaktı.

Ve evet şu an suça bulaşmıştık.

Bir kez daha Jess denilen o yaratığa lanet ettim. Bu kızı ailesi büyütürken nasıl bir günah işlemişlerdi acaba?

Hayır şımarık desen şımarıklık bu kadar itici ve iğrenç olmazdı. Potansiyel katil görüyordum ben onda.

Bir yandan etrafıma bir yandan da kapıya bakıyordum. Şu an bu yaptığıma pişmandım. Hakkımla sıfır almak daha cazip geliyordu.

'Salak Mina, bunu şimdi gözcülük yaparken mi söylüyorsun'

İç sesim çok haklıydı. Artık iş işten geçmişti.

İçeriye gireli yaklaşık 10 dakika olmuştu. Hâlâ bir şey bulamamış mıydı?

Hafifçe kapıyı aralayıp başımı içeri soktum.

"Bulamadın mı hâlâ?" Diye onun duyacağı şekilde fısıldadım.

Allah'ım ne yapıyordum ben! Daha sadece adını öğrendiğim bir çocukla ilk günden neye bulaşmıştım. Ayrıca artık eve gitmem gerekti.

"İşte, buldum." Gözlerimin ışıldadığına yemin edebilirdim.

"Daha ne bekliyorsun gel çabuk!" Kendine gelir gelmez hafif koşarak odadan çıktı. O an derin nefes aldığımı fark ettim. Hayatımda hiç böyle bir şey yaşamamıştım.

"Dur kağıdı alamam, resmini çekeceğim." Dedi ve elindeki kağıdı tuttu. Fakat eli titriyordu.

"Ver şunu." Diyip elinden aldım.

"Benim elimde çek." Sanki ben ondan çok farksızdım. Bu işi de hallettikten sonra hızlıca koşup kağıdı eski yerine yerleştirdi.

Sonunda bitmişti.

Kimseye gözükmeden okuldan çıktık. Arada bir etrafıma bakıyordum.

Güldüğünü işittim. Yandan ona baktım.

"Komik olan ne?"

"Bu." Dedi ve ikimizi gösterdi.

"Tanımadığım biriyle bugün suç işlemek." O konuda kesinlikle haklıydı. Bu günü bir kenara yazacaktım. Onun otoparka doğru gittiğini görünce durdurdum.

"O resmi bana atmalısın." Önce etrafına sonra bana baktı.

"Neden?" Kaşlarımı çattım. Dalga mı geçiyordu?

"Nasıl neden? Tabii ki o soruyu bana da vereceksin?" Alayla güldü.

"Bunu neden yapayım?" Bunun olacağını biliyordum.

"Yoksa yarın ses kaydını birlikte müdürün odasında dinleriz." Bu kez şaşıran taraf oydu. Benden böyle bir şey beklemediği kesindi.

"Vaov" dedi ve bir iki adım geri gitti.

"Zeki çıktın Türk kızı." Alayla güldüm.

"Bu okuldan birine zerre güvenmem. Kendimi tabii ki güvene alacağım." Kollarımı göğsümde birleştirdim.

Küllere Boyanmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin