10|| Dumura Uğramış Kalpler

13 2 0
                                    



| Dumura Uğramış Kalpler |

Ne kadar kendinizi saklamaya çalışsanız da, ne
kadar kendinizden ödün versenizde vicdan denilen şey hiçbirisine izin vermiyordu. Vicdanınız varsa merhametiniz de vardı çünkü.

Kendimi umursamaz göstersem bile, üzülmüyorum desem bile vicdanım hâlâ yerli yerindeydi. Yardıma muhtaç birini gördüğü an radarına takılıyordu. Ne yapmış olursa olsun, insanlık hâlâ vicdanımda saklıydı.

"Şu mendili alıp gözünün orayı sil, kanıyor hâlâ" dedim ve çantamdaki mendili çıkarıp ona uzattım. Yaptığım harekete sadece göz ucuyla baktı. Mendili elimden almadı.

"Sana iyilik yapan da suç." Diyip bir hışımla ayaklandım.

"Kolum ağrıyor." Yarı ağız konuştu. Yorgunluğu duruşundan ve yarım yamalak olan bakışından belliydi. Yine kepenklerimi indirmiştim.

Pekâla Mina bu fazla.

Dinlemedim. Tekrar eğildim ve elimdeki mendille yavaşça kanına doğru dokundum. Yüzü buruşunca istemsiz olarak oraya üfledim fakat bu yaptığımı anlar anlamaz kendime geldim.

Gardımı bu kadar hızlı indiremezdim.

Ciddi bir hâle bürünüp kaşının orayı temizledim. Bakışları benim üzerimdeydi. Bu hareketi işimi hızlı bitirmemi zorlaştırıyordu.

"Bakışlarını başka tarafa döndür." Dedim sert bir dille. Yapmadı. Sinirle yarasına dokundum. Acıyı alınca gözleri diğer tarafa dönmüştü.

"Hem iyi olup hem de bu kadar kötü olmayı nasıl başarıyorsun?" Bir yerlerden bulduğu sesiyle konuştu. Saniyelik duraksadım fakat cevap vermeyip işime odaklandım.

Çantamda her daim taşıdığım yara bandımı çıkartıp kaşının oraya bir de dudağının yanına tenine dokunmamaya çalışarak yapıştırdım.

"Eve gidince o yapıştırdıklarımı çıkar, pek etkisi olmaz çünkü." Çantamı yerden aldım ve koluma taktım.

"Şimdi bir taksi çağıracağım. " hiçbir şekilde konuşmuyor ve beni dinliyordu. Bulunduğum yere bir taksi çağırdıktan sonra tekrar ona döndüm.

"Beş dakikaya gelir, biraz daha böyle bekle." Değişik bir şekilde ciddi ve sinirle konuşuyordum. Sanırım kendime sinirliydim.

"Ha ayrıca sakın bana teşekkür falan etme. Senin iyiliğin için değil, kendi vicdanım için yaptım." Bunu neden söyleme gereği duydum hiçbir fikrim yoktu fakat yanlış anlamasını istemiyordum.

Evet kesinlikle iyilik yapmamıştım.

Konuşmadı ama hafif gülümsedi. Bu daha da sinir ediyordu beni. Hiçbir şey söylemedim ve hızlıca oradan ayrıldım. Yolda kendime bin türlü laf saymıştım. Bu laflardan en büyük nasibini alan da kulaklarımdan silinmeyen vicdanımın sesiydi.

Sahi herkes benim gibi miydi?

Mesela Defne intihara kalkışırken hiç kimse görmemiş miydi? Hiç kimse görüpte engellemeye çalışmamış mıydı?

Black... Yoksa o da mı intihar edeceğini bildiği hâlde hiçbir şey yapmamıştı?

Gözlerimi birkaç kere kapatıp açtım. Bunları düşünmek istemiyordum. Düşünsem dahi hiçbir şey değişmeyecekti. Ben Black'e yardım etmiştim çünkü.

Eve gelir gelmez kendimi koltuğa bıraktım. Güya sokaklarda dolaşıp biraz sessizlikten uzaklaşacaktım. Black sağ olsun(!).

Umarım benim bu vicdanımı kullanmaya çalışmazdı. Umarım bu yaptığıma beni pişman etmezdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Küllere Boyanmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin