Akyazı'da sırlar, hiçbir zaman sır olarak kalmaz.
*
18 yaşındaki Mira Altınok ikiz kardeşinin aksine kural tanımaz, asi bir kızdır. Yaşadığı bir hayal kırıklığı sonucu doğup büyüdüğü Akyazı kasabasını terk etmek zorunda kalmıştır. Yaklaşık bir yıl s...
Aşklarım bu arada Whatsapp kanalının linkini paylaşamıyorum, Wattpad kabul etmiyormuş onu. Kanalı nasıl paylaşacağım vallahi çözemedim. Sinir oldum ya resmen savaş verdim sjdhfjks
İyi okumalar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BÖLÜM İKİ
🎵 Djo - Climax 🎵
Mira Altınok...
28 Haziran
Ölümün bin bir farklı çeşidi vardır. Kimi bir kazayla gelir, kimi doğal yollarla ulaşır insana. Bazen de insan bile bile ölüme yürür.
Fakat bazen, bazı ölümler daha acımasızdır. Yaşarken insanı yalnızlaştırır, yalnızca nefes alan bir organizmaya dönüştürür, kabinini çürütür.
Lina'yı kanlar içinde gördüğümde ölüm bana tam da bu şekilde gelmişti: kalbimi çürüterek.
Daha birkaç saat öncesine kadar cıvıl cıvıldı, gülümsüyordu. Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyor, hayatının her ânından zevk alıyordu. Makyajını yapmış, elbisesini özenle seçmişti. Nereden bilebilirdi ki mutlulukla giydiği elbisesinin kanla lekeleneceğini?
Lina'yı bulmamın üzerinden üç gün geçmişti ve ben üç gündür uyuyamıyordum. Bazen yorgun bedenim 1-2 saatliğine dalıyordu ama onda da ya irkilerek uyanıyordum ya da insana ecel terleri döktüren kabuslar görüyordum. Her kâbusum bir öncekinden daha fena, daha korkunçtu. Hepsi birbirinden farklıydı fakat Lina'nın kanlar içindeki bedeni hiç değişmiyordu. O görüntü aklımdan hiç çıkmıyordu.
Lina yoğun bakımdaydı. Kız kardeşim defalarca bıçaklanmıştı. Hastaneye yetiştiğimizde çok geç olmak üzereydi fakat doktorlar onu kurtarmayı başardılar.
En azından şimdilik.
Hayati tehlikesi hâlâ devam ediyordu. Günlerdir telefonu korkarak açıyor, kötü bir haber bekliyordum. Korktuğum başıma gelmediğindeyse bir anlığına, yalnızca birkaç saniyeliğine rahatlıyordum. Sonra korku dolu bekleyiş tekrar başlıyordu.
Dayım nihayet kasabaya geri dönmüştü. Nereye gittiğini sormamıştım bile. Olanları duyduğunda o da delirmiş, Lina'ya bunu kimin yaptığını sormuştu.
Cevapsız kalan tek soruydu.
Lina'ya bunu kim yapmıştı?
Kim?
Kim?
Sahilde arkadaşlarımla otururken bu düşünceler zihnimde yankılandı. Hoş, bu seslerin bir an bile sustuğu var mıydı sanki?
Benim dünyalar tatlısı kardeşime kim böyle bir şey yapardı? Lina'nın kime ne kötülüğü olmuştu ki? O saf, enstrüman çalan, derslerinde başarılı bir kızdan başka bir şey değildi.
