BÖLÜM SEKİZ

5.2K 656 9K
                                    

Merhaba aşklarımm! Nasıl şaşırttım sizi ama 😚

Normalde Lina'nın anlatımıyla yazacaktım bölümü ama Mira'yı isteyen çok kişi vardı, kıramadım sizi.

Sonraki bölüm hangi karakterden olacağını size bırakıyorum. Bölüm sonuna bir anket bıraktım. Hangi satır daha çok yorum alırsa önce o karakterin anlatımını paylaşacağım. Hepimiz rahat ederiz bence hajskdld

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. Seviliyorsunuz 💖

 Seviliyorsunuz 💖

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



BÖLÜM SEKİZ

Mira Altınok

4 Temmuz 2022, Günümüz

Kâğıdı tutan ellerim titriyordu. Sanki dünya birden o kadar ufalmıştı ki altında ezilmiştim. Bir an nefes alamadım, belki de nasıl nefes alındığını unutmuştum, bilmiyordum.

"Bu olamaz," diye mırıldandım. "Bir şaka olmalı. Korkunç, korkunç bir şaka."

Lina'nın çığlıklarını duymak çok eğlenceliydi. Seninkileri duymak için sabırsızlanıyorum.

Şiddetle çarpan kalbimde bir sızı belirdi. Gözlerim doldu, başım dönüyor, midem bulanıyordu. Kız kardeşim hayatı için bir zalimin elinde çırpınırken ben baloda dans mı ediyordum sahiden?

Hıçkırıklar, utanç ve suçluluk duygusu sadece saliseler içinde bastırdı. Sırtımdaki yükler taşıyamayacağım kadar ağırdı, yavaşça yere çöktüm. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken bir elimi başıma vurdum. Aptal, aptal Mira... Nasıl Lina'yı kontrol etmeyi düşünmezdim? Neden bu kadar inatçı olmuştum ki? Neden bu kadar öfkelenmiştim?

O gün benim için ne kadar önemli şey varsa şimdi hepsi değerini yitirmişti.

Kendimi sakinleştirmeye, kontrolü elime almaya çalıştım ama şiddetle çarpan kalbimi nasıl dindireceğimi bilmiyordum. Aynı anda çok fazla şey hissediyordum: mutsuzluk, öfke, pişmanlık, utanç, korku... Tüm bu duygular kılıcını kuşanmış, etrafımı sarmıştı ve acımasızca üzerime geliyorlardı sanki.

Ne kadar geçti, bilmiyordum. En sonunda ağlamamı kısmen dindirmeyi başarmış, mantıklı tarafıma kulak vermiştim. Hâlâ karmaşık duygular içindeydim ama en azından artık içinde bulunduğum durumun farkına varacak kadar kendime gelmiştim.

Ayağa kalkıp yatağa oturdum. Mektubu defalarca okudum, ta ki bilmeceyi ezberleyene kadar. Yargıç, tüy, yılan... Hepsi birbirinden anlamsızdı.

"Anca felsefe yapıyor, aptal orospu çocuğu," diye mırıldandım mektubu tekrar okurken.

Ne yapacağımı, mektubu ve Lina'yı o kadar çok düşündüm ki en sonunda başım şiddetle ağrıyordu. Bir yanım panik içindeydi fakat diğer yanım bana sahiden de birinin şaka yapıp yapmayacağını tartıyordu. Belki düşük bir ihtimaldi ve bir şaka için kulağa fazla acımasızca geliyordu ama insanların sağı solu belli olmazdı. Belki de bu mektubu yazan yaptığı eylemlerin sonunu düşünmeyen, aptal bir ergendi.

KAYIP YANSIMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin