6-Paranın dibine vurmak

21 3 0
                                    

"Hadi Alev, çabuk ol!"
"Geliyorum geliyorum, bir dakika!" Ayakkabılarımı giyip arabaya bindiğim gibi yola çıktık.

"Eee, nereye gidiyoruz şimdi?"dedim.
"Önce alışveriş merkezine gidelim, sonra bir restoranda yemek yeriz. Ne dersin?"dedi. Benlik sorun yok, zaten ilk kez biriyle bu şekilde gezmeye çıkıyordum. "Bana uyar."dedim.
Alışveriş merkezine bir saatte ulaşmıştık. Arabadan inerek içeri girdik bizimle birlikte iki koruma da içeri girmişti, arkadan bizi takip edeceklerdi.

"Şimdi, önce kıyafetlere mi bakalım yoksa ayakkabılara mı?"diye sordu Selin.
"Kıyafetlere bakalım. Benim dolabımda sadece pantolon ve tişört var."dedim
"Ne? Sen ciddi misin? Korumalar sana elbise getirmediler mi hiç?" Onlara geldiğim gün Amcam bana kıyafet almaları için korumaları görevlendirmişti. "Hayır, Getirmediler."dediğimde kolumu çekerek "yürü, gidip sana elbise alıyoruz hemen."dedi. Biraz ilerledikten sonra bir mağazaya girmiştik.

Görevlilerden biri yanımıza gelerek "Hoş geldiniz efendim."dedi.
"Hoşbulduk canım. Kardeşime ve kendime elbise almak istiyorum."dedi Selin. Kardeşim mi? Bunlar hepten beni aileye kattılar.

"Peki efendim, lütfen şöyle gelin size uygun olanları seçip getireceğim." dedikten sonra yanımızdan ayrıldı. Biz de Selin'le birlikte koltuklara oturup onun gelmesini bekledik.
"Alev!"

"Efendim Civciv?"

"Ulan abla de abla! Getireceği kıyafetlerden hangilerini beğendiysen söyle tamam mı. Hemen kendi köşene sinme."

"Tamam da çok fazla almayalım. Amcamın potası kırılır sonra."dediğimde kıkırdadı. "Sen o işi bana bırak."dedi. Biz konuşurken iki kadın ellerinde kıyafetlerle yanımıza gelmişti.

"Efendim size uygun kıyafetleri getirdik."dediler. Selin ayağa kalkarak "hadi kalk giyin. Ben de yan tarafta giyineceğim. Üstünü giyince bana göstermeden çıkarma!"dedi. Ayağa kalkıp kadının verdiği kırmızı elbiseyi alarak kabine gidip giyinmiştim. Dışarı çıktığımda Selin'in üzerinde krem rengi bir elbise vardı. Bu kız cidden meleklere benziyordu. Arkasını dönüp beni görünce biraz şaşırmıştı.
"Alev..."

"Efendim Civciv?"

"Gel nikâh müdürlüğüne gidelim."

"Af buyur?"dedim, gülerek.

"Çok güzel olmuşsun. Böyle dışarı çıkarsan iki dakikaya kalmaz seni kaçırırlar."dedi, güldüm.
"Bana diyeceğine kendine bak. Cennetten düşmüş gibisin kızım." Üzerimdeki elbisenin yırtmacı dizimin biraz üzerindeydi. Bu beni rahatsız ediyordu biraz. Belime kadar dar gelen elbise aşağıya doğru indikçe açılıyordu.

Birkaç kıyafet daha denedikten sonra Selin görevlileri çağırdı.

"Efendim karar verebildiniz mi?"dedi, içlerinden biri.

Selin "Evet,"dedi. Eliyle kıyafetleri göstererek "buradan şuraya kadar, her şeyi alıyorum."

"Yuh!"dedim Kısık sesle. Kolunu tutarak "Selin biraz fazla değil mi?"diye sordum.
"Hayır hiç de değil. Sonuçta dünyaya bir kere geliyoruz kardeşim. Paran varsa harcayacaksın."dedi gerine gerine.

Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım. Varlık içinde yokluk çekmişim ben resmen. Bak hatırlayınca yine sinir oluyordum.

Mağazadan çıkarak ayakkabı dükkanlarını gezdik. Selin orada da neyi denediysek hepsini almıştı. Ben 'bu kadar yeterli.' diyince alışveriş merkezinden çıkıp bir restorana gittik. Cam kenarında olan bir masaya oturup menüye bakıyorduk. Biz menüye bakarken yanımıza bir garson gelmişti.

"Efendim ne yemek istersiniz?"diye sordu. Selin cevap verdi. "Ben bir etli sote alayım." Selin'in cevabını aldıktan sonra bana döndü.
"Ben de mantı yemek istiyorum."dedim. Biraz şaşırmıştı. Daha sonra Selin'in kıkırtılarını duydum.
"Şey vazgeçtim, ben de mantı istiyorum."dedi, gülerek.
"Peki içecek olarak ne istersiniz?"
"İkimize de bir çay."dedim.
"Peki, siparişiniz birkaç dakika içinde hazır olur."diyip yanımızdan ayrıldı.

İNTİKAM BÜYÜSÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin