34-Yıktım Uyardım Bitti!

7 1 1
                                    

Sabahın ilk ışıkları pencereden içeri sızarken gözlerimi aralayıp elimi yastığın üzerinde oynatmıştım. Sert bir cisim parmaklarımın ucuna değdiğinde yataktan doğrularak telefonu elime aldım. Avucumun içinde düz bir şekilde tutarken diğer elimin işaret parmağını hiç bükmeden üzerinde oynatıyordum. Normalde olsa baş parmaklarımla iki dakikada işimi hallederdim.

"Hmm? Son dakika?..." Telefona gelen haber bildirimine tıklayıp siteye girdim.

Son dakika haberi,

Dün gece saat üç civarlarında gümrükte gerçekleşen patlama yüzünden birçok arazi harabeye döndü.Yapılan iddialara göre üç fabrika aynı anda alevler içinde kaldı. Devletin yürüttüğü yeni projelerin sürekliliği için inşa edilmiş olan bu fabrikaların tek gecede toz duman olmasına ne sebep olmuştu?

Ajansın söylediklerine göre bunun planlanmış bir saldırı olması oldukça muhtemelken dikkatleri çeken bir yazı parçalanmış fabrika duvarına kırmızı harflerle kazınmıştı.

"Yıktım, uyardım, bitti!"

İmza niteliği taşıyan bu yazı kime aitti? Yetkililer bu durumu araştırmak için seferber olurken halkın sakin kalmasını ve günlük hayatlarına devam edebilecekleri önceden söylendi...

Gecenin köründe kim böyle bir şey yapar ki? Hem fabrikalardan ne istediler Allah aşkına? Kafalarına çivi çaksalar daha iyiydi.

Gümrükteki fabrikalar... Üç fabrika diyordu haberde. Bildiğim kadarıyla babamın da orada fabrikaları vardı. Büyük olan üvey kardeşim burayla ilgileniyordu....

"Hayır! Yoksa..."
Yapmış olamaz değil mi?

"Ben, bana ait olana dokunanı yaşatmam."

Yataktan doğrulup ayağa kalkmaya çalışmıştım. Panik ve şok içinde yaptığım hareket yere düşmeme sebep olmuştu. "Sikeyim... Ateş!"diye adını haykırırken kolumu yatağa bastırıp ayağa kalkmaya çalıştım.

Kapının çarpma sesiyle kafamı yerden kaldırıp içeriye giren Ateş'e bakmıştım. "Sen, neden yerde oturuyorsun?"

"Keyfimden!"dedim atarlı bir şekilde. "Dün! Gece neredeydin?"diye yükseldim.

Yanıma yaklaşıp kollarımın altından tutarak beni geri yatağa oturtmuştu. Sakince gözlerime bakarak "dışarı çıktım."dedi.

"İyi, sorumu düzelteyim. Gümrükteki olayın suçlusu sen misin?"

"Ah, hızlı öğrenmişsin." Şu an önemli olan şey bunu çabucak öğrenmem miydi? "Neden milletin fabrikasını yakıp, ateşe verdin?" Çok caniceydi bu. İnsanlar bunu onun yaptığını öğrenirse ne olacaktı?

"Milletin değil, düşmanımın."dedi. "Düşmanın mı?" Yani koca fabrikaları patlatmasının sebebi düşmanına olan siniri miydi?

"Kayalı."dedi. Gözlerim söylediği tek kelime yüzünden sonuna kadar açılmıştı. "O benim düşmanım."dedim nefretle. Hiç sorgulamadan "değişen bir şey yok, düşmanın düşmanımdır.Hem abartma, sadece uyarı yaptım."demişti.

Uyarı mı? Bu uyarı mıydı? Kaç kişi ölmüştü? Ölen herkes babam için çalıştığına göre bu önemli değildi. Asıl önemlisi "babam hükümet için çalışan biri. Eğer onunla düşmanlık kurarsan başın büyük belaya girecek Ateş." Koskoca ülkeyi kendine karşı tutacaktı bu herif.

"Devlet benim devletim olmadığı için sorun yok. Varsın düşmanım olsun." Kafayı yemiş. Yemin ederim ki kafayı yemiş. Ben bu adamı tanımıyorum.

İNTİKAM BÜYÜSÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin