17. Bölüm
Sabah erken saatlerde Kumru başında hissettiği ağrı ile uyandı. Beline mengene gibi sarılan kollar, başta onu korkutsa da bedenine sarılan koku kim olduğunu ona söylüyordu. Gözleri hala kapalıyken, bu seferki kokunun çok daha baskın olduğunu farketti. Burnunu bastırdığı çarşaftan bile onun kokusu yayılıyordu.
Uyandığında Aslan'ın yastığında uyuduğunu farketti.
Aslan'ı uyandırmamak için yavaşça doğrulurken, Aslan bunu hissetmiş gibi kollarının baskısını arttırdı.
Çıplak kalçasına yaslanan bedenini tüm kıvrımları ile hissedebiliyordu.
Çıplak yatıyordu.
Bir iki saniye bunu idrak etmesi ile şaşırsa da daha sonra bunu umursamadı.
Gözlerini açarken, yüzünü yavaşça yan tarafa çevirdi.
Aslan beline sımsıkı sarılmış, uyuyordu. Gözleri odada gezerken, ayılmaya çalıştı . Odanın bir duvarı boydan boya camla kaplıydı. Camlardan görebildiği kadarıyla ağaçlarla kaplı bir bahçe vardı. Daha önce buraya çok dikkat etmediğini farketti. Gözlerini çevirip yine Aslan'a dönünce, Aslan burnunu onun boynuna sürttü.
Üzerinin çırılçıplak olduğunu fark edebiliyordu.Gözlerini etrafta gezdirince, camların iki yanına konumlandırılmış koltukların üzerinde elbisesini gördü. Elbiseyi dün akşam çıkarıp, oraya bıraktığını hatırlıyordu. Sütyeni üzerinde olsa bile iç çamaşırını göremedi. Kaşları çatılırken, nerede olduğunu anlamak için etrafa baktı.
Hiçbir yerde yoktu.
Çarşafı göğsüne bastırırken, bedenini yavaşça geri çekmeye çalıştı. Aslan'ın uyuyor olmasına rağmen nasıl olur da bu kadar sımsıkı tutabildiğini anlamadı. Uçup gidemiyordu, bu baskı anlam veremedi.
Birkaç kere denese bile adamın uyanmadığı sürece onu bırakmayacağını anladı. Bu sefer hızlıca doğrulup, kalkmaya çalıştı. Aslan gözlerini açarken kollarının arasından çıkmaya çalışan kızı altına çekti. Kumru yine debelenip dururken üzerine çıktı.
" Sabah sabah nereden geliyor bu enerji anlamıyorum ki!"
" Kalk üzerimden."
Dün akşam telefonuna gelen aramaları ve Aslan'ın sabaha doğru yanında olmadığını hatırladı. Bir yanı buna karışmaması gerektiğini fısıldasa da bir yanı içinde kopan öfkeyle Aslan'a sataşma isteğiyle doluyordu.
Aslan ağırlığını üzerinden çekerken, beline sardığı elleriyle onu tutmaya devam etti. Kumru doğrulurken kalçasının üzerine oturup, çarşafı göğsüne bastırdı. Gözleri şimdi çakmak çakmak adama çevrilmişti.
Aslan gözlerini kendisine diken kızdan çekmedi. Neye sinirlenmiş olabileceğini zaten biliyordu. Telefonu burada kaldığına göre olası senaryo belliydi.
Bedenini öne doğru uzatıp kumrunun belini tuttu. Sağ eline sarılan avuçları ile dudaklarını usulca ellerinin üstüne bastırdı.
" Söyle hadi seni kızdıran şey ne dinliyorum."
Kumru kaşlarını havalandırıp bir şey söylemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Bal Mumu (+18) | DÜZENLENİYOR |
Romans" Seni hamile bırakana kadar sikmemi ister misin ?" Boynuma eğdiği başı ile kulak mememi sertçe öptü. Mırıltısı kulak mememden bacak arama kadar uzanan bir sızıya sebep oldu. Ah... yapardı. " Hadi bana istediğini söyle." Boynumu sertçe öptüğünde ser...
