1.2

2.5K 139 36
                                    

İyi Okumalar❤️

...

" Hadi herkes hazırsa çıkalım artık," Arif amcanın son uyarısıyla kapılar çekilmişti.

Bayramın 4. günüydü artık ve hep beraber Yayladaki eve, Barışın babaannesine gidiyorduk. Her sene rutindi bizim için. Barış geçen senelerde bir iki defa maçlar yüzünden bu rutini kaçırdığı için babannesi ona epey tavır yapacaktı.

Karadeniz kadınlarının tavırı da tavırdır yani.

" Şimdi şöyle yapalım, Ferd ve Fırat bizimle gelsin. Yeliz ve Leyla da Barışla gitsin."

Oldu canım başka? Sevmediğim bir şey varsa o da gerçekten Barışla uzun yolcuk. İnsanın canını alacak seviyeye getiriyor. Susmak nedir bilmez, eli ayağı durmaz, iğrenç bir şarkı zevki vardır.

" Yok ben sizle geleyim Emine teyze,"

İtirazımı duymazdan gelip herkesi arabaya doldurdu.

" Ya Of, Bak ağlayacağım."

Barış arabanın sağ koltuğunun kapısını açtı.

" Buyrun efendim."

Göz devirdim.

" Abi Telefonumu unuttum siz binin geliyorum."

Yeliz koştur koştur giderken bende arabaya bindim. Ben kemerimi takmadan Barış üstüme eğilip kemerimi taktı.

" Yanaşmaya fırsat kolluyorsun aman kaçırırsın,"

Başını salladı ve etrafa kısaca bakış atıp öptü beni.

Evet. Öptü.

Dudakları sadece dudaklarım üstündeyken başlarım böyle işe dedim ve uzatmadan karşılık verdim.

Ne dersem diyeyim çok özlemiştim onu.

Verdiğim karşılığı beklemediğinden afallamış geri çekilmişti. Bunu fırsat bilip kendimden uzaklaştırdım.

Yakalanacaktık.

" İnsanların içinde yapma diyorum bin kere."

Duraksadı.

" He yani başbaşayken yapayım? Yeter ki iste Karım. Nolur öpeyim ama şimdi, boşluğuma geldi karsılık verince şaşırdım yoksa bırakır mıydım?" 

Onu omuzlarından ittirip saçlarımı düzelttim.

" Yok benimde boşluğuma geldi."

" Kız hadi ordan utanmasan ayrılmayayım diye dudaklarımızı yapıştıracaksın."

" Of Barış!"

" Bune ya?"

İtirazının sebebini anlamazken yüzüne baktım öylece. Elini dudağına götürmüştü.

" Bune karım dudağım yanıyor."

Ay. Elimi dudaklarıma örtüp etrafa bakındım.

" Şey, glossumu yeni sürmüştüm... Dolgunlaştırıcı..."

Gözleri kocaman olmus suratıma bakarken boynumu büktüm.

" Sorsaydın öperken canım Allah Allah."

" Ulan silemiyorum da öptük o kadar aylar sonra, bir şey yapar mı bu bana? "

" Yok ya ne yapacak aş- Aman Barış." Ne aşkımı Leyloş?

" Aşkım mı dedin sen?" başımı salladım olumsuzca.

" Demedim sus."

" Diyecektin duydum."

" Hayır sus."

" Susmam,"

" Sustururum." kocaman sırıtarak amacına ulaşmış bir şekilde yaklaştı.

" Hadi sustur."

" Ya nerde bu Yeliz?"

Biz bakınırken hatta yeni hayata dönmüş gibiyken Arif amcaların arabasının olmadığını fark ettim.
Oyuna mı gelmiştik?

" Barış? Bunlar bizi bırakıp gitti mi sanki?"

" Sanki Karım.."

...

" Ohhh ne özlemişim burayı ya!"Barış derin bir nefes çekerken ben kendimi gülmemek için sıkıyordum. Haberi yok ama dudakları glossun etkisiyle şişmiş ve kızarmıştı.

Birisi simdi fark ettirecekti.

" Hoşgeldiniz oğlum, 1.5 saatlik yolu 3 saatte geldiniz masallah ne güzel araba kullanıyorsun?"

Doğru.

Konuş Arif amca konuş.

Her fırsatta mola vermiş her fırsatta bir bahane bulmuştu ve gerçekten yolu 3 saatte gelmiştik.

" Baba Leyla'nın midesi cok bulandı, biraz durduk da yol kenarında."

Şaşkınlıkla suratına baktım. Pis yalancı.

" Öyle mi? İyi misin kızım?"

Başımı salladım.

" İyiyim Arif amca iyiyim, sağolsun barış bana benzinlikten ağrı kesici buldu da, o olmasa ne yapardım."

" Ne demek görevimiz. Kardesim gibisin sonuçta,"

Kardeşin gibi?

" Kardeşin gibi?" duraksadı.

" Yani şey hepimiz müslümanız kardeşiz. O anlamda söyledim ben."

Başımı salladım. Öyle olsun bakalım.

" Oğlum, senin dudakların ne öyle? "

" Ne olmus anne?" bana eğildi.

" Nası öptün kızım şişti mi?"

Göz devirdim ve ellerimi önümde birleştirdim.

" Kızarmış şişmiş botoxlu kadınlar gibi tövbe estağfirullah."

Bana döndü. Ellermi havaya kaldırıp koşar adımlarla Arif amcanın arkasına geçtim.

" Leyla?"

Barışa herkesin arkasından dil çıkartıp koşarak yayla evine girdim.

Beni yakalarsa her şeyi yapabilirdi. Her şeyi...

...

Leyla/ Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin