Bir zamanlar, gözlerini kapatıp hayal ettiğiniz bir dünya vardı. İki çocuk, evlerinden kaçarak büyüdüler. Maral, içindeki yaraları sarmak için kitaplara sığındı. Alaz ise kara harp okulunda sertleşti, ördüğü duvarlarını yükseltti.
Üniversitede yolla...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Merhaba kuşlarım, yazmayı en sevdiğim bölümlerden biriydi, o yüzden yorumlarınızı bekliyorum . Üstelik bölüm sonunda size bir sürprizim olabilir, iyi okumalar! 🔥🦌
Bu hikayede geçen isimler, olaylar ve yerlerin gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür ve kurgudan ibarettir.
Gülleri sarı severim;
Toprağı ıslak,
Türküleri yanık,
Şiirleri hoyrat,
Havayı nemsiz,
Çayı demsiz,
Bir seni olduğun gibi,
Bir seni her şeye rağmen,
Bir seni, hala...
~Ümit Yaşar Oğuzcan
Sena Şener- Bak Bana
Kaan Tangöze-Bekle Dedi Gitti
Dolu Kadehi Ters Tut- Dilerim Ki
Göksel-Gittiğinde
"Babana korktuğundan mı saygılısın sevdiğinden mi çocuk? Annene minnet hissettiğin için mi yanındasın sevdiğinden mi çocuk? Ailen hikayenin hangi bölümünü yazdı küçüğüm? Başlangıcını mı yazdı yoksa sonunu mu? Kırk dokuz yaşındasın çocuk ama hala çocuksun, hala yaran kapanmadı değil mi? Yetmedi kendi acın, sen de kendi çocuğunun sonunu yazdın değil mi? Şimdi musalla taşındaki arkadaşının cenaze namazını kılarken, ölüm senin nesline uğramaya başlamışken bilirsin: Paraya, şöhrete, statüye tercih etmediğin çocuğunun gözündeki bakış vicdanını sızlatıyor değil mi? Mabedinde ağır bir yük, kötü bir baba olmanın yükü. Ardına saklandığın dal parçası da kapatmıyor ayıbını: senin baban da böyleydi diye değil mi, senin ailen kötüydü diye sen de kötü oldun."
Radyoda oynayan bir tiyatro oyunu, sakince arabayı süren adam, bilinci gidip gelen on yedi yaşındaki bir çocuk... Ölmesin diye kalbinden vurulmamış ama kalbi yerinden sökülmüş bir çocuk; yaşından büyük davranmak zorunda kalacak olan, kendini içine kapatacak, sevgiden kaçacak, nefretle beslenecek bir çocuk... Ama yine de rastgele açılan bu konuşma arabayı süren adama bir şey hissettirmedi. Kötü olmayı kabullenmiş bir adama hangi söz etki ederdi? Sebepsiz ya da amaçsız kötü bir adamdı ve bununla da gurur duyuyordu.
