YİNE Mİ CİNAYET ?

21 10 5
                                    

  Ben hiç bir şey anlamıyorum ya. Bu Harry bir iyi bir kötü. Çocuk deli gibi bir şey.
  "Harry sen bir psikoloğa gitsene."
  "Niye ?"
  "Sanki psikolojin bozuk gibi."
  "İlk önce kendi psikolojine bir bak. Sana bir psikiyatrist öneriyim mi ?"
  "Önceden o psikiyatriye gittin mi de öneriyorsun ?"
  "Bir iyilik yapıyoruz onuda burnundan getiriyorsun Maria."
  "İyilik mi ? Emin misin ?"
-
  Evet yine bir cinayet işlendi hemde sınıfta en sevdiğim kız olan Mia öldü. Mia her zaman okula herkesten önce gelir. Bu sabah yine okula erken gelmiş.
  Muhtemelen katil Mia'yı takip ediyordu. Mia okula erken geldiği için sınıfta hatta okulda tek olmuş olması lazım. Katil Mia'nın okula erken geldiğini biliyor olması lazım. Mia sınıfa girdiği zaman direk Mia'yı öldürdüğünü düşünüyordum.

  Okula geldiğimde sınıfa kimseyi sokmadıklarını gördüm. İçimde bir ürperme hissettim. Sınıfın önüne gidip tanımadığım öğretmene;
  "Hocam niye kimseyi sınıfa sokmuyorsunuz ?"
  "Bunu anlatamam Maria." Bu adam adımı nereden biliyor ?
  "Adımı nereden biliyorsunuz ?" Diye sordum şaşırarak.
  "Sınıf Öğretmeniniz Chloe söyledi." Sesi biraz garip çıkıyordu. Kesinlikle yalan söylüyordu. Sınıf öğretmenimiz yanıma gelip "Maria yeni matematik öğretmeniniz Adin bey." Mırıldanarak
"Hayır ya." Chloe hocanın kaşlarını çattığını görünce konuşmayı bıraktım. "Maria" dedi kızgın bir sesle galiba bu bir uyarıydı. "Eski matematik öğretmenimize ne oldu ?" Bu soru onu afallatmıştı. "Bunu söyliyemem Maria."
  "Peki neden sınıfa giremiyoruz ?" Yine afalladı ve "Bunuda söyliyemem. Sen sınıftaki herkesi arka bahçeye götür. Ben arkanızdan gelicem." Dedi. Bu okulda garip şeyler dönüyor eminim. "Tamam hocam." Dedim hüzünlü bir sesle.  
  Sınıftaki herkesi arka bahçeye götürdüm daha doğrusu götürmeye çalışıyordum. "Arkadaşlar Chloe hoca bizi bekliyor. Hızlı olun biraz" Ya sınıfı irade etmek çok zor.
  En sonunda sınıftaki herkesi arka bahçeye götürmeyi başarmıştım. Chloe hoca bizi arka bahçede bekliyordu. Chloe hocayı gördüğümde başımı öne eğmiştim. Sınıf öğretmenimiz bana güvenmişti ama ben bir sınıfı arka bahçeye götürmeyi bile başaramamıştım. Sınıftakiler merakla Chloe hocaya bakıyordu.
  Chole hoca bizi daha fazla merakta bırakmadan söze girdi. "Çocuklar bugün okullar tatil." Her ağızdan bir söz çıkmaya başladı. En sonunda ben "Neden okullar tatil ?" Benim sorduğum soru ile herkes sustu. "Bende tam bu sorunun cevabını  söyliyecektim." Biraz duraksadıktan sonra sözlerine devam etti. Söylemek ile söylememek arasında kalmış gibi bakıyordu. En sonunda söylemeye karar verdi ve büyük bir nefes aldı. "Mia  arkadaşınız bugün sınıfta ölü bulundu." Dedi ağlamaklı bir ses tonuyla. Mia ölmüştü.
  Bütün sınıf birden bana döndü. "Ne varya sanki ben öldürdüm." Dedim kaşlarımı çatarak. Harry kulağıma eğilip "Birisi öldürüldüldüğü zaman sana not falan geliyor. Bu yüzden sana bakıyoruz geri zekalı."
  "Yani hemen bana bakmanız ne gerek var. Ben mi Mia'yı öldürdüm. Ayrıca bana geri zekalı deme." Dedim. Meraktan çantamı açtım ve bütün defterlerimin, kitaplarımın içine baktım. Harry "kalemliğinin içinede bak ve çantanda gizli bir göz varsa orayada bak." Dedi.
  "Zaten sırayla bakıyor kız. Aynı anda nasıl bakıcak." Bunu diyen Marco'ydu. Sınıfta Marco'yu konuşurken görmek çok zordur ama arkadaş olunca gerçekten ne kadar iyi birisi olduğunu ve ne kadar konuştuğunu görüyordunuz.
  "Sanane be. Hızlı olmasını söyledim." Dedi Harry gittikçe sinirleniyordu. Tam birbirlerine doğru yürüdükleri sırada. "BULDUM" diye bağırdım. Bu sefer sadece bir tane not vardı. Birden herkes bana baktı. Chloe hoca çoktan gitmişti. Ben çantaya bakarken yine bir şeyler demişti ama ben duymamıştım.
  Notu sesli bir şekilde okumaya başladım.

  "Maria lû bugün Mia Liza öldü. Sınıfındaki herkese söyle. Çantalarına baksınlar. HEPSİ ÖZELLİKLE HARRY, MARCO, RUBY VE ELENA. Daha fazla ölüm olmasını istemiyorsan başka kimseye söylemiyeceksiniz."

  Birden herkes çantasını çıkardı. Mia'dan hoşlanan Edwin'in çantasından bir fotoğraf çıktı. Hayır o düşündüğüm şey değil, değil mi ? Fotoğrafa baktığında afallamıştı. Gözlerinin çukurundan bir damla göz yaşı süzüldü. Hemen elindeki fotoğrafı aldım.
  Fotoğrafı gördüğüm an afalladım. Saçları ve makyajı darmadağındı. Kendini korumaya çalıştığı ama kendini koruyamadığı belliydi. Edwin herkesin içinde hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Ben kendimde değildim. Harry elimden yavaşça fotoğrafı aldı ve iyice inceledi. Bir dedektife benziyordu. Fotoğrafa biraz baktıktan sonra çantasına koydu. Diğer elinde ise bir kağıt parçası vardı. Kağıdı görünce yutkundum. Ruby ve Elena'da ellerinde tuttukları notu yavaşça çantalarına koydular. Sınıftaki herkes çantasına baktı. Bazılarından not veya fotoğraf çıkıyordu ama kimseye göstermiyorlardı. Harry bütün fotoğrafları aldı ve çantasına koydu. Bazılarından ise hiç bir şey çıkmıyordu. En çok Edwin'e üzülmüştüm. Mia'ya sırılsıklam aşıktı. Aslında Mia'da ondan hoşlanıyordu. Bence bibirlerine çok yakışıyorlardı. Birbirlerine aşık olduklarını söyliyemeden Mia ölmüştü. Bence Edwin bunun intikamını sert bir şekilde alıcaktı. Katil herkesin zaafını biliyordu ve bizim zaaflarımızı oynuyordu. Burada yapabileceğimiz tek şey kimseye bağlanmamaktı. Hiç kimse bir birine bağlanmamalıydı. Yoksa daha fazla kişi ölücekti. Düşündüğümüzden daha çok kişi ölücekti.

  Arkadaşlar yazım hatası yapıyor olabilirim.
 

 
 
 
 
 

Peşimdeki Katil Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin