RUBY'NİN HAYAT HİKAYESİ

14 8 3
                                    

  Bu bölüm Ruby'nin geçmişini anlattım. İyi okumalar.

  Arkadaşlarımla oynarken yanıma yetimhanenin sahibi geldi ve "Ruby beni takip et." Başımı sallıyarak "Tamam geliyorum." Diyerek onu takip ettim. Odaya girince iki kişi gördüm.

  Kadının küllü kumral saçları bana annemi hatırlatmıştı. Beni terk eden annemi hatırlatmıştı. Yanında oturan birisi daha vardı. Adam etrafa 'Ben niye buradayım ya' der gibi bakıyordu. Adamda ilk dikkatimi çeken şey koyu yeşil gözleri oldu.

  Kadın bana "Oturmak ister misin?" Diye sordu. Bu kadın kim ya. Sorun çıkarmadan karşılarındaki koltuğa oturdum. Adam beni baştan aşağı süzdü. "Sen kimsinde bana bakıyorsun sapık." Bu sözleri gerçekten kendi isteğimle söylememiştim. Kadın, adamı dirseği ile dürttü. En azından kadın iyi biri. Odanın içinde daha konuşmayı yeni öğrenmiş bir çocuğu gördüm. İlk girdiğimde hiç o çocuğu görmemiştim. Normalde bu odaya küçük çocuk sokmak yasak değil mi?

  Yetimhanenin sahibi bana dönerek "Bu iki kişi seni evlat edinmek istiyor. Artık sen bu iki kişinin çocuğusun." Dedi. Bu işler benim kararımla olmuyor mu? "Şimdi hemen eşyalarını topla bugün gidiyorsun." Ne bu sapık benim babam mı olucak. Hayatta olmaz. Birden "Hayır" diye bağırdım. "Bu iş benim tercihimle oluyor ve sizde bunu çok iyi biliyorsunuz. Siz nasıl bana sormadan böyle bir şey yaparsınız. Ben evlat edinilmek istemiyorum. Daha bu iki kişinin adını bile bilmiyorum." Gerçekten sinirim bozulmuştu benim bir ailem olamazdı. Benim asıl ailem burasıydı. Benim ailem buradaki arkadaşlarımdı. Asla onları bırakmıyacaktım.

  "Sana sorsaydık istiyecekmiydin?" Tabiki hayır. Bu sapık ile aynı evde kalıcağıma sokakta kalırım daha iyi. 
"Hayır. Benim ailem asla olmıyacak. Bende bir insanım ve kendi haklarım var ve siz benim haklarımı elimden alamazsınız. Buna hakkınız yok." 

  "Yapabileceğim bir şey yok bütün evraklar imzalandı bile." Masadaki evrağı gösterdi. Hemen masanın üstündeki evrağı alıp yırtmaya başladım. En küçük parçalara ayırdıktan sonra yere attım. "Ama benim yapabileceklerimin bir sınırı yok." Dedim. Gerçekten sinir krizi geçirmek üzereydim. Nasıl benim haklarımı yok sayarlardı. "S-sen ciddi misin ya. O evrağı yırtman hem bir suç hemde hiç bir şeyi değiştirmeyecek. Aynı evraktan bi sürü var sadece imzalanması lazım." Dedi sırıtarak. Ellerimi saçlarımdan geçirdim. İçimden hem ona ve hemde ailesine sövüyordum. Bu yurttan kaçsam ne olur acaba? Zihnimi okumuş gibi "Bu gün yanında benim ayarladığım bir koruma ile geziceksin." Dedi. Şimdi sıçtım. En azından mutfakta uyku ilacı var o ilaci gizlice alarak korumayı uyutabilirdim ve kaçabilirdim. Tabi yakalanırsam işim biter.
-
  Vazgeçtim. Daha fazla dayanamıyacaktım. Benden çok daha inatçılar. En sonunda kabul etmek zorunda kaldım. Bütün arkadaşlarımla vedalaştıktan sonra lüks bir arabaya bindik. Yalan söylemiyeceğim gerçekten araba çok güzeldi. Hayatımda ilk defa arabaya binmiş bile olabilirdim. Belki çok küçükken binmişimdir ama ben hatırlamıyorum.

  Evi gördüğümde afallamıştım. Bu ev kaç katlıydı. Evin bahçesinde kocaman bir havuz vardı. Ev yaklaşık dört katlıydı. Bu evlerin sadece filmlerde veya dizilerde olduğunu sanıyordum. Yeni ailem bir milyonerdi. İyiki inadım kırılmış. Yoksa bu kadar güzel evi kaçırıcaktım. Yeni ailem kısaca kendilerini tanıtmıştı. Yeni annem "Ruby benim adım İzem." Dedi ve bana sarıldı. Yeni babam bana direk "Benim adımda Jewel." Sonunda ailemdeki kişilerin adını öğrendim. İsimsiz değillermiş diye içimden geçirdim. Nasıl yani artık zengin miyim?

Peşimdeki Katil Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin