Üzerime siyah gömlek ve siyah pantolon giyip saçımı at kuyruğu şeklinde yapmaya başladım. Karan giyinme odasından çıkıp arkama geçti. O da benim gibi siyahlara bürünmüştü.
Aynadan bana bakıp gülümsedi. Ona tembelce gülümsemeye çalıştım ama başarılı olamadım. Boynumu öperek kollarını karnıma sardı. Ellerimi kollarının üzerine koyarak okşadım.
"Güzeller güzeli karım. Çocuk öyle hemen olmaz zaten. Seni böyle üzgün görmek sinirimi bozuyor. Sana da korunman için ilaç alalım."
Başımı olumsuz anlamda salladım.
"O ilaçların olumsuz yanları da varmış.Ben araştırdım. Bir dahaki sefere dikkat edelim."Başını sallayarak şefkatle saçlarımı öptü. Telefon çaldığında benden ayrılarak konsolun üzerindeki telefonuna yöneldi. Ekrana baktıktan sonra bana kısa bir bakış atıp açtı.
"Efendim anne?"
Şaşırmış mıydık? Tabiki HAYIR
"Çıktık... Evde işlerimiz vardı... Anne daha saat kaç hemen mi gelecekler sanki ?.. Tamam anne oyalanmadan geliriz."
Telefonu kapatıp bana döndüğünde alayla baktım. Uzatmamak için çantamı alıp odadan çıktım. Merdivenlerden indiğimizde Karan kapıyı açıp arabaya doğru yöneldi.
Mutfağa girdiğimde Ayşe ablayı kek yaparken gördüm. Ona gülümseyerek yaklaştım. Fakat benim geldiğimi farketmemişti.
Kulağındaki tıkaçları gördüğümde yüzümün yandığını hissettim. Acaba seslerimiz duydular mı? Utançla bir şey demeyip mutfaktan çıktım.
Diğer yardımcıyı gördüğümde onu kolundan tutup durdurdum.
"Canım biz evde olmayacağız. Yemeği kendinize göre hazırlayın. Kendinize dikkat edin iyi akşamlar."Kadın bana tebessüm ederek başını salladı. Dışarıya çıkıp arabaya yöneldim. Karan arabanın yanında durmuş telefonla konuşuyordu. Arkası bana dönük olduğundan geldiğimi farketmemişti.
"Mesaj filan da atmayın yengeniz çakar."
Telefonu kapatıp cebine attığında arkasını döndü. Beni görmesiyle afalladı. Ne diyeceğini bilemeyecek bana baktı.Arabanın ön kapısını açarak bindim. Kendisi de bir kaç dakika durup kendine gelerek bindi. Arkama yaslanıp bana açıklama yapmasını bekledim ama hiçbir şey demeyip arabayı sürdü.
Başımı ona çevirdiğimde önüne dikkatlice baktığını gördüm. Benden bir şey saklıyordu. İçimdeki şüphe tohumları artmaya başlamıştı.
Sesimi sert tutmaya özen göstererek "Telefonunu ver." Dedim. Cebinden telefonunu çıkarıp bana uzattı.
Telefona girip tek tek bütün uygulamalarına baktım. Sosyal medya hesaplarındaki takipçilere kadar tek tek inceledim. Google , YouTube geçmişine girip hepsini okudum.
Son olarak kişilerine girdiğimde en üstte annesini gördüm. Dikkatimi çeken şey bu değildi. Az önce biriyle konuşuyordu fakat en üstte annesinin adı vardı. Kiminle konuştuysa silmişti. Birlikte olurken arayan kişiyi de silmişti. Annesi sabah aramıştı ve öğlen. Ama öğleden sonra bir kere aradığı görülüyor. Arayan kişi kimdi?
Hırsla ona dönüp baktım. "Arama kayıtlarını niye sildin ?" Bana göz ucuyla bakıp önüne döndü. Cevap verme gereği bile duymuyordu beyefendi.
Telefonunu bacağına atıp kafamı cama çevirdim. Akan yolu izlediğimde aklıma tek gelen şey bana ihanet ettiğiydi. İçten içe bunun olmamasını diledim. Belki de ben abartıyorum. Sonuçta işle ilgili bir şey olabilir. Ama neden benim çakmamamı istedi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Zehiri (+18)
RomanceAnne . Çok basit kelime değil mi. Ama içinde o kadar anlamı barındırıyor ki... ****************************************** Boşanacağım senden ! Duydun mu Karan Ağa?" Karan bana yaklaşıp"Ne dedin sen ?" Diyerek sinirle soludu. Daha sert tavır takınar...