Bölüm 3

2.4K 47 0
                                    

Hep birlikte sofraya oturmuş yemeklerimizi yiyorduk. Masada sakinlik hakimdi. Bacağıma konulan elle Karan'a baktım. O ise elini çekmeden yemeğini yemeye devam etti.

Parmakları bacağımın üzerini okşamasıyla bir elimi indirip elinin üzerini çimcikledim. Karan'ın eli bu sefer kadınlığıma gittiğinde bacak bacak üstüne atarak onu engelledim.

Karan'a ters bakış atıp önüme döndüm. Herkes yemeğini bitirmesiyle sofrayı toplamaya başladık. Erkekler birlikte terasa çıkmıştı. Çay tepsisini hazırlayıp çayın iyice dinlenmesini bekledim.

Evde yardımcı elbette vardı ama onlara yardımcı olmak insanı daha iyi hissettiriyordu. Hatice yemek masasının üzerine bezle siliyordu. Çayları doldurup tepsiyle birlikte terasa çıktım.

Büyüklerden başlayarak tek tek çayları dağıttım. Herkese dağıttıktan sonra kendime de bir bardak alıp oturdum.

Tufan amcanın eşi Gülay yenge bana bakıp karnımı işaret etti. Karnıma baktığımda ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bu halime gülerek baktı. Kısık sesle "Bebek var mı?" Demesiyle gözlerimi devirmemek için zor durdum. Herkese dert olmuştu.

Zoraki şekilde gülerek "Hayır yenge daha genciz düşünmüyoruz." Dediğimde Gülay yenge ufak bir kahkaha attı.

"Tamam sen gençsin de Karanın yaşı geçiyor." Dediğinde bayramlık ağzımı açmamak için zor durdum.

Sinirle önüme döndüm. Bir an Karan'a baktım. Gülerek kardeşi Yigit'in kızıyla konuşmasını izliyordu.Çocuğunun olmasını istiyordu ama bunu bana söylemiyordu.

Bu görüntü karşısında içim burkulmuştu. Herkes gibi onun da hakkıydı baba olmak.

Psikologa gitmem gerekti. Yaşadıklarımı dökmem gerek. Karan'a annemle ilgili şeyler anlatsam da hiç bir zaman ayrıntıya girmemiştim. Belki de psikolog benim korkumu yenebilirdi.

Bunu aklıma not edip sonra Karanla konuşacaktım.

Sohbetlerle biten günün sonunda herkesle vedalaşıp arabaya bindik. Arkama yaslanıp gözlerimi kapattım.

Bedenimin havalanmasıyla gözlerimi açmayıp yatmaya devam ettim. Yumuşak yatağa yatırırmamla kendimi derin uykuya bırakacakken Karanın sesini hayal meyal hatırlıyordum.

"İyi ki doğdun bebeğim."

Yanağımdan öperek uyandırmaya çalışan bir Karan vardı başımda. Uyuyormuş taklidi yapıyordum. İnatla dudağımdan öpmüyordu.

Ağzımdan homurtuya benzer garip sesler çıkardığımda Karan'ın ufak kahkahasını duydum.

Karan dudağımı öpüp hemen geri çekildiğinde gözlerimi açarak "zalımın oğlu" dedim.

Yatakta doğrulduğumda çatık kaşlarla etrafı inceliyordum. Burası bizim odamız değildi. Dikkatimi bu da çekmişti ama başka dikkatimi çeken şey yattığım yatağın üzeri güllerle doluydu. Başımı kaldırıp baktığımda tavandaki aynaya gülerek baktım.

Kalpli kırmızı balonlar ve aynalı tavana hayranca baktım. Karan'a baktığımda ağzında gördüğüm gül ile kahkahamı serbest bıraktım .

Beni kucağına aldığında üzerimde dünkü kıyafetlerimin olmadığını farkettim. Üzerimde beyaz bir gecelik vardı. Karan beni kucağında aşağıya indiriyordu.

Aşağıya indiğimizde harika bir kahvaltı sofrası bizi bekliyordu. Karanın kucağından inip masada duran beyaz gülleri elime alarak Karan'a döndüm.

Sandalye çekerek oturmamı işaret etti. Önüme portakal suyu doldurup koyduğunda kendiside oturmuştu.

Elimi tutup öptüğünde başımı kaldırıp ona baktım.

Aşk Zehiri (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin