ANI

416 39 276
                                    


Selam selam selaaaammm 

Nasılsınız iyi misiniz bebeklerim? Ben iyiyim çok şükür. Daha da iyi olalım daha da huzurlu, mutlu, sağlıklı olalım inşallah.

Önemli not: Eğik yazıyla yazdığım yerler flashback oluyor, sürekli yazarak belirtmek istemediğim için direkt yazı stilini değiştiriyorum. Aklınız karışmasın yani :)

Yorum sınırı: 250 (Şeytan dedi ki 500 yap ama kıyamıyorum size cknslcnslcndlcm Hemen bölüm gelmez ama 🥹)

🕯️

Belgin'den:

Bu sabah Şırnak diğer günlerin aksine parlak bir güneşle aydınlanmıştı. Yalancı güneşti evet ama bulutlarla kaplı haftalardan sonra biraz gün ışığı görmek moralimi yükseltmişti.

Saat daha sabahın altısıydı ama şehir şimdiden canlanmaya başlamıştı. Okula giden çocukları görünce gülümsedi Belgin; hepsinin yüzü asık, kendilerini uğurlayan annelerine mızmızlanıyorlardı.

Ben nerede miydim?

Şırnak halkının öve öve bitiremediği kaşık çukurundaydım. Burası şimdiye dek gördüğüm en güzel yerler arasına girebilirdi... Tabii ki dalga geçiyorum, nefes aldığım an ciğerlerime dolan tezek kokusu başımı döndürmeye yetecek seviyedeydi.

Epeyi derin olan çukurun etrafı kuruda olsa yeşilliklerle kaplı olduğu için hayvanlarını burada otlatıyorlardı anlaşılan, yoksa bu kokunun başka bir açıklaması olamazdı.  Yerlerde gördüğüm irili ufaklı bok taneleri de bu çıkarımıma sağlam bir destek sağlıyordu tabii ki.

"Buldum savcı hanım."

Asıl konuya gelelim artık.

"Kimse bir şey sormadı değil mi?"

"Hayır ama benim kafama bir şey takıldı savcım."

Elime verdiği kağıdı katlayıp cebime koydum. Merakla beni izleyen Mehmet'e döndüm ve konuşması için tek kaşımı kaldırdım.

"Biz neden yıllar önceki bir temizlikçiyi arıyoruz?"

"Anlatmadan önce seninle ufak bir konuşma yapmam lazım Mehmet" deyip normal bir sohbetin içerisindeymiş gibi gülümsedim hafifçe. O da başını salladı hemen.

"Tabi savcım, dinliyorum."

Mehmet'e güvendiğimden değil, ihtiyacım olduğundan yanımda tutacaktım. Doğma büyüme Şırnaklı biri işime fazlasıyla yarayacaktı.

Birazdan yapacağım şey etik olmasada, hoşuma gitmesede gerekliydi.

"Baban rahmetli, annen ise hasta değil mi? Kardeşlerine de sen bakıyorsun?"

Prosedür gereği sorduğum sorulara kafası karışmış gibi bakıyordu. Sabırla bekledim, en sonunda cevaplayabildi.

"E-evet savcı hanım."

"Sana anlatacağım herhangi bir şey... Tek bir bilgi, bir başkasının kulağına giderse hayatınızı kaydırırım Mehmet. Öyle bir hâle getiririm ki şimdiyi mumla ararsın. Anlaştık değil mi?"

Yüzü anında sapsarı olurken başını salladı yavaşça. Yaptığım şeyden memnun olduğum söylenemezdi ama ihanete uğramak isteyeceğim son şey bile değildi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BercesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin