7❇️Ufak Tefek Diplomasiler

71 6 74
                                    

Evet kraliçem yine bir mektup ve yine ben. Senden epey nefret ettiğimi ve bir kaşık suda canını almak için tüm içtenliğimde büyük bir arzu duyduğumu zaten söylemiştim, şimdi bunun nelerinden birini iyice anlamı istiyorum. 

Erash. 

Onunla tanıştığımız günün akşamında birlikte olduğumuz gerçeği eminim çoğu insanda yaratacağı etkiyi sende de yaratır ve onursuzca olduğu ile ilgili aptalca bir kanıya varırsın. İlk olarak bu düşüncede isen kudurabilirsin çünkü oldukça eğlendim ve pişman değilim. Uzun bir hayat yaşadığında istediğini istediğin zaman almanın genel ahlak kurallarından daha önemli olduğunu anlıyorsun. 

Kurallar ve etik değerler her dönem farklılık gösterir, her insan buna farklı yaklaşır ve öyle olmasa bile hiçbir şey benden ve benim düşüncemden daha fazla önem arz edemez. 

Erash ile ilgili hoşuma giden ilk şey kadınların kendilerinden daha arsız, çapkın ve kana susamış olduğunu anlayan erkeklerin yaptığı gibi korkup kaçmamasıydı. Korkmak kusur mu tartışılır ama korksaydı bu onu benim nezdimde herkes yapardı. 

Çoğu adamdan iyi iş çıkarmış olsa da sırf bu yüzden ona aşık olmadım tabii. Bir gece ne kadar iyi olursa olsun bir gecedir ve her zaman unutulup gider. Basit, anlaşılır bir cümle değil mi? 

Erash ile olansa farklıydı, o geceden sonra bir daha birbirimizi görmeyecek de olsak, ki görecektik, ama o ihtimalde bile aklımda yer ederdi. Belki savaşın çocukluk anılarıma dönmeme ve annemi özlememe neden olması belki de uzun yaşamın eninde sonunda kendini tekrarlayan bir hale gelmesi, hangi ihtimal emin olamasam da beni hayata, duygularıma, deneyimlere karşı ilgisiz kılmıştı. Sanki her şey yavandı. Ve o kadar uzun zamandır öyleydi ki ben bu yavanlığı hayatın kendisi sanmaya başlamıştım. 

Erash ile geçirdiğimiz gecenin beklenmedik oluşu, hazzı ve olağanüstülüğü beni ona aşık etmeye yetmemiş olsa dahi bana şu farkındalığı kazandırdı: Ben  bunalımdaydım.  Onun bana, benim ona yaklaştığım kadar pervasız yaklaşımı kuraklığın ele geçirdiği kalbimde hayat kıpırtısına dair bir umut oluşturmuştu. Bir zamanlar hayata alışkanlık olduğu için değil yaşamaktan zevk aldığım için tutunduğumu hatırlamıştım. 

"Ne olmuş buna böyle? Hey, Nelly!"

Olanlar hakkında hiç konuşmamız olmamıza rağmen sessiz bir uzlaşmaya varmışçasına diğerlerinden gizlemiştik ama benim kendi aydınlanmamı yaşamam Lenti'nin dikkatini çekmişti. Uzun zamandır sessiz sakin oturuyor olmalıydım. 

Başımı aniden kaldırdığımda beni izleyen üç adam gördüm. Erash, Lenti ve İla. Sanırım uzun zamandır bir muhabbet dönüyordu. Bana bir şey sormuş olmalılardı ama kaçırmıştım. 

"Ne? Ne oldu?" Saf saf gözlerimi üzerlerinde gezdirirken Erash'ın elini dudaklarına kapattığını gördüm. O elin altındaki dudakları kesinlikle kıs kıs gülüyordu. 

Bir an bu farkındalığın Erash ile ilgisinin olmayabileceğini düşündüm. Belki de sadece uzun zamandır göz zevkime hitap eden ve beni heyecanlandırabilecek kapasitede bir adamla yatmamıştım. Açıkçası kimse de böyle bir arzu uyandırmamıştı. Özel olan Erash mıydı yoksa bu durum benlik miydi, anlamanın tek yolu vardı, gözüme yakışıklı bir bey daha kestirmeliydim ve efora değecek bir gece. Keşke bu kadar zor beğenen biri olmasaydım. 

"Duymadım." dedim bacak bacak üzerine atıp rahat görünmeye çalışarak. Kızarmamıştım, yani umarım. 

"Bu durgunluğunu gün boyu korursun diye umuyoruz." dedi İla. "Özellikle de bir saat sonra gerçekleşecek toplantıda." 

Durgun değildim, yorgundum. Biraz da kaslarım sızlıyordu. 

"Ne toplantısı?" 

"Prens efendi ile bir toplantı. Maalesef senin de olman gerekiyor." 

Revnalin; Baharın TohumuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin