9❇️Güvenli Alan

14 4 90
                                    


Koz ve Erash. Ne çıkacağını acayip merak ederken o beni seviştiğimiz yatağın önünde dik dik incelemekle meşguldü. Hoşuma giden tatlı ifadesinden neredeyse hiç iz yoktu ve çok şey görünüyordu, düşman gibi. Prenslerin hakaretlerinden bir nebze olsun etkilenmemişken onun bakışı altında ezildiğimi hissetmek hoşuma gitmedi.

"Evet?" diye sordum sessizlikten rahatsız olarak. Elimi kolumu nereye koyacağımı şaşırmıştım. "Ne konuşacakmışsın?"

Bana bir katilin ifadesi ile baktı. Odadaki hava buz gibiydi.

Kaşlarım çatıldı. "Birlikte olduğu kadının işkence görmesine müsaade edecek kadar zayıf bir adamın sözlerini duymayı bekliyorum."

Zayıf demiştim ama hiç de zayıf bir adama benzemiyordu, özellikle de ince gömleğinin yukarı çekilmiş kolları yüzünden apaçık ortada olan damarlarla sarılı ön kol kasları ile.

Yüzünde hiçbir kıpırtı olmadı, sadece dudakları hareket etti. "Seni korumam mı gerekiyordu? Gördüğün her adamın altına yatıp ondan sahiplenme bekler misin?"

Of, bu çok ani gelmişti. Öyle bir sessizlik yaşandı ki kırılan kalbimin sesini duyacağını sandım. Kalbimin kırılabileceğini bile bilmezken şimdi göğsümün üzerinde bir kor vardı. Benim hakkımda böyle mi düşünüyordu!

Ben cevap veremeyince o zehirli dilini kullanmaya devam etti. "Böyle hanımlara ne dediklerini biliyor musun?"

İşi yüzsüzlüğe vuramayacak kadar afallamıştım. "Ne?"

Beni baştan ayağa alıcı gözüyle süzmesi yanaklarımın kıpkırmızı kesilmesine neden oldu. Onu çekici, hoş ve centilmen bulmuştum şimdi ise gördüğüm adam gitmişti sanki. Burada birlikte yaşadığımız o an için pişmanlık duymuyordum ama Erash böyle biriyse keşke...İki kere düşünmeliydim.

"Tanımadığı bir adam için bacaklarını açan hanımlar diyorum Nelly."

Beni yargılıyordu. Onda ben kendimden izler bulmuşken ve onu bedenimizdeki yaraların benzer olması gibi benimsemişken bana hakaret ediyordu. Yerin dibine girmek ve yok olmak istiyordum. Bana her tepkimi yakalayan o gözlerle bakarken üzerime öyle bir ağırlık çöküyordu ki! Siktir, şu an sağ elimin kalkması ve ona okkalı bir tokat atması gerekirdi. Küfretmeliydim. Yapamadım sadece hayal kırıklığı duydum.

"Ben,"

Erash, "Sen ne?" diye sözümü kesti. "Patavatsız, pervasız ve anlık bir kadınsın."

"Yanlış hatırlamıyorsam o yatakta tek başıma değildim. Ben ne isem sen de osun." diyebildim zar zor. Sesim zayıf bir savunma olarak çıkmıştı.

"Adamların gönül eğlendirmesi kadar doğal ne var ki? Ama kadınlar iffetini korumalı."

Soluduğum hava tatsızlaştı. Midem bulandı ve üzerine kusmamak için kendimi tuttum. Bu düşünce şekli çok yavandı. Basitti. Sesinin kulağa şiir gibi geldiğini düşündüğüm, özellikle de uzun süre sonra ilk kez fiziğinden etkilendiğim bir adamdan duymak beni resmen yıktı.

"Sessizsin. Haklıyım diye mi?"

Lütfen, ağzımı açmam gerekiyordu artık.

"Ellerin titriyor." dedi alayla.

Konuşmak için fazla kuruyan dudaklarımı yaladım. Omuzlarıma düşen yargının ağırlığından kurtulmak için silkindim. "O kafanın içinde iğrenç fikirler olduğunu bilseydim seninle değil birlikte olmak muhatap bile olmazdım. Sözlerin çok pis. Sen de çok aşağılık bir herifsin."

Revnalin; Baharın TohumuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin