Umarım seversiniz. Keyifli okumalar dilerim. En baştan ve en güzel şekilde başlıyoruz.
"Günaydın güzel ailem diyeceğim ama pek de size günaymamış gibi duruyor. Ne oldu?"
"Parla, taşınıyoruz" babamın tek nefeste söylediği cümle beni dumura uğratmıştı. Ne demek taşınıyorduk?
"Ne diyorsun sen baba?"
"Ne duyduysan o yavaştan toparlanalım annecim."
"Ya her şeye tamam ama neden ve nereye gidiyoruz?"
"Babanın pek sevgili memleketine gidiyoruz parlacım."
"Ne alaka ya ben gidemem o saçma insanların olduğu şehre" Dilara'nın sinirle söylediği cümleyle babamın elindeki çay bardağını sertçe masaya bırakması hepimizi sesizleştirmeye yetmişti.
"Hadi kızım toparlanın" annemin ikazı üzerine usulca masadan kalktık ve odamıza doğru yol aldık.
Odaya girer girmez pek sevgili ikizim söylenmeye çoktan başlamıştı.
"Hayır ben anlamıyorum ki Istanbul'un suyumu çıktı da biz yeniden Ankara'ya gidiyoruz. Üstelik kovulduğumuz yere."
"Dilara, sana ilk defa hak veriyorum"
"Dalga geçme sırası mı şuan Parla?"
"Dalga geçmiyorum sana hak verdim. Bana da saçma geldi iki sene önce bildiğin kovulduk şuan yeniden paşa paşa gidiyoruz. Pes doğrusu. Ama benim adım da Parlaysa bu işte bir iş vardır. Havada bildiğin bok kokusu var"
Düşünceli düşünceli konuşurken odaya erkek kardeşimiz Tuğra'nın girmesiyle o tarafa dönmüştük.
"Sevgili ablalarım çok doğru konuştunuz 24 sene sonra ve size neden gittiğimizi söylememi ister misiniz?"
"Boş yapma Tuğra söyle"
"Ama diloş bir şartla söylerim."
"Para mı?" Sıkıntılı bir sesle söylediğim şey tuğra'nın gözlerini parlatmıştı.
"Evet parlacım para"
"Tamam ne kadar istiyorsan vereceğiz söyle şimdi"
"Aslan ablam Parla'yı evlendirmek için giriyoruz. "
Lafın ne ara dönüp bana geldiğini anlamaya çalıştığım esnada annem elinde terlikle odaya girivermişti.
"Ben sana söyleme demedim mi tuğra."
"Ama anne ya"
"Anne ne demek Parla'yı evlendirmek istiyorsunuz? Delirdiniz mi siz?!" Dilara'nın sert çıkışını annem beklemiyor olduğundan dumura uğramıştı.
"Bana sesini yükseltme konuyla ilgi ve alakam yok. Babanız böyle uygun gördü. Ses çıkartmayın"
Bu sözlerin ardından yavaştan kendime geliyordum. Annemin sözlerini hazmedemiyordum.
"Anne siz delirmişsiniz. Ne evlendirilmesi bir anne baba evladına nasıl bunu yapar."
"Parla uzatma. Toparlanın akşam yola çıkacağız"
Annemin odadan çıkmasıyla kendimi yatağa bırakmam bir olmuştu. Karşımdaki aynaya baktığımda ne kadarda berbat bir halde olduğumu gördüm. Kıvırcık sarı saçlarım birbirine dolanmış haldeydi. Beyaz tenim hemen sinirden kızarmıştı. Acınacak haldeydim.
Dilara yanıma gelerek elini omzuma koydu ve huzur veren sesiyle konuşmaya başladı. Onu gerçekten seviyordum bazen anlaşamasakta o benim ikizimdi o varsa ben vardım ben varsam o vardı.