Heyy keyifli okumalar hepinizee yazım yanlışı varsa kusura bakmayın.
Ayten teyzelerin kapısının önüne gelmemize rağmen hala öylece kapının önünde duruyorduk. Ne Akalp ne de ben eve girme girişiminde bulunmuyorduk ki Akalp'in nefes kesen o sesi kulaklarıma dolmuştu.
"Neyi bekliyoruz?"
"Bilmem, temiz hava hoşuma gitti sadece."
"Sende benim hoşuma gidiyorsun ama saatlerce bakamıyorum maalesef."
"Neden?"
"Şartlar kıvırcık şartlar."
Gülümseyerek ona baktığım sırada Nesrin abla kapıyı açarak konuşmaya başlamıştı.
"Çocuklar neden gelme girişiminde bulunmuyorsunuz?"
"Aa..Şey geliyorduk şimdi dimi Akalp?"
"Evet evet abla geliyor-"
Akalp sesi yarıda kesilmişti ki arkadan kumral, yeşil gözlü zannımca benim yaşımda olan oldukça alımlı bir kadın elinde bir çocukla bağırarak üzerimize gelmeye devam ediyordu.
"SANA İNANAMIYORUM AKALP! GERÇEKTEN İNANAMIYORUM HAMİLE HALİMLE BIRAKTIĞIN YETMEZMİŞ GİBİ BİRDE ÖYLECE KAPININ ÖNÜNE KOYDUN BENİ. BU KADIN YÜZÜNDEN Mİ HİÇE SAYDIN 5 SENEYİ? KONUŞSANA!"
Duyduklarım karşısında dilim lal olmuştu. Tenim buz kesmişti ellerim titriyor bacaklarım güçsüzlesmişti. Kadının bağırışları o kadar yüksektı ki mahalleli ve ev halkı dışarıya çıkmıştı.
"A-akalp bunlar doğru mu?"
Nesrin ablanın kekeleyerek kurduğu cümle karşısında gözlerim Akalp'i bulmuştu hayır değil desin istiyordum. Bu bize oynanan kötü bir oyun olsun istiyordum. Ama olmadı Akalp başını yere eğdi ve öylece yere baktı.
Gözlerim bir kadını buldu birde yanındaki 3 yaşlarındaki erkek çocuğunu. Gözleri Akalp gibi bakıyordu küçük çocuğun. Onun oğluydu bu çocuk.
Zar zorda olsa konuşmaya çalışmıştım.
"Ben sana güvendim. Sana kalbimi açtım karşılığı bu muydu? Beni kendine bağlayıp çekip gitmen miydi? Hiç mi sevmedin Akalp? Hiç mi düşünmedin? Vicdanın şu küçücük çocuğu bırakırken hiç mi sızlamadı? Peki bu kadın ne acılarla yaşadı hiç mi düşünmedin? Konuşulmayan her acı, kalbi parçalar Akalp. O yüzdendir sana bu son sözlerim. Rabbimden tek bir dileğim var ahım üzerine olsun Akalp Yılmaz. Yaşattığını yaşa Akalp Yılmaz. Bir daha sakın, sakın karşıma çıkayım deme. Andım olsun seni beni yaktığın gibi yakarım."
Arkamı dönerek son kez baktım Akalp ve ailesine sonrası ise yalnızca yürümek oldu. Beni durdurmadı, gitme demedi. Yalan demedi. Yalnızca ardımdan baktı. Ne yapacaktım pek fikrim yoktu sadece tek yapacağım şey buradan gitmek olacaktı. Ankara benim için kapanan bir defter olacaktı.
Annemler bizim eve yerleşmişti çantamdan anahtarı çıkartıp kapıyı açtım ve hızla odama gittim. Arkamdan annemin feryat sesleri geliyordu. Kulak asmadım onları umursamadım. Bavuluma elime ne geliyorsa koydum ve odadan çıktım. Kapının önüne geldiğimde annem,babam,Dilara ve Tuğra öylece suratıma bakıyordu ki babam konuşmaya başlamıştı.
"Seni durdurmayacağım gitme demeyeceğim. Git kızım git ne zaman iyi hissedersen o zaman geri gel. Bu ev ve kapı sana her daim açık."
"Teşekkür ederim baba.."
Hepsiyle tek tek vedalaşıp kapıdan çıktığımda karşımda Akalp'i ve ailesini görmemle bedenim titremişti.
"Kızım Parla'm yalan hepsi kadının hiç bir alakası yok Akalp ile. Dur bir dinle."