Wattpad lütfen düzelll
Instagram: belinsell1
Akalp ile beraber New York Havaalına gelmiştik. Direk Ankara'ya gidecektik benim tüm kişisel eşyalarım Çınar tarafından kargolanıp Ankra'ya getirilecekti.
"Uçağın kalkmasına bir saat var. Yiyecek bir şeyler alalım sonrasında kapıya geçer bekleriz."
"Nasıl istersen?"
"Bana soğuk davranma Akalp."
"Kırgınım sana Parla. Hemde çok kırgınım. Lanet kalbime söz geçiremiyorum seviyorum hala seni. Ama kırgınım işte. Ahın tuttu Parla. Üç senedir hiç bir işim yolunda değil benim. Hissediyorum yolun sonuna geldiğimi. Her şeyi hissediyorum."
"Böyle konuşmayı kes. Ahım falan tutmadı ettim ben tövbesini. Kırgınlığın geçecek Akalp. Kendimi affettireceğim sana."
"Ben sana küs değilim kırgınım sadece. Dinlemeden gidişine kırgınım. Dinlesen şuan belkide çocuğumuz bile olabilirdi. Mutlu olabilirdik. Seven insan dinler Parla. Sen öylece bırakıp gittin."
"Biliyorum aptalım yaptığım şey kötüydü ama o an ne durumda olduğumu düşünmeye beni anlamaya çalış. Bir adam gelip sana bunları söylese ne yapardın Akalp? Sakin kalır mıydın?"
"Kalırdım Parla. Sana sonsuz güveniyorum ben. Beklerdim seni. Çekip gitmezdim."
"Özür dilerim gerçekten özür dilerim."
Uzunca suratımı izledi ve sonrasında kapıya doğru yürümeye başladı. Arkasından öylece bakıyorken konuşmaya başladı.
"Kapıya gidelim. Ya da açsan yiyecek bir şeyler alalım."
"Kapıya gidelim aç değilim."
"Peki."
Sessizce konuşmadan saatin gelmesini bekliyorduk. Evden çıkmadan Dilara'ya haber vermiştim herkes hazırlık yapıyordu. Akalp'in yanında yer aldığımda parmaklarına değdi gözlerim. Yüzüğü hala parmağındaydı. Çantamı karıştırdığımda bende yüzüğümü bularak parmağıma takmıştım. Kafamı yine ona çevirdiğimde gözleri ellerimdeydi.
Bir süre daha ellerime baktıktan sonra beklemediğim bir hamle ile elleri ellerimi bulmuştu. Başını ise omzuma gelecek şekilde koymuştu. Aramızdaki buzlar eriyecekti buna emindim.
Evet hata yapmıştım. Ama anlamıştım hatamı ve bunu düzeltmek için elimden geleni yapacaktım. Bir süre daha öyle durduktan sonra anons sesi ile kapı açılmıştı. Ayaklanarak kapıya doğru yürümeye başlamıştık. Tek geldiğim bu şehirden sevdiğim adamla geri dönüyordum.
Biz Parla ve Akalp ya kazanacak ya da kaybedecektik. Ya dibe vuracak ya da kıyıya vuracaktık. Ya yaşayacaktık ya da ölecektik.
Önümüzde 12 saat vardı. Koskoca 12 saat vardı. Muhtemelen yol boyu uyuyacaktık.
12 saat sonra Ankara
"Her şeyini aldın değil mi?"
"Aldım ben sen?"
"Aldım aldım. Hadi Merih bekliyor."
"Ne ara haber verdin?"
"Verdim işte bir ara bekletmeyelim gel hadi."
Kapıdan çıkar çıkmaz karşımda Merih ve Dilara'yı görmüştüm. O kadar özlemiştim ki memleketimi ve ailemi. Dilara eli karnında öylece dolu gözleri ile bana bakıyordu ki kollarını iki yana açmıştı.