_Charles_
Evet sonunda sözümü tutmuş ve ferrariyle kontrat imzalamıştım.Ancak her ne kadar mutlu olsamda içinden bir ses kötü birşey olacak diye mırıldanmaktan kendini alamıyor ve içime kurt düşürüyordu.
Düşünmeyi bırakıp evime doğru arabamı sürmeye başladım.Aslında eve gitmek istemiyordum ancak şu aralar biraz dinlenip simülasyonla antrenman yapmanın daha iyi olacağını biliyordum. Yolumu saptırmadan eve vardım.
Gelir gelmez yaptığım ilk iş telefonu şarja takmak oldu.Sabah aceleyle evden çıkmıştım ve telefonu şarja takmayı unutmuşum.Telefonu açtıktan sonra duş almak için banyoya ilerledim.
"Sikeyim bu bildirim sesi de ne böyle!"
Duşan çıkar çıkmaz telefondan gelen bildirim sesine küfrettikten sonra daha da rahatsız olmamak için telefonu sessize aldım.
Sosyal medya ve birkaç arkadasımdan gelen tebrik mesajları gelmişti.Çoğunu yanıtlayıp tekrar telefonun sesini açtım.
Çok yorgundum ve saat daha öğlenin ikisiydi.Uyumaktan zarar gelmez diyerek uyumaya koyuldum.
Birkaç saat sonra gelen arama sesiyle korkmuş olacağımki neredeyse yatakta zıplamıştım.
"Alo?"
"Efendim Pierre?"
"İtiraz istemiyorum beraber bunu kutlamaya gidiyoruz!"
"Ama-"
"Aması falan yok Charles hayatında kaç kere Ferrariyle kontrat imzalar bir insan? 10 dakikaya oradayım ona göre kalksan iyi olur!"
"Tamamda nereye gidicez?"
"Alo?"Telefonu yüzüme kapatmış olsaki yanıt alamıyordum. Pierre beni dövmeden kalksam iyi olur diyerek doğruldum ve saate baktım.
"Siktir lan oradan!"
Saat neredeyse 11'e gelmişti. İçimden 'o kadar uyudummu ben ya' diye geçirdim ve banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım ve telefonu elime aldım Pierre tarafından yaklaşık 9 tane cevapsız arama vardı. 'Beni dövmese iyidir' diye iç çektimki tam o sırada zil çaldı.
Aşağı kata inip kapıyı açmamla Pierre'in bana sarılması bir oldu.
"Mal niye telefonlarına bakmadın endişelendik amına koyayım!"
"..."
"Zaten evine geliyordum benim için sorun olmazdı. Sen neden telefonlarıma bakmıyordun?"
"Uyumuştum farketmemişim diyelim"
"İyi geç sana kıyafet seçeceğiz."
"Nereye gidiyoruz ki?"
"Görürsün"
Pierre benim birnevi abim gibiydi sağolsun her zaman yanımda olmuş, beni desteklemişti.Hakkını ödeyemeyeceğim insanlardandı.
Hazırlanıp yola çıktık.Arabayı Pierre kullanacaktı gerçi buna bir itirazım yoktu.Gece klübünün önünde araba durduğunda bir süre Pierre'e baktım.
"Cidden gece klübümü?"
Yanıtımı gülen Pierre ile gayet iyi almıştım.Gece uzundu,başıma birşey gelmezse iyidir diye düşündüm çünkü sarhoş gecelerim genelde iyi sonuçlanmıyordu.
İçeriye girdiğimizde yüksek sesli müzik ve ışıklara alışmam biraz zaman alsada ortama hemen ayak uydurmayı başardım.Pierre'e içki almaya gideceğimi söyleyip pistten uzaklastım.
Barmene kokteyl siparişi verip beklemeye başladım. Nedense izleniyormuşum gibi hissediyordum. Etrafıma bakınmaya başladım.Tam o sırada barmen siparişimi bana uzattı.
Teşekkür ederek gecenin tadını cıkarmaya odaklandım.Ama hâlâ sanki birisi beni izliyormuş gibi hissediyordum ve doğruyu söylemek gerekirse aşırı rahatsız edici geliyordu.
Tekrar etrafa bakındım ve tanıdık bir simaya gözüm çarptı.
"Max?.."
Evet bu oydu Max Siktiğiminin Verstappen'i daha 2 ay önce ayrıldığım eski erkek arkadaşım.
Ve biliyor musunuz bana neden ayrıldığımızı bile söylemedi.Şimdi ise yüzsüz beni izliyordu.Bozuntuya vermeden kokteylimi yudumladım.
Bir yandan da hâlâ onu düşünüyordum çünkü nedense hâlâ o şerefsize aşıktım ve o beni hicbirşey demeden bırakıp gitmişti...
Tüm bu düşünceleri bir kez olsun kafamdan atmak için sarhoş olmayı göze almıştım.Barmeni yanıma çağırıp tekila siparişi verdim.O sırada Pierre beni yanına dansa cağırsada onu reddettim.Kendimi bildim bileli dans etme özgüvenim olmadı.
Pierre benim gelmediğimi anlayıp benim yanıma geldi.
"Charles iyimisin bir sorun yok dimi normalde tekila içmezsinde?"
"İyiyim"
"Max'i gördünmü?Az önce seni izliyordu sana söyleyecektimde çok dalgın görünüyordun"
"Sorun yok Pierre gördüm Max'i de.Sen rahatına bak" diyerek tekilayı dikmemle Pierre sorgulayıcı gözlerle bana baktı.
Bu sefer o da tekila sipariş etti ve gecenin geri kalanı böyle geçti en sonunda midemin bulanmasıyla zar zor lavaboya ilerledim.
_Max_
Charles lavaboya doğru yürümeye çalışıyordu.Kusacağını anladığımda yardım amaçlı peşinden gittim.Bana kırgın olsa gerek beni görmesine rağmen selam bile vermedi ama haklıda.Ona hicbirşey demeden ayrılmıştım onunla.
Ve evet tahmin ettiğim gibi Charles kusuyordu.
"Charles iyimisin?"
Beni duyunca bir anlık irkildi. Sanırım beni beklemiyordu. Tam o anda ayağa kalkmaya çalıştı ama nafile hemen yeri boyladı.
"Charles?.."
"Charles beni duyuyor musun?"Evet bayılmıştı.Mecbur ya Pierre'i bulucaktım ki o da sarhoştu bende benim evime getirmek zorunda kaldım.
Eve geldiğimizde onu yatak odama taşıdım.Kucağımda olması nedeniyle kokusunu içime çekme şansım olmuştu.İçki ve kendi saf,güzel kokusunun birleşimi beni adeta büyülüyordu.Nasıl olmuştuda sırf babam yüzünden onu terketmiştim.
Onu yatağa yatırırken kulağına fısıldadım "Özür dilerim..."
Üstünü örttüm ve yatak odasından tam çıkacakken kolumun çekiştirilmesiyle Charles'a döndüm.
"Neden beni bıraktın Maxie?..."
İlk bölüm 💖
Yazım yanlışım varsa özür dilerim.
Umarım güzel olmuştur🥹
Seviliyorsunuzz 😽💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Inside Darkness -Lestappen
FanfictionCharles yaklaşık birkaç ay önce Ferrari ile kontrat imzalamış ve bunun şerefine arkadaşlarıyla beraber bir gece klübüne gitmişti. Ancak ortadaki tek sorun eski sevgilisi Max Verstappen'inde o gece aynı klüpte olmasıydı...