Kardeşine sıkı sıkı sarıldı Emir. Artık Eslem'in gitme vakti gelmişti. Hava sahasındaydılar. Şampiyona için İtalya'ya gitmek üzere Halil Baran tarafından bir özel uçak ayarlanmıştı. Şimdi de uçak kalkmaya hazır bir şekilde beklerken son bir kere daha içten bir şekilde sarıldılar.
"Beni takip et internetten tamam mı? Seni çok özleyeceğim."
Abisinden ayrıldı ve derin derin baktı ona.
"Edeceğim tabii fındığım. Yurtdışına çıkıyor olman benden kurtulduğun anlamına gelmiyor. Merak etme İtalya'da da olsan terörümü her yerde estireceğim." Deyip kardeşine göz kırptı ve sırıttı.
Göz devirdi Eslem. Abi işte her durumda aynıydı. Sonunda arkasını dönüp uçağa doğru ilerledi. Emir, O arkasını dönüp ilerlerken yanındaki takım elbiseli ve siyah gözlüklü adamın elinden şişeyi alıp kardeşinin arkasından döktü. Fakat suyun birazını bilerek kardeşinin üstüne dökmüştü.
Eslem buz gibi suyu hissedince irkildi. Hızla arkasını dönüp ne olduğuna baktı. Karşısında sırıtan abisi ve takım elbiseli adam vardı. O bile gülüyor gibiydi. Kafasını 'çok salaksın' der gibi iki yana salladı ve uçağa binip camdan abisine el salladı.
Emir ise kardeşinin ne ara büyüdüğünü sorguluyordu. Dün gibi hatırlıyordu onu gece tuvalete götürdüğü zamanları. Şimdi büyümüş de voleybol mu oynuyordu? Hem de millî takımda. Kaşlarını hızlı hareketle kaldırıp indirdi. Hayat çok garipti.
Aklına birden Halil Baran'ın düzenlediği akşam yemeği geldi. Şimdi gidip onun için hazırlanmalıydı. Vakit gittikçe daralıyordu.
Yemeğin organize edilmesinin sebebi Emir'in eğitimiydi. Bunun için seçkin Türk mühendislerini yemeğe davet etmişti Halil Baran. Yemekte neden olduğunu anlamadığı şekilde Şinasi Akar ve kızı Zeynep de olacaktı. Yemek Emir ile ilgiliydi tamamen. Savunma Bakanı ve kızı ne alakaydı ki?
Düşüncelerinden sıyrılıp yanındaki korumaya döndü.
"Gidelim mi artık? Yoksa sevdin mi burayı ha?" Amacı saygısızlık etmek falan değildi. Şımarık zengin bebeleri gibi küstah bir yapısı yoktu. Sadece çevresindekilere takılmayı seviyordu o kadar.
Adam cevap vermeden elini arabaya doğru uzattı 'gidelim' der gibi. Emir mesajını almış bir şekilde hemen arabaya atladı. Hazırlanmak için eve doğru yola koyuldular.
••••••••••••
"Bu uçakların yapımında dış yüzey modelleme yapılır ve bunun bir hesabı var. Bu hesaplara da değineceğiz."
Zeynep oflayarak "Her şeyin hesabı var her şey birbirine girdi yine." Dedi. Şu an İHA & Uçak CFD analizleri hakkında eğitim görüyordu. Okulunu bitirdikten sonra bilgilerini unutmamak adına tekrar bilgilerinin üstünden geçmeyi ve onların üstüne eklemeyi planlıyordu.
Bilgilerine bilgi eklemek adına da bu akşam babasının arkadaşı olan Halil Baran'ın mühendislerle düzenlediği akşam yemeği organizasyonuna davetliydi. Şinasi bey kızının uçak alanında gelişmesini ve Türkiye adına çalışmasını desteklemek amaçlı Halil bey ile ortak hareket ediyordu zira Halil bey de aynı durumdaydı.
Dersi bitince bilgisayarı kapatıp yemek için hazırlanmaya koyuldu. Hızlıca duş alıp önceden hazırlayıp bir kenara koyduğu kıyafetlerini giyindi. Aynadan kendisine baktı. Hafif koyu yeşil renk dizlerinin biraz üstüne gelen, belden oturtmalı, belden aşağısı bol bir elbise giymişti.
Ayağına da kahverengi bot geçirecekti. Saçlarını her zamanki gibi salık bıraktı. Saçında ufacık bile kıvrım yoktu dümdüzdü ve siyaha yakın bir rengi vardı. Saçlarını tarayıp eliyle düzelttikten sonra hazırdı. Yüzüne hiç makyaj yapmazdı bu şekilde gayet güzel olduğunu düşünüyordu. En fazla gözüne rimel sürerdi o kadar. Fazlası yüzüne hiç yakışmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZELZELE
General FictionSonunu düşünen kahraman olamaz diyerek yazılmaya başlanan bir hikâyedir. Türkiye Cumhuriyeti'ne oynanan oyunlardan ilham alınarak yazılan sahneler barındırır.