Arkadaşlar buradan itibaren kahraman bakış açısı ile yazmaya başlayacağım. Bölümün anlatıcısını da kocaman harflerle yazacağım, iyi okumalar <33
AHMET EMİR
Mühendislerle olan toplantının ardından tam iki hafta geçmişti. Adamlar işe pek razı değil gibiydiler ama aynı zamanda da razı gibiydiler çok değişik hâlleri vardı yani anlam veremedim. Niye bu kadar tantana yaptılar ona da anlam veremedim. Altı üstü araba yapacağız atom parçalamayacağız.
"Tecrübe tecrübe tecrübe. Anladık lan tecrübe de bu kadar önemsenecek bir şey olduğunu düşünmüyorum ben. Kendileri çok tecrübeli de noldu sanki. Büyükler hiç çekilmiyor ya."
Yaklaşık bir saattir Doğan'a, Barbaros'a, Batuhan'a ve Dilan'a aynı şeyleri tekrarlayarak başlarının etini yiyordum.
"Bak bu doğru. Büyükler harbiden çekilmiyor." Diyen Batuhan'a kafamı çevirdim.
Annesi Alman babası da Türk'tü. Fakat babasının oğlu üzerinde fenotip bakımından pek etkisi yok gibi zira çocuk sarışın mavi gözdü. Neyse bu ne alaka şimdi en son büyükler diyorduk.
"Batuhan Allah Muhammed aşkına sus fitilini ateşleme şunun kafam karıştı zaten bir halt anlamadım." Dedi Barbaros.
"Neyini anlamadın lan oğlumuz araba yapacak vın vın sokaklarda gezecek işte."
İkili hep birbirlerine laf atardı. Hiçbir zaman ciddi ciddi kavga ettiklerini görmedim şahsen. O yüzden bu atışmaları hiç takmazdık.
"Ee nolacak şimdi?" İşte o ilahi soru Dilan'dan geldi.
"İşte mühendis abilerle şirkette çalışmaya başladık. Arabalarla daha yakın olmam lazım falan fıstık. Bu arada da bir ekip kurmak istiyor mühendis abiler. Her şeyi onlar ayarlıyor ben sudan çıkmış balığa döndüğüm için."
Dilan şirket lafını duyunca sebepszice sırıttı.
"Ne gülüyon kız?" Dedim göz kırpıp.
Saçlarını savurup oturduğu yerde dikleşti. Bunları yaparken yunus balığı gibi sırıtıyordu tabi.
"Ahmeetttt. Of çok heyecanlı. Zeynep de o şirketteymiş öyle mi?"
Sen nereden biliyorsun be kızım demeyecektim çünkü kızlar arasında yaşanan istihbaratı sorgulamayı bırakalı uzun zaman olmuştu. Zeynep ile aynı yerdeydik. O uçak alanında çalışıyordu. Anlattıklarına göre küçüklüğünden beri uçak yapmak ve uçurmak istemiş. Ama bu hanım kız normal uçakla değil askerî uçaklarla ilgilenmeyi seviyormuş. En başından beri çok başka bir havası vardı Zeynep'in. Östrojen hormonu mu az geldi ne oldu kıza hiç bilmiyorum ama normal kızlar gibi değildi. Makyaj yapmazdı mesela. Sadece ojeleri çok seviyordu. Gratis indirimlerini hiç takip etmiyordu. Gerçi kız savunma bakanının yanında büyümüştü ne bekliyorduk ki.
"He öyle." Ee nolmuşkine?
Doğan da Dilan'a bakıyordu bu ara.
"Balım yine ne geçiyor aklından?""Ay yok bir şey sadece Zeynep'i çok severim biliyorsunuz. Bir şirkete girmiş olmasına sevindim." Yalan söylüyor. Allah'ıma kitabıma yalan söylüyor. Başka bir şey var bu kızda. Tam diyecekti son anda vazgeçti niyeyse.
"La o kadar heyecan bunun için miydi? Ben de bir şey diyecek sandım." Aynen öyle Barbaros.
Doğan ayaklandı bu ara. Adımlamaya başlamıştı ki durmak zorunda kaldı.
"Usman'ım nere gidersın?" Barbaros her zamanki gibi kaşınıyordu.
"Ana-" diyecekti ki Dilan'ın bakışlarını görünce geri tepti garibim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZELZELE
Ficción GeneralSonunu düşünen kahraman olamaz diyerek yazılmaya başlanan bir hikâyedir. Türkiye Cumhuriyeti'ne oynanan oyunlardan ilham alınarak yazılan sahneler barındırır.