13- Dikkat dağıtan maviler

2K 140 27
                                    

1 ay sonra
Ayna karşısında kendine bakıyordu Gökdeniz. Bir ay içinde hatırı sayılır derecede kas yapmıştı. Çok fazla olmasa da, idare ederdi. Spora devam edecekti nasılsa. Daha gelişeceğini düşünüyordu.

Ceketinin kollarını çekiştirerek baktı kendine bir kez daha. Gerçekten tam bir koruma gibi görünüyordu. Aylar sonra bu kadar iyi hissediyordu kendini. Hâlâ aynada kendine bakarken, kapının açılmasıyla arkasına döndü. Karan odaya girmişti.

"Küçük, hazırlanmışsın." dedi belli belirsiz gülümseyerek. Gökdeniz, tripli bir şekilde baktı Karan'a.

"Artık bana küçük demeseniz. Korumanıza küçük demeniz biraz komik." dedi trip atar gibi. Karan, bu kez sesli bir şekilde güldü.

"Haklısın ama ağız alışkanlığı." dedi ve baştan ayağa süzdü Gökdeniz'i. Gerçekten de ilk bulduğuyla şimdiki hali arasında dağlar kadar fark vardı.

İlk bulduğunda çelimsiz, zayıf ve hayata karşı umutsuzdu. Şimdi ise çevik, dirayetli ve gözlerinde umut ışığı vardı.

"Tam bir koruma olmuşsun." dedi Gökdeniz'e. Hâlâ bu çocuğa bakarken kalbinde kıpırtılar oluyordu. Henüz oturup da kendini sorgulamamıştı. Belki de varacağı sonuçtan korkuyordu.

"Gerçekten mi?" dedi Gökdeniz heyecanla. "Beğendiniz mi yani?"

"Beğendim." dedi derin sesiyle. Gökdeniz, Karan'ın derin sesini duyunca, kalbi hızlandı yine. Yanakları yanmaya başlamıştı. Midesinde de garip bir kramp vardı. Karan'la konuşurken bunlar oluyordu sık sık. Cevabını tahmin ediyordu lakin o da kendini oturup sorgulamamıştı hiç.

"Hadi çıkalım." diyen Karan'ın sesiyle kendine geldi ve ceketinin iki düğmesini ilikleyip, başıyla onayladı. Önden Karan, arkadan Gökdeniz birlikte çıktılar odadan.

Villadan da çıktıktan sonra, Karan arabaya bindi. Ardından Gökdeniz Karan'ın karşısındaki koltuğa geçti. Arabanın sürgülü kapısı kapandı ve villanın bahçesinden çıkıp, şirkete doğru yola çıktılar.

Arabada sadece Karan, Gökdeniz, Kerim ve şoför vardı. Kerim ve Gökdeniz, Karan'ın yakın koruması konumundalardı. Kerim, aynı zamanda da sağ koluydu Karan'ın.

Gökdeniz, arabanın camından dışarıyı izlerken, düşünüyordu da. Belindeki silahı, üstündeki takım elbiseyi ve bulunduğu konumu. İki ay öncesine kadar yarı aç yarı tok yaşamaya çalışan biriyken, birdenbire bir mafyanın yakın koruması olmuştu.

Evet, Karan'ın mafya olduğunun farkındaydı uzun zamandır. Ama korkmuyordu ondan. Aksine, çok güveniyordu. Ona bir hayat borçluydu. Hem hayatını kurtarmış hem de yeni, güzel bir hayat sunmuştu ona.

Gözleri Karan'a çarptığında, bakışları kesişti. İkisi de çekmedi gözlerini. Aralarındaki elektrik, elle tutulabilir gibiydi sanki. Araba ani bir frenle durunca, ikisi de sanki transtan çıkmış gibi kendilerine geldiler.

"Noldu Hamdi?" diye sordu Karan şoföre. Şoför, başını hafifçe arkaya çevirip, cevap verdi.

"Köpeğe çarpmak üzereydim Karan bey. Özür dilerim."

"Dikkatli ol." dedi Karan ve camdan dışarı çevirdi bakışlarını. Mavi gözler dikkatini dağıtıyordu. Gözleri o mavi gözlerden ne kadar uzak dursa, o kadar iyiydi.

Bölümü daha yeni yazdım ve şu an bitirdim. Çok kısa biliyorum ama böyle bir bölüm olmalıydı çünkü ikilinin duygularına çok yer veremediğimi ve yansıtamadığımı düşündüm. O yüzden böyle ikilinin duygularına odaklı bir bölüm yazmak istedim.

Bir dahaki bölümleri daha uzun tutmaya çalışacağım. Bunu yazdığım gibi attım çünkü aranın çok açılmasını ve sizlerin kurgudan uzaklaşmasını istemedim. Umarım bölümü sevmişsinizdir.

Yorumlarda buluşalım 🩷

MAFYA VE KÜÇÜK *bxb*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin